PWK Genel Başkanı Mustafa Özçelik, Güneydoğuekspres Gazetesi adına Faruk Balıkçı’nın yaşanan sürece ilişkin sorularını yanıtladı.
Soru ve cevaplar şöyle:
Faruk Balıkçı: Abdullah Öcalan Kürt siyasi partilerinin süreçle ilgili görüşlerini önemli bulduklarını ifade etti. Siz, Öcalan'ın bu açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz. .Öcalan neden görüşlerinizi önemsiyor?... Siz sürece nasıl bakıyorsunuz?
Mustafa Özçelik: İmralı Heyeti’nin Abdullah Öcalan ile İmralı’daki ilk görüşmesi, 28 Aralık 2024 tarihinde gerçekleşti. O tarihten bu bugüne geçen sürede, İmralı Heyetleri hemen hemen tüm Türk partileri, bir çok sivil toplum kuruluşu ile görüştü. Ama bugüne değin, Öcalan adına, ne herhangi bir İmralı heyeti, ne de DEM Parti heyeti, görüş ve önerilerimizi almak için ben ve partimizle herhangi bir görüşme yapmamıştır. Bir kez bile olsun görüşlerimizi sormayan, sordurmayan Öcalan nasıl oluyor da ‘’görüşlerimizi önemsemiş’’ oluyor.
Ayrıca, Kürt siyasi partileri ‘’görüşleri sorulacak danışmanlar’’ değil; Kürt, Kürdistan meselesinde temel aktördürler. Tüm Kürt siyasi partilerinin, Kürtlerin temel, acil, milli, demokratik talepleri etrafında bir KÜRT TARAFI olarak ittifaklarını savunmak, teşvik etmek ve insiyatifin bu KÜRT TARAFI’nda olması gerektiğini kabul etmek en doğru, yapıcı ve Kürtlerin milli çıkarlarını ifade eden yoldur diye düşünüyoruz.
Öcalan’ın, Kürt siyasi partilerinin süreçle ilgili görüşlerini önemli bulduğunu, DEM parti yetkilileri değişik açıklamalarında dile getirdiler.
Ama, eğer, Öcalan’ın PKK 12. Kongresi’ne göndermiş olduğu ‘’Perspektif’’ adlı metinde dile getirdiklerine bakacak olursak, bırakalım Kürt siyasi partilerinin süreçle ilgili görüşlerini önemli bulmasını, tam tersine, hakaret boyutuna varan çok ciddi itham ve değerlendirmelerde bulunuyor.
Öcalan, ‘’Perspektif’’ adlı metinde, Barzanileri, Yahudileri Nazilere teslim edip katlettiren Yahudi işbirlikçilerinin adı olan Judenratlara benzetiyor; Barzanilerin de Kürtlerin Judenratı olduğunu söylüyor. Güney Kürdistan’daki Federe Devletin ‘’PKK’ye karşı çıkartıl’’dığını; dört parça Kürdistan’daki Kürt örgütlerini kastederek, ‘’.. Diyarbakır merkezli, Erbil merkezli, Süleymaniye merkezli hatta Mahabat merkezli.....bunlar son derece geçici yapay karşı devrim öğeleri olarak, tasfiye aracı olarak dayatılan aygıtlar oluşumu’’dur diyor.
Peki sormak lazım: Öcalan, Kürt siyasi partilerine, ‘’Judenrat’’, ‘’son derece geçici yapay karşı devrim öğeleri olarak, tasfiye aracı olarak dayatılan aygıtlar oluşumu’’ diyerek mi, ‘’görüşlerini önemsiyor’’?
Sürece Dair Görüşlerimiz
Kürdistan Yurtseverler Partisi(PWK) olarak, Devlet Bahçeli’nin ilk çağrısı ve Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihinde PKK’ye yaptığı çağrıdan bu yana amasız, fakatsız bir şekilde PKK’nin silah bırakmasını desteklediğimizi açıkladık; PKK 12. Kongresinde alınan silah bırakma kararını da olumlu bulduk, destekliyoruz. PKK’nin silahlı eylemleri Kürt halkına zarar vermektedir, Türkiye’deki özgürlük, demokrasi, adalet, insan hakları mücadelesine zarar vermektedir. Silahların bırakılması halkımızın çıkarınadır. Türkiye Devleti de tüm askeri operasyonlarına son vermelidir.
Ama, 30 milyona yakın Kuzey Kürdistan ve Türkiye’deki Kürtlerin kaderi, Kürt meselesinin çözümü, Kürt milletinin bilgisi dışında, Öcalan, Türkiye Devleti, PKK, DEM Parti arasındaki kapalı kapılar ardında, şeffaf olmayan görüşmelere havale edilmemelidir. Kürt, Kürdistan sorunun kısa, orta uzun vadeli çözümü için, ilk adım olarak, tüm Kürt siyasi partileri, sivil toplum kuruluşları ve toplumda karşılığı olan etkili aktörlerin oluşturacakları KÜRT TARAFI’nın; Kürtlerin acil, temel talepleri ekseninde Türkiye Devleti’ne muhatap olması gerektiğini dile getirdik, dile getiriyoruz.
Öcalan’a, PKK’ye de, Türkiye Devleti’ne de çağrımız budur: PKK’nin silah bırakma prosedürü, en hızlı şekilde yaşama kavuşturulmalıdır. Kürt meselesinin çözümü için ilk adım, tüm Kürt siyasi partileri, sivil toplum kuruluşları ve toplumda karşılığı olan etkili aktörlerin oluşturacakları KÜRT TARAFI’nın muhatap alınmasıdır, bu gerçekliğin kabulüdür.
