Haydar Abadi dün Bağdat’ta düzenlenen Irak Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarına, Erbil ile hükümet düzeyinde diyaloğa geçmeye hazır olduklarını belirterek, “Hizmet sunmak için birilerinin bize baskı uygulamasına gerek yok” demişti.
Abadi, Kürdistan Bölgesi’ndeki memur maaşlarının ödenmesine ilişkin ayrıntılı incelemenin yapılması için bir komisyon kurduklarını ve uzun bir inceleme sürecinin olmayacağını belirterek, şunları söylemişti:
“Maliye denetimini ve Bakanlar Kurulu Genel Sekreteri’ni bu konuda inceleme yapması için görevlendirdim. Ayrıca Kürdistan Bölgesi’ne yardım etmesi için özel komisyon görevlendirildi.”
Hükümet Sözcüsü Safin Dizayi tarafından bugün Haydar Abadi’ye ithafen yapılan açıklamada, şunlara yer verildi:
Sayın Abadi, daha öncede yaptığı açıklamalarda Kürdistan Bölgesi’ndeki memur maaşlarını göndereceğini ve bunun için de memur oranını araştırdıklarını açıklamıştı. Ancak Irak Federal Hükümeti şimdiye kadar Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nden memur oranı listesini talep etmemiştir.
Bu nedenle Sayın Abadi Hükümeti’nin, ‘Memur maaş listesini ayrıntılı inceleme başlattık’ denilen listenin hangi liste olduğunu bilmiyoruz! Kürdistan halkı yapılan açıklamaların medya propagandasından ibaret olduğunun çok iyi farkındadır. Bunun için de söz konusu açıklamalara güvenmiyor.”
Kürdistan Bölgesi’nin havayolu ve sınırlarının kapatılmasına ilişkin ise Sefin Dizayi, şu ifadeleri kullandı:
“Karar, Irak Anayasası’nın 140’ncı maddesine de aykırı olan bir karardır. Nitekin söz konusu maddede sınır ve havayolları ortak kullanılmasını içeriyor. Bu nedenle hükümet olarak işbirliğinin önemine değinerek, hazır olduğumuzu belirttik.
Havayollarının uçuşa kapatılması ise, Kürdistan Bölgesi’ndeki vatandaşlarının cezalandırılmasını güdüyor. Aynı zamanda, hastaların ve Irak ile Kürdistan topraklarını korumak adına IŞİD’le savaşta yaralanan peşmergelerin yurtdışında tedavisinin engellemesi anlamına geliyor.
Sayın Abadi’nin söz ettiği gibi Bağdat, Basra ya da Necef kentine seyahat o kadar kolay değil. Çünkü gerek zaman, gerekse ekonomik konuda vatadaşları zorlayan bir durum.
Asıl soru şu; Neden Bağdat, Basra ya da Necef’teki bir vatandaşın kentinde doğrudan uçuş hakkı olmasına rağmen Kürdistan Bölgesi’ndeki vatandaşın hakkı olmasın? Bu nasıl bir vatandaşlık anlayışıdır!
Tüm sorunları ve eksiklikleri görüşecek zamanımız yok. Abadi Hükümeti’nin kurulduğundan beri kabinesinin hedefi haline gelmiş durumdayız. Bu bizim meselemiz olmadığı gibi mevcut durumda da yarar sağlamayacaktır. Kürdistan Bölgesi Hükümeti meşruluğunu Kürdistan Parlamentosu ve halkından almıştır. Başka halklara gerek yoktur.
Kürdistan Bölgesi daha önce de belirttiği gibi doğrudan ve iyi niyetli bir şekilde sorunların çözülmesi gerektiğine dair niyetini kamuoyuyla paylaşmıştır. Ancak mevcut duruma cevap vermeyen ve durumu sadece medya propagandası haline getirerek çözümden uzaklaştırarak, sadece çözüm, karşılıklı anlama, anayasa ve vatandaşlık terimlerini kullanmaktan ileriye gitmeyen Sayın Abadi’dir.
Bu tür davranışlar hiçbir şekilde mevcut duruma hizmet etmediği gibi hiç kimseye yararı yoktur ve sürekli istikrarsılığa gebe olmasını sağlamaktan öteye gitmeyecektir.”
