Yazının ilk bölümünde müdahalenin amaçlarını irdeleyen Cockburn,“Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesindeki öncelikli amaç, Türk silahlı güçleri tarafından desteklenen Arap ve Türkmenlerin 100 kilometre batısında yer alan Kürt yerleşim birimi Afrin ile Cerablus arasındaki bölgeyi kontrol sıkıntısının doğurduğu, savunma olabilir” ifadelerini kaleme aldı.
‘Müdahale beklenmedik değildi’
Ortadoğu uzmanı, Türkiye’nin müdahalesinin ne ABD ne Rusya ne de Şam hükümeti için beklenmedik olmadığını vurgulayarak, “İlk niyet, bariz bir ABD desteği, Rusya’nın toleransı ve Şam hükümetinin sessiz eleştirileriyle büyük ölçüde başarıya ulaştı. Ankara’daki bazılarına cazip gelse de daha geniş kapsamlı bir Türk müdahalesi, Türkiye’yi, Suriye ve Irak’taki savaşın ölümcül bataklıklı topraklarına bulaştırır. Türkiye, Kürtlerin Fırat’ın batısına geçmesini kalıcı olarak engelleyebilir ancak Suriye’deki de facto Kürt devletine saldırmak, daha farklı ve daha tehlikeli bir operasyon olacaktır” uyarısında bulundu.
‘YPG çizginin ötesine geçmiş olabilir’
Bir noktada herkesin kendi gücünü abartmasının Ortadoğu siyasetinin altın kuralı olarak tanımlayan Cockburn, “YPG, Türkiye’nin müdahalesini durdurmak için, ABD’li ve Rus müttefiklerinin desteğine güvenme çizgisinin ötesine geçmiş olabilir. 12 Ağustos’ta Mencib’in IŞİD’den YPG’nin hakimiyetindeki Suriye Demokratik Güçleri tarafından alınması, kuzeyde Cerablus, doğuda da IŞİD’in elindeki el-Bab’a uzanan bir başka hamleyi doğurdu. Bu, sonunda, bir yıldır düşünce aşamasındaki Türk askeri müdahalesine neden oldu” yorumunu yaptı.
‘Yabancı destek olmadan savaşamazlar’
Suriye’deki çok boyutlu savaşın öncekinden de karmaşık bir hal aldığını kaydeden Independent yazarı, “Suriyeli ve Iraklı Kürtler, uluslararası destek olmadan başarılı olamayacakları, büyük ilerlemeler kaydetti. YPG şu anda Kürt ve Arap nüfusun karışık olarak yaşadığı ya da Kürtlerin azınlık durumunda olduğu yerlerde savaşıyor. Suriye’deki her grubun küçük veya büyük elde ettiği bir yabancı güç desteği var ve onların bu desteği olmadan savaşmayı sürdüremezler. Bu gruplar, yabancı müttefiklerini manipüle etmeye çalışıyor. Bu da bir gün kendi çıkarları için ihanet şüphesini doğuruyor. Ancak Suriyeli rakipler bu yabancı müttefikler olmadan pek bir şey yapamaz: Başkan Esad, zafere kadar savaşmak istiyor ama Rusya, İran, Irak’taki Şiiler ve Lübnan’ın desteğine sahip olması gerekiyor. Esad karşıtı cihatçılar, Suriye’deki silahlı muhalefetine egemen ancak Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’ın yardımları olmadan savaşamazlar” ifadeleriyle Suriye’deki savaşın ‘yabancı’ boyutunu hatırlattı.