Uzmanlar, İran’ın Irak’ta federal yapıyı değiştirip, üniter devlet yapısını getirmek istediğini belirtiyor.
Kürdistan Bölgesi Yönetimi de anayasada değişiklik yapılması tartışmaları başladığında, olası değişikliklerin Kürtlerin kazanımlarına ket vuracak bir mahiyette olmaması gerektiğini vurguladı.
Ülkede işsizlik, yolsuzluk ve kamu hizmeti yetersizliğini protesto etmek amacıyla 1 Ekim'de başlayan ve hala devam eden gösterilerde 300’den fazla kişi hayatını kaybetti, 15 binden fazla kişi de yaralanmıştı.
Gösterilerde İran’a da tepkiler gösteriliyor. Şiilerin kutsal kenti olarak bilinen Kerbela’da İran Konsolosluğu’na yönelik saldırılar yapıldı. Burada bazı görgü tanıkları, Irak’ta bulunan İran’a bağlı milislerin protestolarda gerçek mermi kullandığını iddia etmişti.
2018’de Basra’da gerçekleşen gösterilerde de İran’ın Basra Başkonsolosluğu ateşe verilmişti.
2003 yılında Irak'a Baas rejiminin devrilmesinden bu yana, İran'ın ülkede etkisi önemli ölçüde artarken, Tahran'ın buradaki silahlı grupların yanı sıra ülkeyi yöneten Şii partilerle de yakın ilişki içinde olduğu biliniyor.
Hedef Kürtler Mi?
Araştırmacı-yazar Faik Bulut, Tahran rejiminin Irak’taki hedefinin Kürtler olabileceğini ifade ederek, İran’ın son dönemlerde Irak’ta prestij kaybettiğini söyledi.
Irak’ta gösterilerin başladığı ilk zamanlarda İran’ın tarafsız kalmayı tercih ettiğini vurgulayan Bulut, “İran ilk etapta sessiz kaldı. Bazı konsolosluklarına saldırı yapıldıktan sonra İran ses çıkardı. Ama bu olaylar hem İran’da hem de Iraklı Şii ve Sünniler arasında İran’ın karizmasının çizilmesine sebep oldu” dedi.
Bulut, İran’ın Irak’ta giderek taraf kaybettiğini belirterek şu değerlendirmede bulundu:
“İran’ın desteklediği partiler şu anda çok zayıf. Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr bir dönem İran’ın adamı diye biliniyordu, o da İran’dan dolayı hükümete karşı eleştirel tutum alınca İran iyice taraf kaybetti. İran’a en yakın parti Maliki’nin partisiydi, o bile çok zayıf. İran, Irak’ta federal sistemi sonlandırıp üniter yapıyı getirmek istiyor. Bu bir plan ve hedefi olabilir. Ama şu an dengeler müsait değil. Bunun için anayasayı tümüyle değiştirmeleri lazım. Bu denge sağlanırsa çoktan değiştirirlerdi. Maliki de böyle istiyordu.
Eğer yeni hükümette Sünniler güçlü şekilde yer alır ve İran aleyhtarlığı yükselirse bu mümkün görünmeyebilir. Çünkü Kürtlerin de kendine göre bir ağırlığı var. Bunun kısa zamanda gündeme geleceğini ya da yapacaklarını düşünmüyorum. Tabi burada daha çok Kürtler hedefte.”
Prof. Dr. Kıran: İran Anayasadan Rahatsız
Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Abdullah Kıran, İran’ın Irak Anayasası’ndan rahatsız olduğunu, buradaki amacının da Kürdistan Bölgesi olduğunu söyledi.
Kıran şunları söyledi:
“İran’ın Irak’taki rahatsızlığı hiç şüphesiz ki anayasadır. Tabi Irak’taki bazı Şii Araplar da İran gibi düşünüyor. Ama Irak halkı, ülkedeki hükümetin tıkanması ve yozlaşmasının en önemli sebebini İran’ın etkisinde kalmasına bağlıyor. Irak’ın kendi asıl sorunu anayasa değildir, var olan anayasanın iyi işletilmemesidir. En önemli ihlaller de Kürtlere yönelik yapılıyor. Kerkük meselesi buna örnektir. Şu an sanki bütün sorunların sebebi anayasaymış gibi Kürtleri sürmek istiyorlar. Bu anayasa Kürtlere federal bir sistem sağlıyor ve dolayısıyla Irak da federal bir devlet. İran ve Iraklı Şii Arapların amacı Kürdistan Bölgesi’nin federal yapısını ortadan kaldırmak.”
İran’ın bazı örgütler üzerinden Kürdistan Bölgesi’nde etkili olmaya çalıştığını belirten Kıran, “Kürdistan Bölgesi’nde İran ile çok yakın irtibatta olan ya da İran’ın üzerinde çok etkili olduğu bir iki Kürt örgütü var. Bağımsızlık referandumu sonrası İran onları yanlarına alarak Kerkük’ü aldığı gibi yine aynı şekilde anayasada böyle bir oyun oynayabilir. Tabi İran’ın başarılı olması ya da olmaması Kürtlere bağlı. İran başarılı olamaz ama eğer Kürtler dirayetli bir siyaset geliştirmezlerse İran başarılı olur. Kürtlerin Kerkük’te partiler yerine 5 bin milli gücü olsaydı Kerkük İran’ın eline geçmezdi” şeklinde konuştu.
“Irak Meselesi Yıllarca Sürecek”
İran'ın Irak'taki olaylar üzerinde etkisi ve amacını değerlendiren siyasetçi Sıdkı Zilan, şunları söyledi:
“İran, her yönüyle Irak’tadır; siyasi, iktisadi, mezhebi, askeri olarak… Ancak Irak Anayasası’nı Kürtlerin, daha doğrusu Kürdistan Bölgesi’nin statüsünü aleyhine değiştirecek şekilde yeniden düzenlenmesi talepleri hayra alamet değildir. Ayrıca bu işi Türkiye ve İran’dan bağımsız düşünmek de imkânsızdır. Mevcut durumu muhafaza etmek, Kürtler için ehvendir, geri adım kabul ve tolere edilemeyecek bir kayıp olur. Güzel olanı ise bağımsızlıktır ki Kerkük olmadan asla! İran ve Irak Şii Araplar, Irak Anayasası’nda Kürdistan Bölgesi federasyonunu bertaraf etmede karar almaları belki daha hayırlı olur; Kürtler de bunu kabul etmez ve bağımsızlık seçeneği tek kalır! Ama Irak meselesi daha yıllarca sürecek; Şii, Sünni, Kürt dengesi önemlidir. Tüm Sünnileri ve Kerkük’ü Kürdistan’a bağlamak ve iki egemen devlet en sağlıklı çözümdür.”