Cemil Bayık: Kürtler iktidar ve devlet istemiyor

KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık, Azadiya Welat gazetesinde bugün yayınlanan makalesinde DTK’nın özyönetim açıklaması ve Kuzey Kürdistan\'da yoğunlaşan Türk devletinin saldırılarını değerlendirdi.

31.12.2015, Per - 14:42

Cemil Bayık: Kürtler iktidar ve devlet istemiyor
Haberi Paylaş

Bayık’ın yazısı şöyle;

Önder Apo’nun 2013 Newroz’unda devleti ve toplumu demokratik siyasi çözüme hazırlamak için başlattığı süreci de bir savaş hazırlığı için kullanmıştır. Kalekol, karakol, askeri amaçlı yol ve barajların tamamen bu savaşa hazırlık olarak yapıldığı şimdi daha iyi anlaşılmaktadır. “PKK 80 bin silahı şehirlere yığmıştır” yalanını bu gerçekliklerini gizlemek için ortaya atmışlardır. Kürt Özgürlük Hareketi’nin savaşı yürütmek için tek bir silahı bile şehirlere soktuğunu söylemek büyük bir yalandır. 80 bin silah yığmışlar iddiası tamamen kendi savaş hazırlıklarını örtmek için uydurulan bir psikolojik savaş argümanıdır. Kesinlikle hiçbir gerçekliği yoktur.

Gençlik sadece kendisini savunmak için açık piyasadan bazı silahlar elde etmiştir. AKP Temmuz’da savaş başlatınca daha başka silahlar da bulmuşlardır. Yoksa PKK\'nin savaşa hazırlanmış olduğu söylemi doğru değildir. Savaşı AKP hükümeti başlatmıştır.

Biz savaş kararının 30 Ekim 2014 tarihli MGK toplantısında alındığını düşünüyorduk. Şimdi anlaşılıyor ki savaş kararını çok önceden almışlar. 2014 yazında valiliklere gönderilen talimat ve Eylül ayında hazırlanan similasyon savaşın daha önceden karar altına alındığını ortaya koymuştur. 30 Ekim 2014 tarihli MGK’da ise siyasi durumun ve yürütülecek savaştaki ayrıntıların çok boyutlu tartışıldığı anlaşılmaktadır.

Kürtler Kendi Kimlik, Dil Ve Kültürleriyle Özgür Yaşamak İstiyor

2014 yazında alınan savaş kararı 7 Haziran seçimleri sonrası pratikleştirilmek istenmiştir. AKP 7 Haziran seçimlerinin kendilerine böyle bir imkan vereceğini hesaplamıştır. Zaten savaş kararı aldıklarından kendilerini yükümlülük altına sokacak Dolmabahçe Mutabakatını reddetmişler ve Önder Apo’ya yönelik ağır tecridi uygulamaya koymuşladır.

DTK’nın Demokratik Özerklik önerisine çok sert biçimde karşılık vermeleri de aldıkları savaş kararı gereğidir. Bu savaş kararını aldıran zihniyet ve politika nedeniyle DTK’nın makul ve tartışmaya açık önerilerini ihanet ve provokasyon olarak değerlendirmişlerdir. Tabii ki Türkiye halklarını kışkırtmak için de bu öneriyi bölücülükle suçlamışlardır. Öyle ki saptırmak ve yanlış bir algı yaratmak için “devlet kurdurmayız” demişlerdir.

DTK tamamıyla demokratikleşmenin gereği bir siyasi çözüm ortaya koymaktadır. Türkiye demokratik olacaksa mutlaka bir özyönetim biçimini kabul edecektir. Artık Demokratik Özerklik talebine, statü istemek ya da kendi kaderini tayin etme hakkı demek bile doğru değildir. Bunlar esasen 20. yüzyıl zihniyet ve paradigmalarının kavramlarıdır. 20. Yüzyıl zihniyet ve paradigmasıyla düşünüldüğünde böyle denilmesi de anlaşılır bir durumdur. Ancak demokratik özerkliğe demokrasinin doğal sonucu demek en doğru tanımdır. Nitekim Önder Apo demokratik özerkliğe, demokrasinin farklılıklar ve yerellere tanınmak zorunda olduğu bir hak olarak bakmaktadır. Demokratik özerklik talebi ne iktidar paylaşımıdır ne de devletçik istemektir. Türkiye\'nin demokratik birliği içinde özgür ve demokratik yaşam hedeflenmektedir.

