Başkan, “Halen tehditler sürüyor. Bununla birlikte dışardan gelenler Peşmerge’nin kahramanlığından övgüyle söz ediyor ki insan bununla gurur duyuyor” diye konuştu.
Hiçbir zaman savaştan yana tercihte bulunmadıklarını vurgulayan Başkan, “Fakat ne zaman mecbur bırakıldıysak, 1961’deki Lomana Destanı ve onlarca kahramanlıklar elde ettik. Mecbur bırakıldığında Peşmerge Abrams yok eder” ifadelerini kullandı.
Peşmerge’nin IŞİD’le savaşta karşılaştığı zorluk ve engellere değinen Başkan Barzani, “Peşmerge IŞİD’le savaştaki kadar hiçbir savaşta zorlanmadı. Çünkü bir terör örgütüyle karşı karşıyaydık. Saldırınca öldürmek, başarmazsa ölmek için saldırıyorlardı. Peşmerge savaşın taktiğini çözene kadar maalesef çok şehit verdik. Şimdi ise Peşmerge, sadece Kürdistan’da değil tüm dünyada en kutsal isimlerden biridir” dedi.
Başkan Barzani, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dışardan gelen birçok heyet Peşmerge’den bahsettiğinde büyük kıvanç duyuyoruz. Bu gerçektir de. Eğer Peşmerge olmasaydı, burada olamazdık. Şuna emin olun, hiçbir zaman ne bizden ne de karşı taraftan bir damla kanın dökülmesinden yana olmadık. Hiçbir zaman savaşı başlatan da olmadık. Ancak 12 Aralık 1961’deki destan bize şunu öğretti: Eğer milletimizin onuru ve şerefi tehditle karşı karşıya kalırsa insan canının değeri kalmıyor ve yüzlerce genç ellerinde tüfeklerle Abrams tanklarına karşı savaşıyor. İşte kültür olan budur. Ben bunu zafer olarak görüyorum. Kimseye haksızlık vermeyi düşünmeyip, kimsenin zulmünü de kabul etmemek.
Her hayat, hayat değildir. Hayat, kendi milletinin içinde başı dik olarak yaşamaktır. Ya da kendi milletinin uğruna kanını dökmektir. Yoksa birkaç yıllık ömür için Allah’a, milletine, şehitlerine karşı mahçup olmak hayat değildir.
Çok şükür Kürdistan halkı, her geçen gün ilerleyen ve güçlenen bir askere sahiptir. Peşmerge var olduğu sürece, şükürler olsun ki hep var olacaktır, Kürdistan halkı müsterih olacaktır ve hiç kimse onların onurunu çiğneyemeyecektir.”
“Yeni Bir Süreçteyiz”
Başkan Barzani, konuşmasının devamında şu mesajları verdi:
“Yeni bir sürece girmiş bulunuyoruz. Bildiğiniz gibi bu yıl iki seçim yapıldı. Biri Irak genelinde, biri Kürdistan’da. Irak Parlamento seçimlerinde birçok kişi KDP’nin, belini doğrultamayacağı bir yenilgi alacağını düşünüyordu. Ama tahminleri doğru çıkmadı ve bunu da biliyorduk. Irak genelinde KDP, parti olarak birinci çıktı. Kürdistan halkına teşekkür ediyoruz. Bunu, KDP’nin ulusal duruşundan dolayıydı. Özellikle Kürdistan’da, KDP’siz bir karar alınamayacağı bugün ortaya çıkmıştır. Yaklaşık bir ay önce Bağdat’ı ziyaret ettim. Geçen yıl bu zamanlar, bazılarıyla başımız ağrıyordu. Ben de bu yolda başımı vermeye her zaman hazırım ve bu benim için çok basittir. And olsun ki şehitlerimizin kanı, milletimizin onuru ve hakları konusunda müsamaha göstermeyiz. Ancak sorunlarımızı karşılıklı anlayış içinde çözme umudu olursa bu imkanı tepmeyiz. Bağdat’a kapıları kapatan biz değildik, onlardı. Ancak tüm bu yaşananlardan sonra yeni bir fırsat doğdu.
Sayın Abdulmehdi, anlayış sahibi bir kişidir. Eskiden beri tanıyorum. Kürtlerin haklarına inanan biridir. Kendinden öncekilerden farklıdır. Umarım başarılı olur, ona destek olacağımızı söyledim. Bir dakika bile kaldıysa, ilişkilerimiz iyi olsun isteriz. Çünkü sorunumuz Bağdat’la çözülür. Silahla çözeceğimizi de asla söylemedik ancak zorbalara da teslim olmayacağımızı söyledik. Mecbur kalırsak kendimizi savunuruz. Asla kimseyle savaşma kararı almayız ancak kendini dayatacak dünyadaki hiçbir güce de asla teslim olmayız. Çözüm için umudumuz var ancak bekleyip görelim. Beklentileri yükseltmek istemiyorum. Çünkü Bağdat’taki siyasi tarafların da hala kendi içlerinde sorunları var.
Kürdistan’daki seçimlerde bir kez daha gördük sonucu. Kürdistan halkına, KDP’ye verdikleri güven için teşekkür ediyoruz. Seçimden önce KDP başarılı olursa büyük değişimler, reformlar yapacağız demiştim. Öyle de oldu, başladık da. Önemli şeyler yapacağız. Yeni bir süreçteyiz. Her şey KDP’nin istediği gibi olacak demiyoruz ancak eskisi gibi yüzde 50 - yüzde 50 durumu söz konusu değildir. Güçlü bir hükümet kurulacak, her alanda ve her kurumda reformlar yapılacak.”