Fransız yazar, filozof ve yönetmen Bernard-Henri Levy, uluslararası toplumu Kürtleri Irak ve IŞİD’i yenmek için kurban edip şu an terk ettiği için eleştirdi.
Washington’dan Kurdistan24’e canlı bağlanan Levy, Afrin’e yönelik Türk ordusunun askeri operasyonunu kınayarak ABD ve Batı’nın daha önce de 16 Ekim 2017’de Peşmerge’ye yönelik desteğini çekip Kerkük’ü İran destekli Şii paramiliter örgüt Haşdi Şabi’ye bıraktığını ve şimdi de Afrin’deki Kürt güçlerine desteğini çekip Afrin’i Türkiye bıraktığını söyledi.
Recep Tayyip Erdoğan’ın artık Türkiye’nin cumhurbaşkanı olmadığını belirten Levy, “O, ancak Osmanlı İmparatorluğu’nu bölgede yeniden tesis etmeyi amaçlayan bir padişah.” dedi.
Levy, ABD ve Batı’nın Türkiye’nin eylemlerini durdurmadıkları takdirde, Erdoğan’ın geçmişte Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası olan Avrupa’daki Bosna-Hersek’e kadar yayılabileceği tehlikesini vurguladı.
Ünlü Fransız filozof, Erdoğan ve Türkiye’nin NATO üyesi olarak örgüt ilkelerine aykırı davranmamaları gerektiğini söyledi.
Levy, aynı zamanda bir film yapımcısı olarak çektiği belgeseli Kasım 2017’de BM Genel Meclisi binasında göstererek, Peşmerge’nin IŞİD’i yenmesindeki rolünü ve fedakarlıklarını vurguladı. Levy, ABD’li diplomat ve kongre üyeleri de dahil olmak üzere belgeseli Amerikalı izleyiciye tekrar göstermek için Washington’da bulunduğunu açıkladı.
Belgeselle ilgili konuşan Levy, “Yönettiğim filmlerde, kendi araçlarımla elimden gelenin en iyisini ABD’nin liderliğini büyük bir ahlaki ve stratejik hatayla dolu olduğunu göstermek ve gelecek kuşağın bu ahlaki hataları Batı’da kendilerini ve bizi yargılaması için kullanıyorum.” diyerek, uluslararası toplumda Kürtler konusundaki endişelerini dile getirdi.
ABD ve Batı’yı Irak ve Suriye’deki Kürtleri İran ve Türkiye’ye terkettikleri için eleştiren Levy, “Emperyal geçmişlerini hayalleyen iki güç, bir çeşit ABD ve Batı’ya ‘defol’ diyor.” diye konuştu.
Peşmerge güçlerinin Ekim ayında Kürdistan’ın başkenti eteklerinde Altun Köprü’de yapılan ilerleyişe karşı direnmedikleri takdirde milislerin şimdiye kadar Erbil’de olabileceğini vurgulayan Levy, “Bu senaryo, şu anda Afrin’de yaşanıyor. Ancak bu sefer onlar İranlı değil, Türkler. General Süleymani değil, Erdoğan. Senaryo aynı.” şeklinde konuştu.
Levy, ABD’nin çekilmesinin ve sessizliğinin İran ve Türkiye’ye yeşil ışık yaktığını; bölgedeki Kürt halkı pahasına Irak ve Suriye’deki tarihsel güçleri ve etkilerini yeniden tesis ettiklerini belirtti.
Kürtlerin artık “yetersiz” olarak nitelendirdiği birkaç arkadaşları olduğunu da açıklayan Levy, “Kürtlerin birkaç arkadaşı var: Kürdistan’daki dağlar ve Batı’daki kamuoyu. Muhtemelen, Başkan ile birlikte Fransız hükümeti de Kürtlerin dostu.” dedi.
Levy, Kürdistan Başbakanı Neçirvan Barzani’nin Fransa’ya yaptığı son ziyaretin başarılı olduğunu kaydetti ancak Fransa’nın desteğinin yeterli olmadığını sözlerine ekleyerek; Amerika, İngiltere ve hatta Rusya’nın Kürtleri İran milislerine ve Türkiye'ye satması durumunda dünyanın tek bir oyuncusu olamayacağını söyledi.
Batı’nın ve uluslararası toplumun Kürdistan’daki 25 Eylül Bağımsızlık Referandumu’nu tanımamasını talihsizlik olarak yorumlayan Levy, bu referandumda ezici bir çoğunluğun devletleşmeyi tercih ettiğini gösterdiğini söyleyerek; “Umarım, uluslararası toplum şu andaki büyük hatasını anlayacaktır.” dedi.
Levy, bir planı olduğunu Washington ve Newyork’taki halkın Batı ve uygarlık değerleri için Kürdistan’da ölenler adına bir anıt inşa etmelerini umduğunu ve bunun da Kürtleri tanıma ve IŞİD’le mücadelede onlara saygı olmasından dolayı önemli olacağını vurguladı. Levy, bunun doğru yönde atılması gereken ilk adım olacağına inandığını ve gelecekteki suçları önlemek için ilk ihtiyaç halihazırda yaşanan suçları, fedakarlıkları ve şehitliklerini tanımak olduğunu da kaydetti.