Tev-Ger tarafından basına Kürtçe ve Türkçe olarak yapıan açıklama da, Hınıs Cumhuriyet Savcılığı tarafından açılan \'Şêx Seîd anıtını yapma\' davasında halen tutuklu bulunan, Şêx Seîd’in torunu olan eşbaşkan Hasan Basri Fırat ve aynı davada yargılanan Anıt Mühendisi yine Şêx Seîd’in torunu olan Abdulhakim Fırat’ın yanlız bırakılmaması gerektiği bildiriliyor.
Tev-Ger\'in \'Şêx Seîd’in Anıtı Yargılanıyor!\' başlıklı basın açıklamasının tam metni şu şekild;
Şêx Seîd’in Anıtı Yargılanıyor!
Kürdistan tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biri olan Şêx Seîd, 91 yıl önce sömürgeciler tarafından idam edilerek katledildi. Bıraktığı ulusal/kültürel miras Kürdler için çok değerli bir referans kaynağı olmaya devam ederken, aynı zamanda sömürgeci devleti huzursuz etmeye de devam ediyor. Şêx Seîd’i katleden TC, halk üzerindeki olumlu etkisini bildiği için kendisiyle birlikte yoldaşlarını bilinmeyen bir yere defnederek mezarlarını gizli tuttu/tutmaya devam ediyor.
Bir insanın ölüsünden korkmak, o insanın toplum üzerindeki düşünsel etkisinden ve saygın kişiliğinden dolayıdır. Devlet bütün insanlık dışı uygulamalarına rağmen Kürdler ile Şêx Seîd arasında var olan güçlü bağı koparamadı; Şêx Seîd’i unutturamadı. Dahası devlet hala Şêx Seîd’in manevi varlığından korkuyor ve bu korkusunu da uygulamalarıyla gösteriyor. Bilindiği gibi devlet Şêx Seîd’in halk üzerindeki etkisini kırmak için birçok yalana başvurmuş ve her yalanı da farklı etki yapabileceği kesimlere ezberletmişti.
Batı’ya ve “Laik” kesime “Şêx Seîd Şeriat istiyordu, gericiydi” propagandasını yapan devlet, Dindar kesime de “Bölücüydü, Ümmeti parçalıyordu” propagandasını yaparak Şêx Seîd’i etkisizleştirmeye çalıştı. Birçok kesim bu propagandadan etkilendi. Ve ne yazık ki “Kürd” olduğunu söyleyenler de bu kirli oyuna alet olup “Şêx Seîd İngiliz ajanıydı, modern Cumhuriyete karşı gerici bir ayaklanmanın başıydı” diyecek kadar düşkünleşenler oldu…
Şêx Seîd’in devleti ürküten özelliği, Dindar ile Milli/Ulusal Kimliklerin karşıt olmadığını, aksine dindar olmanın Kürd/Kürdistan sorununa duyarlı olmayı gerektirdiğini yaşamıyla göstermiş olmasıdır. Bu duruş, hem Türk-İslam hem de sol/sosyalist ezberleri bozuyordu/bozmaya devam ediyor…
Devletin Şêx Seîd’e tahammülsüzlüğünü ve korkusunu gösteren olaylardan biri de, hala mahkemesi devam eden ‘Şêx Seîd anıtını yapma’ girişimidir.
Hınıs Merkezde Şêx Seîd’in anıtını yapmaya girişen ailesi, devletin (Kaymakamlığın) engeliyle karşılaştı. Bu engel, Xınıs Merkezi yerine Belediye sınırları içinde başka bir yer belirlenerek anıtın yapılmasına karar verildi. Bu yeni yere de tahammül edemeyen barbar devlet, “suç ve suçluyu övme” suçundan dolayı Hınıs Belediye Başkanı ve bir mühendis hakkında dava açtı. Söz konusu davada 15 yıl hapis istemiyle yargılanan Belediye Başkanı aynı zamanda Şêx Seîd’in torunu olan Hasan Basri Fırat’tır. Aynı davada yargılanan Mühendis de yine Şêx Seîd’in torunu olan Abdulhakim Fırat’tır. İlk duruşması 17 Aralık’ta yapılan yargılamanın ikinci duruşması ise 21 Ocak’ta Hınıs’ta görülecek.
Açılan davada dikkat çekici nokta, İstiklal Mahkemesinin tutanaklarının mahkemeye delil olarak sunulması ve Şêx Seîd ile dava arkadaşlarının ”suçlu” olduklarının bu tutanaklara dayandırılmaya çalışılmasıdır. İstiklal Mahkemesinin Tutanaklarında, Şêx Seîd ve dava arkadaşları ‘Müstakil (Bağımsız) Kürdistan kurma girişimiyle yargılanıyorlar. Bu belgeyle devlet, kendi yalanlarını/hilelerini ve kirli propagandasını boşa çıkarmış oluyor.
Evet, Şêx Seîd ve dava arkadaşları dinlerine son derece bağlıydılar; ama aynı zamanda Kürdlerin devletleşme hakkını tereddütsüz savunuyorlardı. Devlet de, Kürd oldukları ve Kürdlerin Ulusal haklarını savundukları için onları katletti.
Şêx Seîd’in anıtından dolayı açılan dava, Şêx Seîd’in anısına karşı işlenen bir insanlık suçudur. Anıt dolayısıyla yargılanmak, Şêx Seîd’in anısına sahip çıkıldığı için yargılanmaktır. Devlet hem anıtı hem de anıyı yargılıyor. Şêx Seîd ve dava arkadaşlarının anısına sahip çıkmak her namuslu Kürdün tarihi sorumluluğudur.
21 Ocak’taki duruşmada Şêx Seîd ailesini yalnız bırakmayalım! Çünkü Şêx Seîd sadece bir ailenin değil, namuslu tüm Kürdlerin büyüğüdür.
Tevger olarak kendimizi Şêx Seîd’in torunları olarak görüyor ve diyoruz ki; Şêx Seîd’in anısını yaşatmak ve ailesiyle bu tarihi davada dayanışma içinde olmak hepimizin tarihi/vicdani ve Kürdistani görevidir.
Bu davayı mahkûm etmek için herkesin üstüne düşeni yaparak kamuoyu oluşturmaya ve duruşmaya katılmaya davet ediyoruz…
Tevgera Ciwanên Kurdistanê/Kürdistan Gençlik Hareketi