Apo: Devleti altın tepside de sunsanız istemem

Önder Apo “devleti altın tepside de sunsanız istemem” demiştir. Önder Apo ve PKK paradigma değiştirmiştir. Bu paradigma değişikliğinin özü ve esası ise iktidar ve devlet karşıtlığıdır. Paradigma değiştirmeyenler, 20. yüzyıl paradigmasıyla düşünenler paradigma değiştirenlerin projelerini anlayamazlar. Nitekim anlayamıyorlar. Devletçi kafayla düşündüklerinden Önder Apo’nun paradigmasından esinlenen bir öneriyi de hemen bölücülükle suçluyorlar. Sorun, demokratik özerkliği sunanlarda değil, bu özerkliği 20. yüzyıl paradigmasıyla düşünenlerdedir. Onların tüm dünyası iktidar ve ulus-devlet olduğundan her şeyi kendi anladıkları gibi değerlendiriyorlar. DTK’nın önerisine gösterilen tepkilerin çoğunluğu bu eksendedir.

Kürtler iktidar ve devlet istemiyor. Kendi kimlik, dil ve kültürleriyle özgür ve demokratik yaşam istiyorlar. Devlet ve iktidar da size kalsın diyorlar. Tabii ki demokratikleşeceksiniz devlet ve iktidar anlayışında değişiklik yaşayacaksınız, diyorlar. Dolayısıyla Kürtlerin HDP projesinden vazgeçtikleri ya da Selahattin Demirtaş’ın Türkiye halklarını kandırdığı söylemi büyük bir yalandır. Aksine HDP projesi her zamankinden daha önem kazanmış durumdadır.

Artık AKP ile MHP bir milliyetçi ittifak kurmuşlardır. Buna 3. MC de denilebilir. AKP ve MHP’nin zihniyetleri ve politikaları artık örtüşmüştür. Zaten Tuğrul Türkeş başbuğ babam sağ olsaydı o da bu tutumu takınırdı demiştir. Türkeş’in oğlunun tutumu aynı zamanda AKP\'nin 7 Haziran sonrası politikasının ne olduğunu ortaya koymaktadır.

CHP sosyal demokratım diyor, ama siyasi refleksleri buna uygun değil. 1930 Türkiye’si ve dünya koşulları farklıydı. CHP hala o dönemin paradigmasıyla sosyal demokrat olacağını sanıyor. CHP kendisini kurucu parti olarak görüyorsa 1920 Meclisi ve 1921 anayasası ruhuyla hareket etmelidir. Eğer şu anda AKP ve MHP faşist cephesi geriletilecekse CHP’nin kendisinin de demokrasi güçlerinin içinde olacağı bir söylem ve tutum içinde olması gerekir.

Önümüzdeki Dönemde Savaş Şiddetlenecek

Şimdi her fırsatta Kürtlere sizin şu talebiniz, bu talebiniz kabul edilmez deniyor. Kuşkusuz mevcut kafayla Meclis içinde Kürtlerin her talebi reddedilir. Kürtler zaten Mecliste hiçbir zaman çoğunluk elde edemez. Şimdilik demokrasi güçleriyle birlikte ancak yüzde 20 oy alabilir. Dolayısıyla Türkiye siyaseti demokratikleşmezse Kürtler Mecliste ne dese de boştur. Her zaman biz çoğunluğuz, bizim dediğimiz olur denilirse Kürtlerin ve farklı toplulukların tümünün demokratik hakları reddedilir. Bu durumda bu yönlü talepleri dile getirenlere ve bu konuda mücadele edenlere karşı savaş yürütülür. Nitekim yaşanan budur. AKP\'nin bu politikası önümüzdeki dönemde savaşın şiddetlenerek süreceğini göstermektedir. Kürtler de tarihlerinin en büyük direnişlerini vereceklerdir.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 15852 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:20:00:51
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x