Suriye iç savaşının başladığı 2011'den bu yana ülke ekonomisi rekor seviyelerde geriledi
Suriye iç savaşının başladığı 2011'den bu yana ülke ekonomisi rekor seviyelerde geriledi. Enflasyon yükseldi, para değersizleşti, hem hükûmet kontrolündeki bölgelerde hem de diğer bölgelerde şiddetli bir yakıt krizi yaşandı.
Hayatın neredeyse durma noktasına geldiği Şam’ın sokaklarında çok az sayıda araba görünür oldu. En iyi ihtimalle, günde sadece birkaç saat elektrik var, yiyeceklerin ve diğer günlük ihtiyaçların fiyatları önemli ölçüde arttı.
Ağırlaşan geçim yükü, insanları Suriye Hükümeti’nin kontrolü altındaki bazı bölgelerde, bazen sert karşılıkların verildiği gösteriler düzenlemeye sevk etti.
Kriz ne derece kötü?
7 bin Suriye lirasının değeri geçen hafta karaborsada 1 dolara kadar düştü ki bu da rekor bir seviye. Bu miktar sonrasında 6 bin liraya gerilemiş olsa bile, bu da ülke parası için büyük bir çöküşün göstergesi çünkü sadece bir yıl öncesine kadar 1 dolar, 600 Suriye lirası değerindeydi.
Suriye Merkez Bankası, insanları karaborsa yerine resmi borsaları kullanmaya teşvik etmek için 2 Ocak 2023 tarihinde döviz kurunu dolar başına 3 bin 15 liradan 4 bin 522 liraya çıkardı.
Hükûmet, yakıt kıtlığı nedeniyle benzin ve gazoil fiyatlarını gözle görülür bir şekilde artırdı. Şu anki fiyatla 20 litre benzin almak, bir devlet çalışanının aylık ortalama maaşını gerektiriyor ki bu da karaborsada 25 dolara eşdeğer olan yaklaşık 150 bin Suriye lirası demek. Çalışanların bazıları, yakıt veya ulaşım masraflarını karşılayamadıkları için işe gitmeyi bıraktı.
İtalya'nın Floransa kentindeki Avrupa Üniversitesi'nde araştırmacı ve profesör olan Joseph Zahr, “Suriyelilerin maaşları günlük ihtiyaçlarını karşılayamadığı için birçoğu para transferi yaparak, iki üç işte çalışarak veya insani yardımlara bel bağlayarak geçiniyor” diye belirtti.
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen, 21 Aralık 2022 tarihinde BM Güvenlik Konseyi’ne hitaben yaptığı konuşmada, “Suriye halkının ihtiyaçları, savaşın başlangıcından bu yana en kötü seviyesine ulaştı” ifadelerini kullandı.
Suriye Hükûmeti’nin kontrolündeki bazı noktalarda, özellikle de Süveyde ve Dera kentlerinde protesto gösterileri düzenlendi. Geçen ay Süveyde’de düzenlenen gösterilerde bir gösterici ve bir polis öldürüldü, sonrasında ise gösterilerdeki gerginlik düzeyi arttı.
Suriye ekonomisinin bozulmasındaki faktörler neler?
Suriye ekonomisi; yıllarca süren savaş, ekonomik ambargo ve yolsuzluğun yanı sıra Lübnan finansal sisteminin çöküşünün de başladığı 2019 yılında bir dizi darbe aldı.
Lübnan’ın eski Maliye Bakanı Nasser Saidi, “Suriye ile Lübnan arasındaki sınır açık olduğu ve her iki ekonomi de nakit paraya dayandığı için bu ülkelerin pazarları ayrılmaz bir şekilde birbirlerine bağlı” dedi.
Saidi ayrıca, Lübnan para biriminin çöküşünün ve hükümetin vatandaşlarına mali desteğinin olmamasının da Suriye para biriminin değer kaybetmesine ve ülkedeki fiyatların yükselmesine yol açtığını belirtti.
Koronavirüs sebebiyle dünya genelinde yaşanan ekonomik gerileme, özellikle şimdilerde dünya çapında yakıt fiyatlarının artmasına ve Moskova’nın, müttefiki olan Şam’a desteği ve ilgisinin azalmasına yol açan Rusya-Ukrayna savaşı Suriye ekonomisine zarar veren başlıca faktörler.
Ancak Suriye'nin ekonomik gerilemesinin arkasındaki en büyük itici güçlerden biri, iç savaşın ilk yıllarından beri Şam'ın ana yakıt kaynağı olan İran petrolü ihracatındaki düşüş. Suriye, iç savaştan önce petrol ihracatçısı olan ülkelerden biriydi fakat Şam’ın daha önce faydalandığı en büyük petrol sahaları şu anda Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) kontrolünde olduğundan, Suriye petrol ithal etmeye mecbur.
Ekonomist Cihad Yazigi, “Suriye, İran'dan borçla petrol alıyor ancak piyasalarda bunu nakit olarak satıyor. Dolayısıyla İran'ın Suriye'ye petrol ihracatındaki yavaşlama, Şam'ın nakit kaynaklarının kurumasına yol açıyor” değerlendirmesini yaptı.
Suriye Petrol Bakanı Bessam Tama, geçen kasım ayında ülke medyasına yaptığı konuşmada, yakıt maddelerindeki düşüşü, Batılı ülkelerin yaptırımlarına ve petrol teslimatının gecikmesine bağlarken gecikmenin sebeplerine dair herhangi bir açıklama yapmadı.
Silahlı grupların kontrolündeki bölgelerde durum nasıl?
Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib vilayetinde kendilerini muhalif olarak tanıtan silahlı grupların kontrolündeki kamplarda yaşayanlar, her yıl soğuk havaya maruz kalıyor.
Aynı şekilde, Ukrayna savaşından kaynaklı olarak insani yardımlardaki düşüş ve fiyat artışları da bölge sakinlerini olumsuz etkiliyor.
Halk, yakıta ulaşmak için İblib’de uzun kuyruklar oluşturuyor.
Öte yandan, Rusya ile diğer uluslararası aktörler arasında, Türkiye'den Suriye'ye Bab el-Hava Sınır Kapısı üzerinden sağlanan insani yardım teslimatının uzatılması konusunda yeniden bir anlaşmazlık yaşandı.
İnsani yardımların teslim süresi önümüzdeki salı sona eriyor. BM Güvenlik Konseyi’nin, bu tarihten bir gün önce sürenin uzatılmasını oylaması planlanıyor. Rusya, Şam dışına gönderilen yardımların silahlı gruplan tarafından kötüye kullanıldığını düşündüğünden tüm yardımların Şam üzerinden diğer bölgelere dağıtılmasını talep ediyor. Uluslararası toplum ise hükûmetin kontrolü altındaki bölgelere yeterli insanı sağlamış değil.
İnsan hakları örgütleri, sınır kapılarından ulaştırılan yardımların durması hâlinde durumun daha kötüye gideceğine işaret ediyor.
Azalan insani yardımlara dikkat çeken Uluslararası Kurtarma Komitesi'nin (IRC) Suriye Direktörü Tanya Evans, “Yapılan insani yardımlar azalırken yakıt ve gıda fiyatları istikrarlı olarak artıyor” şeklinde konuştu.