Başkan Mesud Barzani’nin geçtiğimiz hafta Türkiye’ye yaptığı ziyarete Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler damgasını vurdu.
Ankara, 23-24 ve 25 Ağustos tarihlerinde Ortadoğu’nun tıkanan sorunlarının tartışıldığı yoğun bir siyasi trafiğe sahne oldu. Yalnızca Türkiye ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin değil bölgenin tümünün kaderinin değiştirecek iki isim, Başkan Mesud Barzani ve ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden peş peşe geldi Ankara’ya. Barzani’nin ajandasında Çözüm Süreci, Musul Operasyonu, bağımsızlık referandumu ve IŞİD ile mücadele konularının yer aldığı bildirildi.
Türkiye hükümetin aksini ifade etmesine rağmen Başkan Barzani’nin Ankara ziyaretinde önemli gündem maddelerinden birinin yeni bir barış sürecinin başlatılması olduğu bildirildi.
Barzani’nin Türkiye’den ayrılmadan önce düzenlediği basın toplantısında ise, IŞİD ile mücadelede anlaşmaya varıldığını, bölgede büyük değişimlerin kapıda olduğunu söylemesi dikkat çekti.
Türkiye’de barış sürecinin önemine vurgu yapan Barzani, “Çözüm için daha çok çalışmaya ve zamana ihtiyaç” olduğunu söylemesi, Çözüm Süreci konusunda biten umutların bir süre sonra yeşerebileceği yorumlarına neden oldu.
Türkiye’den ayrılmadan önce Barzani’nin barış sürecinin önemine vurgu yaparak, “Çözüm için daha çok çalışmaya ve zamana ihtiyaç” olduğunu söylemesi, barış konusunda biten umutların bir süre sonra yeşerebileceği yorumlarına neden oldu.
Türkiye davetinden önce İran’dan da resmi davet alan Barzani 2 gün süren Türkiye ziyaretini tamamladıktan sonra Avrupa’ya geçti. Barzani’nin ziyaret edeceği ülkelerdeki diplomatik görüşmeler ajandasında Ekim ayında yapılması öngörülen bağımsızlık referandumu ve öncesindeki Musul Operasyonu’nun en önemli başlıklar olduğu bildiriliyor.
Barzani’nin Ankara ziyaretinde ise bu iki konu dışında konuşulduğu iddia edilen gündem maddesinin yeni bir Çözüm Süreci\'nin başlatılması olduğu vurgulanmakta. Ankara’daki temasları ardından “Çözüm Süreci için zamana ihtiyaç var” ve “büyük değişimler kapıda” sözleri ile bölgede beklenen yeni gelişmelerin ipuçlarını veren Mesud Barzani’nin, PKK ile TC arasında yeni bir şiddetsizlik ortamı için tarafların rızasını aldığı ve bir önceki denemenin zaaflarını da dikkate alacağı belirtiliyor.
Çözüm umudu: Kürt siyaseti 31 Ağustos\'a hazırlanıyor
1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesi ile yapılacak ‘şiddetsizliğe dönme’ çağrısının Öcalan’dan habersiz olmadığı ileri sürüldü. HDP’li kaynaklar ise bu toplantının ‘Dünya Barış Günü vesilesi ile ciddi bir barış atağı’ olacağını ifade ediyor. Kandil’den de onay alındığı belirtilen bu çağrıya, Kandil’in şartsız uyacağı ve bunun için ‘ateşkes’ ilan ederek tavrını ortaya koyması bekleniyor.
Çatışmasızlık sürecinin başlaması için ana akım Kürt siyasetinin de 31 Ağustos’ta Diyarbakır’da toplanarak çatışan taraflara ‘ateşkes çağrısı‘ yapacağı bildiriliyor.
Öcalan süreçten haberdar!
Nisan 2015 tarihinden bu yana HDP heyetleri, avukatları ve ailesi ile görüştürülmeyen PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın bu süre içinde MİT ve Kamu Güvenliği Teşkilatı (KGT)’nin daire başkanları seviyesinde devlet ile görüşmelere devam ettiği, ancak Ağustos ayının ortalarında ilk kez Müsteşar düzeyinde bir görüşme gerçekleştirdiği de iddia edilmekte.
Bu görüşmede, Öcalan ile devletin farklı bir formda yeni bir şiddetsizlik süreci konusunda konuştukları ileri sürüldü. İçeriği yansımayan bu görüşmenin ardından bir HDP heyetinin Kandil’e gittiği ve konuya dair fikir alışverişinde bulunduğu bildirildi. Barzani’nin de Ankara ziyareti öncesinde PKK yetkilileri ile temas içinde olduğu, yeni bir Çözüm Süreci denemesi için PKK’lilerden kararlı ve açık olmalarını istediği iddia edildi. Geçtiğimiz ay da DBP’li Ahmet Türk ile HDP Milletvekili Mir Dengir Fırat’ın Erbil’e giderek Barzani’den yeni bir Çözüm Süreci denemesi için arabulucu olmasını istedikleri basına yansımıştı.
