İran'la kriz Erdoğan'ı Halkbank davasından kurtarır mı?

Erdoğan’ın hem kendi alışkanlıkları ve çalışma tarzı hem de ABD’nin çifte standartlara düşen siyasi tercihleri Amerikan başkanlarından yargıya müdahale etme beklentisini besliyor.

18.12.2021, Cts - 09:27

İran'la kriz Erdoğan'ı Halkbank davasından kurtarır mı?
Haberi Paylaş

İran’la eğer nükleer müzakereler çöker de ABD yeniden yaptırımlarla baskıyı artırma yoluna girerse Türkiye’nin tutumu, bu bağlamda Halk Bank davası önem kazanır. Sonuçta Halk Bank davası İran’a yönelik yaptırımların atlatılması için geliştirilen ve kişisel kazanç da sağlanan bir mekanizma ile ilgili.

Bu mekanizma nedeniyle Erdoğan’a bakışlar çok değişti ve Halk Bank davası üzerinden Ankara üzerindeki baskıyı sürdürebilirler. Kuşkusuz yargının bağımsızlığından söz ediyoruz ama Amerikan ulusal çıkarlarının gözeten esneklikler, istisnalar ya da kaçamak formüller de bulunabiliyor.

Erdoğan’ın hem kendi alışkanlıkları ve çalışma tarzı hem de ABD’nin çifte standartlara düşen siyasi tercihleri Amerikan başkanlarından yargıya müdahale etme beklentisini besliyor. Mesela CIA Kaşıkçı suikastı raporunu açıkladığında Amerikan yönetiminin Muhammed bin Selman’a yaptırım uygulaması gerekiyordu ama müttefik ülkelerin liderlerine bu yönde yaptırım uygulamama gibi bir tutumun olduğunu belirtip geçiştirdiler.

Erdoğan da bu tür istisnalar arıyor. Fakat Biden bu başkandan başkana çalışma tarzının sonuçlarını başkan yardımcısı olduğu dönemlerden iyi bildiği için başkan olunca bu kapıyı kapattı ve Erdoğan üzerinde baskının sürmesi gerektiğine hükmettiler.

*

Libya’da 24 Aralık seçimlerine birkaç gün kaldığı halde aday listeleri ilan edilemedi. Seçime gitmek de seçimi iptal etmekte büyük bir mesele haline geldi. Trablus-Mısrata hattındaki milis güçleri Hafter’in aday olduğu bir seçimi yaptırmayacaklarına yemin ettiler.

En son Sumud Tugayları lideri Salah Badi bir video yayımlayarak seçime izin vermeyeceklerini duyurdu. Tehdit sözde kalmadı, hükümet binaları kuşatıldı. Aynı şekilde Hafter’in üstü çizilirse bu sefer Sirte’den öteye ülkenin doğusunda ve güneyinde seçimlerin yapılma şansı yok. Ülke tekrar iç savaşın eşiğinde.

Türkiye’nin tutumu da gayet sorumsuzca. Türkiye’nin desteklediği güçler, Müslüman Kardeşler dahil, aylardır seçimi erteletmeye çalışıyor. Bu tabloda ülkeyi yeniden birleştirmek mümkün gözükmüyor. Uluslararası toplumun da gerekli ağırlığı kullandığı söylenemez.

*

Türkiye ile Ermenistan karşılıklı özel temsilci atayacağını açıkladı. Ermenistan’la normalleşme arayışı birkaç nedenle önem arz ediyor. Birincisi Karabağ savaşından sonra Türkiye Kafkasya, Hazar havzası ve Orta Asya ile ilgili hayallerini Zengezur koridorunun açılmasına bağladı. Bunun olması için Ermenistan’la ilişkilerin normalleşmesi gerekiyor.

Bir taraftan koşullar da elverişli hale geldi. 1993’te sınırları kapatmanın gerekçesi Azerbaycan’ın rayonları üzerindeki işgaldi. Bu gerekçe düştü ve Bakü’nün Türkiye-Ermenistan ilişkilerini sorun etme gerekçesi kalması.

İkinci bir faktör Karabağ savaşında Batı seyirci kaldı ve yavaş yavaş Türkiye’nin rolünü mesele edenler sesini yükseltiyor. Ermenistan’la ilişkiler başlatarak ABD ve AB ile gerilimleri azaltmayı da umuyorlar. Biden Roma’daki görüşmede Erdoğan’ı bu konuda teşvik etmiş. Ama hem Ankara hem Erivan tarafında bozucu faktörler var. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın rövanşist rakiplerinin tehditleri, Erdoğan’ın MHP ile ortaklığı diyalog sürecini engelleyebilir.

Fehim Taştekin/ Artı gercek
Bu haber toplam: 2149 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:07:54:19
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x