Film gösterimi sonrası düzenlenen oturumda Washington Enstitüsü üyesi Bilal Wahab’ın sorularını yanıtlayan Bernard-Henri Levy, Washington’un 25 Eylül'de düzenlenen Kürdistan bağımsızlık referandumuna karşı çıktığını ve ardından İran'ın desteğiyle Irak ordusunun Kerkük'e saldırıda bulunduğuna dikkat çekerek; “Kürtler ihanete uğradı.” dedi.
Kürtlerin haklarını alabilmesi ve barış içinde yaşayabilmeleri için, özellikle demokrasiye bağlı olan milletler topluluğu tarafından Kürt sorununun çözümünün gerçek, güçlü ve samimi bir şekilde desteklenmesi gerektiğini ifade eden Levy, “O yüzden Eylül ve Ekim 2017’de tam tersini gördüğümde çok şaşırdım. Kürtlere ihanet edildi!” diye konuştu.
"İran'a Gümüş Bir Tepside Kerkük'ü Teslim Etmeyi Seçtik"
Levy, Kürtlerin hoşgörü ve demokrasiye bağlılığına; IŞİD’le mücadelede oynadıkları önemli role rağmen kendilerinin (Amerikalılar, Avrupalılar, Fransızlar) İran’a gümüş bir tepside Kerkük kentini teslim etmeyi seçtiklerini de vurgulayarak; “Neden?” diye sordu.
Kürtlerin ne yapması gerektiğini ve Kürt liderliğine tavsiyesinin ne olacağı sorusu üzerine Levy şöyle konuştu: “Dürüst olmak gerekirse, ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. Amerikan, Fransız ya da Kürt olsun hiçbir hükümet mükemmel değil ama açıkçası Ortadoğu'da demokratik değerlerin savunulması, hoşgörü konusundaki endişeleri ve diğer inançlara açık olmaları konusunda böyle cesurca hareket eden herhangi bir ülke göremiyorum. Kürt liderliğinden daha fazla ne isteyebileceğimizi (Fransız ve Amerikalılar) bilmiyorum.”
"Havalimanları Üzerindeki Ambargonun Uzatılması Absürt"
Fransız düşünür, Bağdat’ın referandumdan birkaç gün sonra uygulamaya koyduğu Kürdistan havalimanlarının kapatılmasını da şiddetle eleştirerek; “Bu bir ambargodur.” dedi.
Referandum ve sonrasında Hewler’de olduğunu ve ambargodan hemen önce Hewler’den ayrıldığını ifade eden Levy, “Bağdat, Kürdistan havalimanları üzerindeki ambargoyu 3 ay daha uzattı. Bunu absürt olarak görüyorum. Bu, Birleşmiş Milletler (BM) tüzüğünde yer alan temel insan haklarından olan hareket özgürlüğünün ihlalidir.” diye konuştu.
İstikrarsızlığın En Büyük Faktörü, Diktatörlük
Toplu cezaların, neden yeniden uzatıldığını soran Levy konuşmasını şöyle sürdürdü. “İnsanlar istediklerini ifade etmekte mutlak demokratik bir hakka sahiptir. Başkan Barzani, bu referandumu gerek duydukları sürece, Irak anayasası içerisindeki tartışmalarla süreceğini söylemişti. Bugün, Kürtler neden cezalandırıldı? Kendi ülkelerinde hapse atıldı ve cezalandırıldı. Kürt bağımsızlığının istikrarsızlık yaratacağı fikrini reddediyorum. Tam tersi olduğuna inanıyorum. Demokrasi, düzen ve istikrarın temelidir. İstikrarsızlığın en büyük faktörü, diktatörlüktür.”