Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, Maraş merkezli depremlerin büyük yıkıma yol açtığı Diyarbakır'da genç nüfusun hızla batıya göç ettiğini, bunun da Diyarbakır'da büyük bir iş kaybına neden olacağını söyledi.
DTSO Başkanı Kaya, Diyarbakır, Urfa gibi Türkiye'nin en genç işgücünü barındıran illerden bu göçü durdurmak için teşvik sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Kürdistan Bölgesi’ne en fazla ihracat yapan illerin başında yüzde 55 ile Diyarbakır'ın geldiğini vurgulayan Mehmet Kaya, deprem nedeniyle bazı sektörlerde üretimin durması sonucu Kürdistan Bölgesi’ne yapılan ihracatın da etkilenebileceğini kaydetti.
Mehmet Kaya ayrıca Türkiye'nin 1 yıl içerisinde deprem bölgelerini inşa etme projesi nedeniyle beton ve demir üretiminin tamamının bu bölgeler için kullanılacağını, hatta beton ve demir ihracatı yasağı beklediklerini, bunun da Kürdistan Bölgesi’ne etkilerinin olacağını kaydetti.
“Israrla hükümete bir an önce bazı adımları atması gerektiğini söylüyoruz”
Rûdaw’a konuşan DTSO Başkanı Mehmet Kaya özetle şunları söyledi:
“Diyarbakır gibi Urfa gibi Gaziantep gibi nispeten ticaretin, ekonominin yeniden hareketlendiği iller dışında diğer illerde şu an tamamen can kurtarma ve yardım işleri olduğu için genel anlamda bölge ekonomisini çok olumsuz etkileyecek. Tabii bu oran henüz net değil ama 2023-2024'e yansıyan rakamlar olacaktır. Bunun için zaten ısrarla hükümete bir an önce bazı adımları atması gerektiğini söylüyoruz. 11 ilde aynı adımlar olmaz ama Diyarbakır gibi Adıyaman gibi -özellikle genç nüfus batıya göç ediyor- bunların burada kalmasını sağlayacak, işsizlik maaşı gibi, kısa çalışma ödeneği desteği gibi... Bunların hemen karşılanması gerekiyor. Ardından sanayi tesisi yıkılanlara hemen sanayi tesislerinin yapılmasını sağlayacak destekler verilmeli. İnsanlar şu an ürettiklerini satamıyorlar, kazanımlarını kaybettiler. Bunlara finans desteği, çek ödeme desteği gibi destekler verilmeli. Hem genç nüfusun kalmasını hem de sanayi tesislerinin yeniden yapılmasını sağlayacak, fnans ödemelerini rahatlatacak desteklerin birlikte yapılması gerekiyor.
Hazır giyim ve tekstil en çok zarar gören sektör
Türkiye'deki tekstil ve hazır giyimin yüzde 25'e yakını bu bölgede yapılıyor. Yani hazır giyim ve tekstil en çok zarar gören birinci sektör olarak görülüyor. Tarım sektörü, gıda sektörü, mobilya sektörü gibi sektörler de bu bölgede üretim anlamında önemli sektörlerdi ama hazır giyim sektörünün çok etkilendiğini söyleyebiliriz.
Diyarbakır'da yüzde 20'ye yakın işgücü kaybı var
Diyarbakır'da yüzde 20'ye yakın bir işgücü kaybımız var. İnsanlar korkudan hala işe gidemiyorlar. Kimisi de batıdaki ailelerin yanlarına sığındı. En büyük sorunumuz iş gücü kaybı. Diyarbakır'ın en büyük avantajı da genç nüfusunun varlığı. Diyarbakır, Urfa gibi kentler Türkiye'de genç nüfusu en fazla olan kentler. Biz bunu kaybedersek çalışacak insan bulamayız. Bunun için özellikle genç nüfusun burada kalmasını sağlayacak destekler, yani işçinin barınacağı yeri yapmak, ikincisi işçiye bir yıl ücret vermek. İŞKUR üzerinden veya işsizlik fonu üzerinden. Bir yıl boyunca işçiye ücret vererek bunları yerinde tutmak lazım. Yarın da kalmasını sağlamak, en önemli sorun bu.
Diyarbakır'ın ihracatının yüzde 55’i Kürdistan Bölgesine’ydi
Kürdistan Bölgesi’ne yapılan ihracatın önemli bir kısmı depremden etkilenen illerden yapılıyordu. Diyarbakır'ın ihracatının yüzde 55’i Kürdistan Bölgesel Yönetimi’neydi; şimdi bu rakamların azaldığını göreceğiz. En fazla ihraç eden bölge... Antep, Diyarbakır, Urfa, Adıyaman gibi bölge illeri daha çok Kürdistan Bölgesi’ne ihracat yapıyor.
“İnşaat sektörü bir şekilde canlanacak”
Diyarbakır'da daha bu Pazartesi fabrikalar açılmaya başladı. Diğer 3 ilde henüz hiçbir üretim yok. Diyarbakır'da neredeyse 30.000 konut kullanılmaz hale geldi. Yani bunların yeniden yapılması gerekiyor. Bölgeyi ele aldığımız zaman 350.000 konut kadar çok büyük bir rakama ulaşıldığını görüyoruz. Bu rakamlar Türkiye'deki inşaat sektörünü bir şekilde canlandıracak ama; bizim inşaat sektörümüz ihracat yapan bir sektördü. Ama şu aşamada gerek demir gerek betonu bu projeye (bir yıl içinde 11 ili inşa) yetiştirme olanağı yok. İthal edilmek zorunda kalınacak. Türkiye'de inşaat sektörünün büyümesi özellikle inşaat kalemlerinin ihracatını da bir süre durdurabilir ve yasaklanabilir. Çünkü bu hızla ancak bölgeye yetecek üretim sağlanabilir. Hatay, Maraş, Antep gibi illerde fabrikaların da yıkıldığını gördük. Kırılan makine ekipmanlarında da sorunlar yaşandığını gördük. Bunlar hızlı bir şekilde desteklenirse, bölge sanayi altyapısı 6 ay, 1 yıl içerisinde kendisini toparlar, yeniden üretim rakamlarını yakalar.”