Yok Demekle Sorunlar Yok Olmuyor

Globalleşen dünyada,bir ülkede farklı etnik ve inanç grupları varsa, onlara baskı uygulanıyor ve evrensel haklarından yoksun bırakılıyorsa o ülkede sorun var demektir.Sorun "yok demek"ile yok demek ile sorunlar çözülmüyor.Çünkü sorunlar çözülmediği taktirde maddi ve manevi bedeller karşılıklı artarak ödenmeye devam ediyon.

05.10.2021, Sal - 11:19

Yok Demekle Sorunlar Yok Olmuyor
Haberi Paylaş

Türkiye'de etnik ve inanç sorunlarının asırlardır yaşandığı bir ülke.Etnik inanç sorunu olan her ülkede egemen olan etnik ve inanç grubu adına baskı uygulanır.Uygulanan baskı ve inkara dayalı statüden uluslararası kamu oyunun tepkisini almamak ve meşu göstermek amacı ile çok farklı yöntemler kullanırlar.İlk evvela farklı olanları "Ne Şamın şekeri ne Arabın yüzü","Kuyruklu Kürd","Mum Söndü"gibi esprilerle ve benzeri düzmece fıkralarla aşağılamak gelir.Bunlar yetmeyince de "kardeşiz"demelerine rağmen,birilerinin yaptığı yanlış eylemleri kullanarak halkın tamamını terörist ilan ederek suçlarlar.Terör suçlaması da yetmezse beka söylemleri ile bölünme paranoyası yaratarak o ülkede yaşayan halkların arasına sorunlar sokulur, basını ustaca kullanarak provakatif propaganda yaparlar.Bireysel saldırılar ile düşmanlık tohumlarını halklar arasına ekerler.Sömürü,baskı ve asimilayon amaçlı,çağımızda artık uygulanması imkansız,ilkel sayılan statülerini korumak için yaptıkları katliamları,insan hakkı ihlallerini,farklı olana karşı antidemokratik uygulamaları dünya kamuoyuna karşı başka türlü savunamazlar.Bunun içinde demokrasi, eşitlik ve UKKTH adına mücadele veren örgütleri terörize etmek için akla,hayale gelmez provakatif oyunlar ile tuzaklar kurarlar. Mücadele veren örgütlerin yolları tuzaklara doludur.Çok dikkatli olmaları gerekir.Terör çağrıştıran,sivillere yönelik(Canlı bomba gibi)yapılan her saldırı eylemi örgüt çıkarı dışında hiç bir yararı olmadığı gibi uğrunda mücadele verildiğini iddia edilen halkında nefretini kazanırlar.Yararı olmadığı gibi statükoyu savunanların ekmeğine yağ sürüldü. Silahlı mücadelede yapılan hatalar ile ulusal ve antisömürgeci mücadeleye "bilerek" yada "bilmeyerek" onarılması güc tahribatlara yol açıldı.Masum insanların öldürülmesi ile uğruna bedeller ödenen ve binlerce can verilen mücadelenin saygınlığına gölge düşürüldü.

Bu gün dikkat edilmesi gereken bir diğer konu tek parti döneminde oluşturulan sömürgeci statükonun devamı dış baskılar sonucunda çok partili sisteme geçiş ile birlikte değişmeden sürdürülüyor olmasıdır.Sağda ve solda yer alan partiler etnik ve inançta farklı olan halklara çeşitli vaatler verilerek yapılan seçimlerde iktidar değişse bile farklı olanlara verilen sözler seçim sonrası unutulur mevcut statüko değişmez biçimde devam eder.Hatta iktidar dara düşüp ülkeyi yönetemez duruma gelince muhalefet,anti demokratik yasaların parlementoda çıkarılması dahil,kanun hükmünde kararnameler dahil her türlü desteğini iktidara verir.80 sonrası iktidar olan partiler açıkça ırkçılık yapan bir partinin iktidar ortaklığına,yada dışarıdan desteğine hep ihtiyaç duydular.Ortanın solu olduğunu iddia eden Bülent Ecevir'in MHP ile kurduğu ittifak gibi,geçmişten bu güne benzeri kurulan ittifaklara bir çok örnek sayılabilir.Bu günde sağda yada solda olduğunu iddia eden,ancak özünde kemikleşmiş tekçi yapılarına rağmen partiler ırkçılıklarını gizlerler.

Bu Türkiye siyasetinde bir gelenek haline geldi.Diğer yandan inanç yada sol değerler ile donatılan kendi gençlik örgütleri ırkçılık yapmakta yetersiz kaldığında,ırkçı partilerin gençlik örgutleri tarafından tekçi düşünce ile yetiştirilmiş,mevcut statükodan yana,hazır kadrolar bürokrasinin her kademesinde kilit noktalara yerleştirilir.

Bu partilerle ile ittifak yaparken, veya dışardan destek verilmek isteniyorsa bu mutlaka ilkeler ışığında ve şartlı olmalıdır.Başta HDP olmak üzere,statükonun değişmesini isteyen ve legal siyaseten yana olanlar önce birleşerek, tekçi tüşünen partilerin yok saydıkları sorunları çözmek için (iktidar muhalefet ayırımı gözetmeden) ortak başta anayasada eşitlik olmak üzere ulusal talepleri içeren ilkeler ışığında toparlanan oy gücünü kollanarak kabul ettirebilirler.

A.Güllüoğlu 4.10.2021

Nerina Azad
Bu haber toplam: 2607 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:04:22:51
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x