Sosyolog ve yazar İsmail Beşikçi, 25 Eylül'de yapılacak referandumu kararının önemli olduğunu ifade ederek, “Elbette zamanıdır hatta gecikmiş bile. Bu mesele 1920'lerde çözülmeliydi” dedi.
Rûdaw'ın Almanya'nın Düsseldörf kentindeki ofisini ziyaret eden Beşikçi, Kürdistan Bölgesi'nde yapılacak referandumla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
“Yüzde 80 civarında ‘Evet’ çıkarsa Türkler de kabul eder”
Referandum sonucunun yüzde 80 civarında ‘Evet’ çıkması halinde Türk toplumunun da sonucu kabul edeceğini belirten Beşikçi, şunları söyledi:
“Diyelim ki 25 Eylül günü yüzde 80 civarında olumlu bir oy oldu bu genel olarak, Türk toplumunda da kabul edilecek bir durum yani Kürtlerin referandum yapmaları, referandum sonucunda böyle bir sonucun ortaya çıkması kabul edilecek bir durumdur. Bu şöyle değerlendirmek daha doğru olur. Yani Türk halkını görüşleri, devletin görüşlerinden farklı değildir. Halkın duygularını düşüncelerini belirleyen devlettir. Türk basınıdır. Türk basının görüşlerini belirleyen yine devlettir.
Kanımca şu aşamada devlet zaman zaman “referanduma karşıyız, iyi fikir değil” gibi şeyler söylese de, yüzde 80 civarında tabi bu üç aşağı beş yukarı, aşağı da olabilir yüksek de olabilir. Yani böyle bir durum çıktığı zaman devlet de bunu kabul eder, dolaysıyla Türk halkı da. Kürtler, Kürt toplumu muhakkak referanduma karşı çok olumlu bir duygu ve düşünce içindedir.”
Beşikçi, “Şimdi Kürdistan devletinin ilan edilme zamanı mı?” sorusuna, “Kürtlerin devleti sahibi olma zamanıdır” yanıtını vererek, şöyle devam etti:
“Bir kere şunu söylemek gerekir, çok gecikmiş bir durum. 1920'lerde çözülmesi gereken bir sorundur bu. Hatta 1920'lerde örneğin, Büyük Britanya'ya bağlı Irak kurulurken, Ürdün kurulurken, Filistin kurulurken, Fransa'ya bağlı Suriye ve Lübnan kurulurken, bir de Kürdistan kurulmalıydı.
Diyelim ki Brintanya'ya bağlı Irak manda bir devlet, sömürge bir devlet Fransa'ya bağlı Suriye manda bir devlet sömürge bir devlet. İngiltere'ye bağlı bir Kürdistan, sömürge bir Kürdistan, ama işte o zaman olmadı. Kürtlerin değil bağımsızlık istemlerine, sömürge olma durumuna bile izin verilmedi. Kürdistan sömürge bile değildir. Çok gecikmiş bir durumdur.”
“50 milyon nüfus temsil edilmiyor”
“50 milyon nüfusa sahip Kürtlerin dünyada temsil edilmediğinin altını çizen İsmail Beşikçi, şunları kaydetti:
“Birleşmiş Milletler'de Kürtlerin temsilcisi yoktur. İslam Konferansı’nda Kürtlerin temsilcisi yoktur. Temsil edilmiyor. Uluslararası olimpiyatlarda Kürtler katılamıyor, temsil edilemiyor.
Sen 50 milyonun nüfusu bir milyonunun altında olan örneğin Kuveyt, Katar, Bahreyn, Yemen çok küçük devletler ama Kürtlerin geleceğini belirliyor. Kürtler elbette kendilerini yönetme konusunda daha böyle dirayetli, aktif olmak durumundadır.”
“25 Eylül'ün uygulanması daha önemli”
“Zamanı değil” denilmesinin yanlış bir değerlendirme olduğunu kaydeden Beşikçi, “Ne zaman? Belirsiz bir durum. Bu Kürdistan sorununda kaçışı ifade eden bir durum” ifadesini kullandı.
25 Eylül'de referandum kararının alınmasının çok değerli olduğunu vurgulayan Beşikçi, “Bu bunun uygulanması ve yaşama geçmesi çok önemlidir. İran, Irak ve Amerika Birleşik Devletleri ne derse desin, ancak Kürtlerin ne dediği çok önemli, Kürtlerin burada ısrarcı olması çok önemli” diye belirtti.