Başkan Mesud Barzani, Rafiden Diyalog Merkezine bağlı aydın, yazar ve bazı siyasetçileri kabul etti.
Başkanlıktan yapılan açıklamada Başkan Barzani'nin aydın ve siyasetçilere, merkezi hükümetin içine girdiği yanlışlıklar ve Kürdistan'ın bağımsızlık süreci hakkında değerlendirmelerde bulunduğu aktarıldı.
Görüşmede, Başkan Barzani, Irak'ın düştüğü durumdan merkezi hükümetin sorumlu olduğunu, Kürdistan'ın bağımsızlık sürecinin ise şiddetten uzak bir şekilde yürütüleceğini belirtti.
Başkan Barzani, "Dünyanın hiçbir yerinde zorla birliktelik ve tam tersi ayrıştırma başarılı olmamıştır. Şunu belirtmek isterim ki Kürdistan bölgesinin bağımsızlık süreci şiddetten uzak, diyalog ve sorunların çözülmesi esası üzerinden yürüyecektir." dedi.
Irak'ta Saddam Hüseyin'inin devrilmesi, Baas Rejimi'nin yıkılmasından sonra ülkede federal ve demokratik bir sistemin kurulmasından umutlandıklarını hatırlatan Barzani, "Ancak daha sonra meydana gelen gelişmeler Bağdat'ın tehdit üslubu, Kürtlerin ihmal edilmesi ve ortak paylaşım prensiplerinin ayaklar altına alınmasının hakim olduğu gördük." ifadelerini kullandı.
Başkan Barzani Irak’ın kuruluşunu anlatarak, “Irak Devleti Arap, Kürt ve diğer oluşumların haklarını temin etmek üzere kuruldu. Ancak Kürdistan halkı bu devletten şunları gördü; 4 bin 500 köyün yıkılması, 182 bin kişinin Enfal katliamıyla öldürülmesi, 12 bin Feyli Kürt ve 8 bin Barzani’nin infaz edilmesi, ve kimyasal saldırı” diyerek sözlerini şöyle devam ettirdi:
“Tüm bunlara rağmen Eylül Ayaklanması’nda Kürt milleti hiçbir zaman bombalı saldırılara başvurmadığı gibi hiçbir zaman da sivilleri hedef almadı. 1991 yılında gerçekleştirilen ayaklanmada Kürdistan halkı, Irak Devleti ile yeni bir sayfa açmak için ayağa kalktı ancak intikam almaya yönelmedi.”
Celal Talabani ve kendisinin, Irak merkezi hükümetine demokratik, federal ve yanlışların tekrarlanmadığı bir ülkenin kurulması için Kürdistan'ın geçmişinden ders almaları gerektiğini ilettiklerini aktaran Barzani, şunları söyledi:
"Irak merkezi hükümetine, Kürdistan bölgesinin geçmiş tecrübelerinden faydalanmaları, birbirlerinden intikam almaya yönelik adım atmamaları ve yanlışların tekrarlanmaması konusunda kendilerine birçok tavsiyede bulunduk. Ancak Irak merkezi hükümetinin pratikte yaptıkları ve aldıkları kararlar daha önce üzerinde anlaşmaya varılan anayasaya ters düştü. Ülkedeki durum tarafların birbirinden intikam alıp mezhep çatışmasının körüklenmesine, Kürdistan bölgesine ambargo konulmasıyla Peşmerge güçlerine saldırma tehditlerine kadar vardı. Sonuç, Kürdistan bölgesinin bütçesi kesilip daha önce üzerinde ortak karar verilen anlaşmaların bozulmasına, federal sistemin çökmesine yol açtı. Irak'ın başına gelenlerden Kürdistan (bölgesi) halkı sorumlu değil ancak Irak merkezi hükümeti sorumludur."
