HDP: Dersim’in adı, dili ve tarihi resmen iade edilmeli

Tertele'nin 83’üncü yılında yaşamını yitirenleri anan HDP, devletin hakikatle yüzleşme temelinde Dersim'den özür dilemesini istedi. HDP açıklamasında, "Dersim halkı açısından hiç kaybolmayan Dersim’in adı, dili ve tarihi resmen iade edilmeli" denildi.

04.05.2020, Pts - 09:02

HDP: Dersim’in adı, dili ve tarihi resmen iade edilmeli
Haberi Paylaş

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Halklar ve İnançlar Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları, 1937-1938 yıllarında Dersim’de gerçekleştirilen katliamın yıl dönümü dolayısıyla yazılı açıklama yayımladı.

Dersim Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin anıldığı açıklamada, Dersim halkının 1937-38 katliamına büyük tufan, yıkım ve yok oluş anlamına gelen “Tertele” adını verdiği hatırlatıldı.

Açıklamada, Roza Şaye (İkinci kara gün) olarak tarihe geçen büyük katliamın, 1915 olaylarından sonra Türkiye’de yaşanmış en büyük katliam olarak tarihin kara sayfalarında bir utanç olarak durduğu vurgulandı.

“Otoriteye baş eğmeyen, bağımsız ve özgür olmayı yaşam şekline dönüştüren Dersim, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar hemen tüm iktidarlar tarafından operasyon yapılması gereken bir coğrafya olarak anıldı” denilen açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:

“Padişahların hâkim olmak için ferman çıkardığı, Şeyhülislamların “katli vaciptir” dediği Dersim’e yapılan askeri operasyonların sayısı dahi bilinmiyor.

“70 bin civarında insan katledildi”

Tek millet, tek din, tek dil anlayışı çerçevesine kurulan ulus devlet idarecileri, 25 Aralık 1935 yılında 2884 sayılı ‘‘Tunceli Vilayetinin İdaresi Hakkında” kanun çıkarıp, ‘tedip’ ve ‘tenkil’ harekâtı için çerçeve çizdi. Tunceli Kanunu’yla resmi olarak adı değiştirilen Dersim’de, 4 Mayıs 1937 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla da on binlerce insan katledildi.

1937 – 1938 tarihlerinde Dersim’de tarihte eşi benzeri az bulunan bir etno dinsel katliam gerçekleştirildi. Resmi kurum verilerine göre Dersim Katliamında, 13 bin 160 kişi öldürülmüş ve 11.818 kişi de batı illerine sürgüne gönderilmişti. Oysa yerel kaynaklara göre hakikat; kadın ve çocuk ayrımı yapılmadan gerçekleştirilen bu soykırımda 70 bin civarında insan katledildi.

Tarihe ‘’38 Kırımı’’ olarak da geçen katliam sürecinde on binlerce Dersimli sürgüne gönderildi ve binlerce çocuk da evlatlık verildi. Dersimliler, katliamdan sağ kurtulan ve evlatlık verilen çocukların akıbetini ise hiç öğrenemedi. Dersim’in kayıp kızlarından hiç haber alınamadı.”

“Seyid Rıza ve yol arkadaşlarının mezar yerleri belirlenmeli”

Devletin 83 yıl sonra dahi olsa hakikatle yüzleşmesi gerektiği belirtilen açıklamada Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu kurulması talep edildi.

Arşivlerin tamamının açılması, mahkeme kayıtlarının kamuoyuna sunulması ve katliamda yer alan faillerin gıyaben de olsa yargılamalarının yapılmasının önemi vurgulanan açıklamada, “15 Kasım 1937’de idam edilen Seyid Rıza ve yol arkadaşlarının mezar yerleri belirlenmeli, sürgün edilen ve evlatlık verilen çocukların/Dersim’in kayıp kızlarının belgeleri açıklanmalıdır. Dersim halkı açısından hiç kaybolmayan Dersim’in adı, dili ve tarihi resmen iade edilmeli” denildi.

Açıklamada ayrıca, “Devlet hakikatle yüzleşme temelinde katledilenlerin ailelerinden ve Dersim halkından özür dilemelidir. Bu coğrafyada her şeyden çok ihtiyaç duyduğumuz toplumsal barış ve demokratik Türkiye bu tarihsel yüzleşmelerle inşa edilebilir” sözlerine yer verildi.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 2977 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:17:35:09
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x