Geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın,Yunanistan’ı tehdit eden açıklamarının ardından iki ülke arasında gerilim yine artmış, Yunan tarafı Türkiye’yi sunni gündem yaratmakla suçlamış ve bu açıklamaların Yunanistan’ın ABD ve NATO nezninde kazandığı itibarın dışa vurumu olarak değerlendirmişti. Son yıllarda ABD ve NATO’nun Yunanistan’la kurmuş olduğu diplomatik ve askeri faaliyetler,Yunan ordusuyla yapılan ortak askeri tatbikatlar vede Yunanistan’da kurulan yeni askeri üsler bölgede şimdiye kadar Türkiye’nin üstlendiği rolün Yunanistan’a mı veriliyo algısını yaratmıştı.
Yunanistan ordusu, ülkedeki ABD askerleriyle yeni bir tatbikata başlarken Yunan Merkezli Pentapostagma gazetesi, Trakya’yı Yunanistan’ın, İstanbul’un batı yakasını da Ekümenik Patrikhane devleti olarak gösteren harita paylaştı. Tehdit ve provokasyon için hazırlanmış habere “ABD, Ankara’yı 96 saat içinde işgal eder” başlığı atılırken, Yunan ordusundaki Türkiye korkusu da ifşa edilmiş oldu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz ay toplanan Bakanlar Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından açıkladığı Rojava’ya askeri operasyon kararı ABD, Rusya, AB ülkeri tarafından destek görmedi ve bu ülkelerin askeri bir operasyona karşı oldukları yönünde açıklamaların yapıldığı bir sırada Türkiye’ye hiç beklemediği bir tehditte İran’dan geldi.
Kendilerini Ahrar el-Hak olarak kamufle eden İran güdümlü milis oluşum Türkiye’nin askeri operasyonlarını Irak’ın ulusal güvenliğine ve hatta genel olarak bölgenin güvenliğine yönelik tehdit olarak gösterdi. Şii milis grubu 20 yılı aşkın süredir PKK işgalinde olan bölgenin Türk askerlerinden kurtarılacağı ve bu amaç için tüm askeri üs ve noktaların vurulacağı” kaydı düşüldü.
Şii milis gruplardan Asaib Ehli’l-Hakk’a bağlı Ahrar el-Hak isimli milis yapılanması, Türk güçlerinin iki hafta içerisinde bölgeyi terk etmemesi halinde bütün noktalarda hedef alınacağını, ayrıca bu süre sonunda Türkiye ile her türden ticari, siyasi ilişkilerini sürdüren Irak’lı kişi ve kurumları da cezalandırmakla tehdit etti.
Irak Cumhuriyeti Sanayi ve Madencilik Bakanlığı eski müsteşarlarından Abdulhadi Ubeyd, Türk operasyonları ile ilgili Tahran’ın ilk günden bu yana sürdürdüğü rahatsızlığı yeni bir boyuta taşıdığını, Türkiye’yi tehdit eden grubun İran güdümlü olduğunu belirten Ubeyd “İran’ın nihai amacı askerî, dinî, kültürel, coğrafi ve ekonomik açıdan Irak’ı tamamen teslim almak. Geçtiğimiz günlerde İran’ın dini lideri Hamaney’in danışmanı önce Bağdat’a ardından Musul’un Telafer bölgesine gitti. Türkiye’yi ve Türkiye ile temasta olan tüm Iraklılara yönelik son tehdidin de bu ziyaretin hemen ardından gelmesi manidar. İran yönetimi Musul batısından Suriye’nin doğu ve kuzey aksına uzanan koridoru kontrol etmek istiyor. Bu projeyi yıllardır sahada zaten adım adım uygulama çabasında. Bu konuda Haşdi Şabi kadar PKK’yı da kullanıyorlar” diye konuştu.
Irak ordusundan emekli Albay Edib el-Tikriti ise “Tahran şu an Türkiye’nin operasyon yürüttüğü tüm noktaları kontrol etmek istiyor. Sincar başta olmak üzere Irak’ın Suriye ve Türkiye sınır çizgisinde tek güç olma hedefleri var. Irak’ın İran dışında açık kara kapısı olmasın diye uğraşıyorlar. Bu noktada yegâne rakip ve tehdit olarak da Türkiye’yi görüyorlar. Türkiye’de yaklaşan seçimleri de baskı aracı olarak kullanarak askerî kazanım sağlayacaklarına inanıyorlar” dedi. Iraklı emekli komutan ayrıca Başika Zelikan’da konuşlu Türk askeri varlığına yönelik saldırıların olağanüstü arttığını hatırlattı “Güçleri yeterse sabotaj girişimleri ve füze saldırılarını Pençe Harekât serisinin sürdüğü alana taşıyacaklar” uyarısında da bulundu.