Ketaib-i Hizbullah, ABD üslerine yönelik bu tür saldırıların amacının ‘düşmanı bitkin düşürmek’ olduğunu da bildirdi.
ABD tarafından Cuma günü yapılan açıklamada, ABD’ye ve onun Irak ve Suriye’deki ortaklarına yönelik saldırılara katıldıkları suçlamasıyla, Ketaib-i Hizbullah’ın birçok üyesine ve İran tarafından desteklenen bir başka Şii gruba yaptırım uygulanacağı bilgisi verildi.
İsrail ile Filistin Hamas hareketi arasında 7 Ekim’de başlayan savaş sonucunda bölgede gerilimin tırmanmasıyla birlikte, ABD, İran’ı ve desteklediği silahlı grupları, Ekim ortasından bu yana 60’tan fazla saldırı düzenlemekle suçluyor.
Bu saldırılarda en az 59 ABD askeri yaralandı, ancak hepsi ordu hizmetine geri döndü.
Ketaib-i Hizbullah grubunun güvenlik yetkilisi Abu Ali el Askari, dün Telegram üzerinden yaptığı açıklamada yaptırımları ‘gülünç ve saçma’ olarak nitelendirdi ve bu adımların grubun operasyonlarını etkilemeyeceğini söyledi.
Askari, “Irak’taki İslami Direniş Örgütü’nün düşmanlara karşı saldırıları, saflarında kayıplara neden olan ve araçları tahrip eden veya kafalarını karıştıran veya dikkatlerini dağıtan saldırılar, düşmanı bitkin düşürme stratejisine göre gidiyor” diye ekledi.
ABD yaptırımlarıyla hedef alınan Ketaib-i Hizbullah ile bağlantılı olanlar arasında grubun karar alma organının bir üyesi, dışişleri şefi ve İran Devrim Muhafızları ile birlikte çalıştığı iddia edilen bir askeri komutan da yer alıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı ayrıca, milis grubu Ketaib Seyyid Şuheda ve onun Genel Sekreteri Abu Ala el Walai’yi ‘Özel Olarak Tanımlanmış Küresel Teröristler’ olarak sınıflandırdı.
Walai ise Telegram’da yaptığı bir açıklamada, yaptırımları ‘onur madalyası’ olarak nitelendirdi.
Yaptırımlar, listeye alınanların ABD’deki varlıklarını donduruyor ve genellikle ABD’lilerin onlarla iş yapmasını engelliyor.
Ayrıca onlarla belirli işlemlerde bulunanlar da yaptırımlara maruz kalma riskiyle karşı karşıya.
ABD’nin Suriye'de 900 askeri ve komşusu Irak’ta da 2 bin 500 askeri bulunuyor.
Bu askerler, 2014 yılında iki ülkenin geniş alanlarını kontrol altına alan, ancak daha sonra mağlup edilen DEAŞ’ın geri dönüşünü engellemeye çalışan yerel güçlere tavsiye ve yardım sağlıyor.