Barzani’nin Meclis ziyaretine eşlik eden milletvekillerinden AKP’li Galip Ensarioğlu taraflar arasındaki görüşmeleri, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürt coğrafyasının tümünü kapsayan bir siyasi yaklaşım sergiledi. Ancak muhatap yanlıştı ve bunun gereğini yaptı. Bu açıdan Barzani doğru muhataptır. Verdiği sözü tutan bir siyasetçidir. Musul’da bir değişim, Suriye’de alan açılması yeni bir dönemi başlatır” sözleri ile Türk siyasetinde yakın zamanda meydana gelecek değişimlerin ipucunu verdi.
Öte yandan Barzani’nin Ankara ziyaretinde MİT’i ziyaret etmesinin altında Öcalan ile görüştüğü yolunda iddialar da var, ancak taraflar bunu teyid etmekten kaçınıyor. KCK’nin geçtiğimiz hafta yeni bir süreç için ön şart koşmadan sadece Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması ve çözüm için hükümetin kararlılık ifade etmesinin yeterli olacağına dair yayınlanan ‘tarihi deklarasyon’ da bu gelişmeleri doğruladığına dikkat çekiliyor. KCK açıklamasında ‘yeni bir Çözüm Süreci için Güneyli dost örgütlerin talepte bulunduğu’ yolunda ifade edilen bölümün Barzani ve KDP’nin rolünü vurguladığı bildiriliyor. Şimdi gözler, 31 Ağustos’ta yapılacak olan Diyarbakır toplantısına çevrilmişken, yeni bir sürecin başlaması halinde bile bunun bir süre gizli yürütüleceği ve alışıldık formun dışında olacağı iddia ediliyor.
Hükümet görünürde sert!
Hükümetin her türlü görüşmeyi reddeden, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’ın PKK’nin önüne Türkiye’den çekilmeleri şartını koymasının ve şiddet eylemlerinin devam etmesinin ise tarafların masaya eli güçlü dönme çabası olarak değerlendiriliyor.
Hükümet’in süren savaşta ciddi rolleri olduğu ortaya çıkan devlet içindeki Cemaatçi savaş kadrosunu tasfiye etmesine karşılık, KCK ve HDP’nin geçen süreçlerde yıpranan, şiddet yanlısı olan ve Cemaat ile ittifak yaptıkları iddia edilen yöneticilerinin de tasfiye edilmesi şartını koştukları, bu nedenle orta vadede söz konusu kesimlerin Kürt siyasetinin vitrininden çekilecekleri de bekleniyor.
Öte yandan gözlemciler, Batı Kürdistan’da gelişen durumun her ne kadar yeniden PKK ile TC arasında tansiyonu yükselttiği şeklinde görünse de gelişmelerin sürpriz olmadığını, Türk Ordusu’nun Cerablus’u kontrol edeceğinin geçtiğimiz Nisan ayında PYD’nin dahil olduğu Demokratik Suriye Güçleri (DSG), ABD ve Türk yetkililer arasında CENTCOM Komutanı General Joseph Votel gözetiminde Kobanê ve İncirlik’te yapılan görüşmelerin bir sonucu olduğu da bildiriliyor.
Barzani’nin Ankara’daki görüşmeleri sonrasında Çözüm Süreci konusunda resmi bir açıklama yapılmazken, konuya dair sorulan sorulara Binali Yıldırım’ın “Bizim gündemimizde Çözüm Süreci yok“, Barzani’nin ise “Çözüm konusunda umutluyum, ancak geçmişte yaşananlardan dolayı biraz zaman alacak” şeklindeki açıklamalarının sürecin bir dönem gözlerden uzak yürüyeceğini, olgunlaştıktan sonra kamuoyuna duyurulacağını ifade ediyor.
Öte yandan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in de konuya dair özellikle Batı Kürdistan’da tarafların karşı karşıya gelmemesi için telkinde bulunduğu, üzerinde uzlaşılamayan sorunları zamana yayarak çözmekten yana olduklarını ifade ettikleri bildirildi. Bunun yanı sıra Biden’in Ankara’da Barzani ile de bir araya geldiği bildirildi. Bölgedeki gelişmelerin, Türkiye’de Kürt Meselesi’nin çözümünde de yeni bir sürece neden olacağını savunan siyasetçi ve akademisyenler buna Barzani’nin şu sözlerini dayanak yaptılar: “Barış süreci de Türkiye’de önemli bir konu. Fakat zamana ihtiyaç var. Umutsuz değiliz, girişimlerimizi de sürdüreceğiz ancak maalesef geçen sürede çok olumsuz olaylar yaşandı. Umuyoruz ki bir gün barış süreci yeniden başlar.”
Başkan Mesud Barzani’nin Türkiye ziyaretini ve Çözüm Süreci’ne dönme arayışlarını Bashaber’e değerlendiren Türkiye’nin önemli şahsiyetleri Barzani’nin ziyaretinin bölgede yaşananlar doğrultusunda geliştiğini savunuyor. BasHaber’e konuşan, politikacı, gazeteci ve akademisyen ile sivil toplum örgütü temsilcileri, Kürdistan’ın bağımsızlığı ile Suriye meselesinin Türkiye ve Kürdistan arasındaki temel konu başlıkları olduğunu belirterek, çözüm sürecinin de konuşulan gündemlerden biri olduğunu savunuyor. Kimi ilgilier ise şiddet ortamının devam ettiği sürece Barzani’nin sürece arabuluculuk etmeyeceğini düşünüyor.