Geçtiğimiz hafta, Suriye’deki çatışmaların sona ermesi amacıyla yapılması planlanan Cenevre-3 toplantısına PYD’nin katılıp katılmayacağına yönelik demeçler ve tartışmalarla geçti.
Rusya PYD’nin toplantıya katılması yönünde net bir tavır ortaya koyarken, Türkiye ise aynı netlikte PYD’nin katılmaması gerektiğini deklare etti.
Cenevre 3 görüşmeleri daha başlamadan, Rusya ile Türkiye arasında yaşanan ve karşılıklı restleşmeler ile gelişen PYD endeksli güç gösterisinin galibi, ABD ve Avrupa’nın lehine tutum takınmasıyla, Türkiye oldu.
PKK’nin anlamsız ütopik doktrinlerinin kuşatılmışlığı ile özgür siyaset üretemeyen PYD, Suriye’deki şartların sunduğu tarihi fırsatın ulusal bir kazanıma dönüştürülmesi noktasındaki kısırlığını, Cenevre görüşmelerinden de dışlanarak zirveye taşıdı.
Batı Kürdistan’ın dirençli ve fedakar savaş potansiyelini eritmenin yanısıra, özgür ve Kürdistani siyasetin önüne aşılmaz engeller koymayı başaran PKK, savaş cephesinde büyük zaferlere imza atan Kürt hareketinin siyasal arenada varlık gösterememesinin müsebbibi oldu.
Rojava’nın yiğitlerine basit ve ulaşılabilecek ilkel hedefler yerine, ulaşılması zor, hayali ve egemen ulusların ekmeğine yağ sürecek uçuk fantaziler sundu.
Gerek Kuzey Kürdistan’da, gerekse Batı Kürdistan’da Kürtlerle en ufak bir dirsek temasından kaçınan PKK, Kürtlerin dışında iki kişinin bir araya gelerek oluşturduğu irili ufaklı tüm gruplarla ittifak kurmaktan imtina etmedi.
PYD’nin Cenevre 3 görüşmelerine katılmaması, gerçekte Türkiye’nin lobisinin veya gücünün sonucu değil, PYD’yi kontrol eden PKK’nin başarısız ve kısır siyasal yanlışlarının,
ABD’nin ve Avrupa’nın iktidarını sonlandırmaya çalıştığı Beşar Esad ile gizli stratejik işbirliğinin
ABD’nin Ortadoğu’daki en büyük düşmanı İran ile geliştirdiği ilişkilerin,
ABD’nin ve Avrupalıların tüm telkinlerine ve ısrarlarına rağmen, Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile işbirliği yerine düşmanlığı esas alan politikasının,
Türkiye ile dönemsel gerginlik yaşayan Rusya’nın taktiksel amaçlarına alet olmasının doğal bir sonucudur.
Suriye savaşının en etkili gücü olan YPG ve onun siyasal kurumu PYD’nin, tüm Suriyelilerin katılacağı bir çözüm masasında yer bulamamalarını doğru sorgulamaları gerekiyor.
Aksi taktirde, Cenevre’deki dışlanmadan doğru sonuçların çıkarılmaması halinde, cephede şehitler verilerek, büyük ve destansı direnişlerle elde edilen kazanımlar, yarın, geçmişteki bir çok örneğinde olduğu gibi masa başında veya masa başına dahi gelmeyerek kaybedilebilir.