Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyeti başkanı Fevze Yusuf, Londra merkezli basın kuruluşu Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Şam’da yapılan görüşmede parlamentoya katılım teklifinde bulunduklarını ve anayasal bildirgeye dair çekincelerini Suriye hükümetiyle paylaştıklarını söyledi.
Suriye’nin başkenti Şam’da bu ayın başında uzun zamandır beklenen ve tarihi olarak nitelendirilen bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda, Suriye hükümetinden yetkililer ile Fewza Yusuf başkanlığındaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi heyeti bir araya geldi.
Görüşmelerde, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile Demokratik Suriye Güçleri (DSG) lideri Fewza Yusuf arasında ABD himayesinde imzalanan anlaşmanın uygulanması için alt komitelerin oluşturulması ve ihtilaflı konuların çözümüne yönelik ortak zemin bulunması ele alındı.
Fewza Yusuf, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, görüşmelerin olumlu geçtiğini, IŞİD’le Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK), ABD ve bölgesel güçlerin bilgisi ve desteğiyle yapıldığını belirtti. Kurban Bayramı tatilinden sonra alt komitelerin kurulmasına karar verildiğini ifade etti.
Yusuf, “Her iki taraf, merkezi komite denetiminde tüm alanlarda uzmanlaşmış komitelerin oluşturulması konusunda uzlaştı. Birçok konu ve dosya, her iki tarafın uzmanlarının ortak çalışmasını gerektiriyor. Böylece Özerk Yönetim’in Suriye devlet yapılarıyla bütünleştirilmesi için ortak bir vizyona ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.
Fewza Yusuf, birleşme süreci boyunca geçiş dönemi yönetiminin mevcut kurumlarca yürütüleceğini açıkladı. Yusuf, “Bizim birleşme anlayışımız Şam’ınkinden farklı. Hükümet birleşmeyi Özerk Yönetim’in lağvedilmesi ve askerî güçlerin tasfiyesi olarak görüyor. Biz ise kurumlarımızın varlığını sürdürerek ileride devletin parçası haline gelmesini istiyoruz” diye konuştu.
Yerel yönetimlerin, onları yöneten halkın bir parçası olan kişiler aracılığıyla yürütülen bir sistem olduğunu vurgulayan Yusuf, bölgenin sorunlarının en iyi bu kişiler tarafından bilindiğini belirtti. Adem-i merkeziyetçilik taleplerinin bölünme anlamına gelmediğini, farklı etnik ve dini yapıların dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Askerî ve güvenlik güçlerinin Savunma Bakanlığı altında tek bir yapıya entegrasyonuna ilişkin ise Yusuf, DSG’nin diğer silahlı gruplardan farklı ve güçlü bir yapı olduğunu belirtti. DSG güçlerinin ABD öncülüğündeki DMUK tarafından eğitildiğini ve geleceğin Suriye ordusunun çekirdeğini oluşturacağını ifade etti.
Yusuf, hükümetin anlaşma maddelerini uygulama konusunda ciddiyet gösterdiğini, askerî seçeneklerin ve güvenlikçi yaklaşımların dışlandığını söyledi. Her iki taraf da askerî çatışmanın önlenmesini stratejik bir tercih olarak görüyor.
Ancak, anlaşmanın yıl sonuna kadar uygulanması gereken takvimiyle ilgili bazı anlaşmazlıklar devam ediyor. Askerî entegrasyon gibi karmaşık konuların zaman alacağı belirtildi. Özellikle hapishanelerin boşaltılması, kampların tasfiye edilmesi ve eğitimle ilgili meselelerde ilerleme kaydedilmesi bekleniyor.
Yusuf, Özerk Yönetim’in adem-i merkeziyet talebinin ayrılıkçılık olarak görülmemesi gerektiğini vurguladı. “Biz Suriye’nin bir parçasıyız ve bu bizim için ilkesel bir duruş” dedi.
Ekonomik meseleler ve petrol ile enerji sahalarının devri gibi kritik konuların da komitelerde ele alınacağı belirtildi. DSG, ülkenin petrolünün yaklaşık yüzde 85’ini ve doğal gaz üretiminin yüzde 45’ini kontrol ediyor.
Yusuf, anayasal bildiri taslağından memnun olmadıklarını ve daha adil bir yetki paylaşımı isteyen görüşlerini hükümet tarafına ilettiklerini açıkladı. Görüşmelerin Kurban Bayramı sonrası devam etmesi bekleniyor.
Yusuf, “Bu toplantı bir hazırlıktı, daha derin tartışmalar sonraki oturumlarda yapılacak. Biz diyaloğa hazırız ve hükümetin yeni bir tarih belirleyip komitelerin çalışmalarına başlamasını bekliyoruz” dedi.