Kürdistan Sosyalist Partisi Merkez Yürütme Kurulu 10.06.2017 tarihinde Diyarbakır’da toplanarak gündemindeki konuları değerlendirdi.
Kürdistan Sosyalist Partisi Merkez Yürütme Kurulu 10.06.2017 tarihinde Diyarbakır’da toplanarak gündemindeki konuları değerlendirdi. Toplantı sonrası Güney Kürdistan’daki referandum sürecine ilişkin kamuoyuna şu açıklama yapıldı.
Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani başkanlığında toplanan Güney Kürdistan siyasi parti ve aktörleri, Kürdistan’ın bağımsızlığı için 25 Eylül 2017 tarihinde referanduma gitme kararı aldı.
Güney Kürdistan siyasi aktörlerinin referanduma gitme yönünde aldığı bu karar partimizi memnun etmiştir.
Partimiz, 25 Eylül’de yapılacak referandumda Kürdistan halkının ezici bir çoğunlukla bağımsızlık lehinde bir irade ortaya koyacağına güçlü bir inanç duymaktadır.
Referandumun yapılacağı yerler arasında Kerkük gibi Kürdistan Yönetimi dışında bırakılan bölgelerin de yer alması ayrıca önemlidir.
Partimiz, KBY’nin bağımsızlık için referanduma gitme kararını tarihi bir adım olarak nitelendirmektedir.
Yüzyıl boyunca çok yönlü mezalimlere uğramış, Enfal denilen soykırım zinciri içinde yüzbinlerce evladını kaybetmiş, Halepçe’de geçen yüz yılın en son kırımına tabi tutulmuş Kürt halkının özgür ve bağımsız yaşama talebi kadar tabii ve meşru bir hak yoktur.
Saddam diktatörlüğünün yıkılmasından sonra, 2005 yılında yapılan yeni anayasaya ve inşa edilen federal sisteme rağmen Bağdat’a hâkim olan şoven ve mezhepçi zihniyet Kürdistan halkını ötekileştirmeye devam etmiştir. Kürt siyasi aktörleri merkezi Irak yönetiminde etkisiz kılınmış, Kürdistan bölgesine her türlü ekonomik ve siyasi ambargo konulmuş, Anayasanın 140. Maddesi kapsamında çözülmesi gereken Kerkük ve benzeri yerlerin statüsü meselesi ertelenmiş, Kürdistan IŞİD’in vahşi saldırıları karşısında yalnız bırakılmıştır.
Merkezi Irak yönetiminin çöktüğü, ülkenin çimentosu olması gereken anayasanın işlemediği bir ortamda Kürdistan Bölgesi’nin kendi geleceğini belirlemek için referanduma gitmesi hem meşru hem de evrensel hukuka uygundur.
Kürdistan Bölgesi Ortadoğu’da barış, istikrar ve demokrasinin vahasıdır.
Kürdistan Bölgesi, 1992 yılından bu yana demokrasi ve temel hak ve özgürlükleri alanında önemli mesafeler kat etmiştir. Yaşanan onca sorunlara rağmen çok partili sistemi hayata geçirmekte, etnik ve dini azınlıkların haklarını hayata geçirmekte başarılı bir pratik sergilemiştir.
Öte yandan Kürdistan Bölgesi son 3-4 yılda insanlığın başına musallat olan IŞİD’e karşı verilen savaşta binlerce kurban vermiştir. Kürdistan peşmerge gücü IŞİD belasının defedilmesinde gösterdiği kahramanlıklarla tayin edici bir rol oynamıştır.
Kürdistan bölgesi ve peşmerge gücü IŞİD savaşında sadece kendi ülkesini savunmakla kalmamış, aynı zamanda insanlığın onurunu korumak için kendini kalkan yapmıştır.
Bütün bu gelişmeler gösteriyor ki Kürdistan bölgesi dün olduğu gibi gelecekte de bölgede barış ve istikrarın güvencesi olmaya devam edecektir.
Kürdistan Bölge Yönetimi’nin bağımsızlık için referandum sürecini barışçıl yöntemlerle yönetme yönündeki iradesi ayrıca takdir edilecek bir durumdur.
Bu durumda Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlık için referanduma gitme kararından rahatsız ve tedirgin olmak için hiçbir neden yoktur. Başta bölge devletleri olmak üzere ilgili aktörlerin yapması gereken şey, Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlık için referandum kararına ve bu referandumda çıkacak iradeye saygı göstermektir.
Kürdistan Sosyalist Partisi olarak Güney Kürdistan halkımızın bağımsızlık için referandum kararını bütün imkanlarımızla destekliyoruz. Ülkemizin dört parçasındaki bütün Kürtleri bu kararın arkasında durmaya çağırıyoruz. Ve ayrıca başta Birleşmiş Milletler olmak üzere ilgili bütün uluslararası kurumları, demokrasi, barış ve özgürlükten yana herkesi bağımsızlık referandumu sürecini gözetleme ve desteklemeye çağırıyoruz.
Kürdistan Sosyalist Partisi