Aydınlık gazetesi’nde yer alan iddiaya göre, SU-24 tipi Rus savaş uçağının düşürülmesinden birkaç gün önce Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında bir görüşme gerçekleşti. Aydınlık gazetesinin en üst düzeyde Türk ve Rus kaynaklardan aldığı bilgilere göre bu görüşmede Erdoğan, Putin\'e Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Batı Kürdistan’daki koridora müdahalesini nasıl karşılayacaklarını sordu. Putin, Rusya\'nın Türk Ordusu’nun bu harekâtını görmezden geleceğini belirtti. “Ekranların önünde Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunur, fakat askerî anlamda herhangi bir eylemde bulunmayız.” dedi. Böylece iki devlet başkanı arasında anlaşma sağlandı. G-20 zirvesi için geldiği Antalya\'da harita üzerinde bilgi verilirken, Putin, ”Amerikalılar orayı Kürtlere vermeyi planlıyor” diyerek bölgedeki stratejik gelişmelerin odağına işaret etti.
Erdoğan ile Putin arasındaki anlaşma, Batı Kürdistan’da ABD ve İsrail desteğiyle açılan “Kürt Koridoru”nun Türk Ordusu tarafından kesilmesi anlamına geliyordu. Böylece Kuzey Kürdistan planına karşı Rusya’nın da içinde olduğu çok geniş bir ittifak oluşuyordu. ABD ile İsrail’in “Kürt Koridoru” girişimi silahlı güç kullanılarak bozulmuş olacaktı. Cerablus Harekâtı sonucunda genişliği 98 kilometre, derinliği 61 kilometre olan bir alan IŞİD\'den temizlenecek ve PYD\'nin Fırat\'ın batısına geçip, Azez ile Kobani arasındaki bölgeye girmesi engellenecekti.
Aydınlık gazetesinin Davutoğlu hükümetine yakın kaynaklardan aldığı bilgilere göre Rus uçağının düşürüldüğü gün “Büyük Operasyon” için Genelkurmay karargâhında yapılan planlar tamamlanmıştı. Bütün olasılıklar hesaba katılmıştı ve harekât emri verilmek üzereydi. O gün, ABD Genelkurmay İkinci Başkanı Paul Selva da Ankara\'daydı. Ve o akşam Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Türkiye\'de olacaktı.
Hançerlenen Anlaşma
Ortadoğu\'da dengeleri değiştirecek olan bu anlaşma, Rus uçağının düşürülmesi yüzünden hayata geçirilemedi. Putin, olaydan sonra “Sırtımızdan hançerlendik” diyerek doğrudan doğruya Erdoğan ile yaptıkları anlaşmaya göndermede bulundu. Türk Ordusu\'nun ABD-İsrail koridoruna girmesi konusunda anlaşmaya varılmışken Rus uçağının düşürülmesini Moskova yönetimi “İhanet” olarak değerlendirdi. Olayın ardından Erdoğan yönetimi NATO\'ya başvurunca, yaşanan bunalımı daha da ağırlaştırdı.
Bunun üzerine Türkiye PYD’nin Fırat’ın batısına geçemeyeceğini belirtti. Ancak Rusya’nın bölgeyi denetim altında tutması ve o bölgede “kuvvetlerimize tehdit oluşturan tüm hedefler sorgusuz sualsiz vurulacak.” açıklamaları üzerine gereken askeri harekat yapamıyor.