Rojava Bölgesi'nde kara ve hava hareketliliğinde olağanüstü artış

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Fırat’ın doğusundaki Özerk Yönetim bölgelerine ve SDG’ye karşı askeri operasyon başlatılacağını ilan etmesinden bu yana bölgedeki çatışma ve temas hatları ABD, Rus ve Türk güçlerinin kara ve hava hareketliliğine tanık oluyor.

31.05.2022, Sal - 09:15

Rojava Bölgesi'nde kara ve hava hareketliliğinde olağanüstü artış
Haberi Paylaş

Suriye’nin kuzeydoğusu, Türk silahlı insansız hava araçları (SİHA) ile Rus helikopterlerinin uçuşları arasında yoğun kara ve hava hareketliliğine tanık oluyor. Türk ve Rus askerlerin Halep’in doğu kırsalında ortak devriye icra etmesinden kısa bir süre sonra, Türk SİHA’larının Halep’in kuzey kırsalındaki Rus üssü yakınlarında yer alan Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) ait askeri mevzileri bombaladığı bir ortamda, ABD ordusu ve uluslararası koalisyon askerleri Tel Tamir beldesinde devriye gezdi.

ABD ordusu ve uluslararası koalisyonun 4 zırhlı askeri araçtan oluşan devriyesi, Haseke vilayetinin kuzeyindeki Tel Tamir beldesinde dolaştı ve ardından M4 uluslararası karayolu ile son 48 saat içinde şiddetli çatışmalara tanık olan temas ve çatışma hatlarındaki durumu denetledi. Devriye ayrıca Barış Pınarı Harekât Bölgesi’nde konuşlu Türk güçleri ve desteklediği Suriyeli silahlı gruplar tarafından topçu ateşi ve füzelerle bombalanan bir bölgeyi inceledi.

ABD ve uluslararası koalisyon güçleri Tel Tamir’in 30 kilometre doğusundaki El-Kasrak ve Tel Baydar üslerinde konuşlanmakta. 6 askeri zırhlı araç ve onlarca askerden oluşan bir ABD devriyesi de cumartesi günü Kamışlı kentinin doğusundaki petrol bölgesi Rimelan’ı gezdi. Kamışlı ile El-Malikiye (Derik) arasındaki Türkiye sınır hattına bakan sınır köylerinde incelemelerde bulunarak bölge sakinleriyle konuştu ve halkın Türk tehditlerinin dozunun artmasıyla ilgili endişelerini dinledi.

Öte yandan Türk güçleri ve desteklediği Suriyeli gruplar, Halep’in kuzey kırsalında Özerk Yönetim’in askeri kanadı SDG kontrolündeki Şahba bölgesinde yer alan ‘El-Vahşiye’ köyünü topçu atışı ve füzelerle hedef aldı.

Yerel sakinler ve yetkili pozisyonundaki bir kaynak, Rus üssünün sadece birkaç metre uzağına mermilerin düştüğünü, can kaybı ve maddi hasar olup olmadığına ilişkin bilgi aktarılmadığını ve söz konusu bölgenin günübirlik bombalandığını bildirdi.

Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü'nden Suriyeli araştırmacı Bera Sabri, sahadaki gelişmelerle birlikte hızlı bir şekilde cereyan eden ve iç içe geçen olaylara ilişkin Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Suriye’nin kuzeydoğusundaki hareketliliklerin Ukrayna’da olup bitenlerden ayrı düşünülmesi mümkün değil. Türkiye’nin son tehditleri yeni değil fakat bu tehditleri uygulama ciddiyeti konusunda endişeleri artıran şey uluslararası gelişmelerdir. Ukrayna’da birbiriyle savaşan Moskova ve Washington, Suriye’de yeni bir toprak alması karşılığında Türkiye’yi kazanmak istiyor. İster NATO ister Moskova ile yapılmış olsun, Ukrayna’daki Donbass Havzası’ndan Suriye’nin Ayn İsa beldesine uzanan büyük bir anlaşmanın olduğu ihtimali göz ardı edilemez” değerlendirmesinde bulundu.

Rus askeri polisi ile Türk tarafı Halep’in kuzey kırsalındaki Ayn el-Arab (Kobani) kentinin batısında ortak devriye faaliyeti yürüttü. Bu devriye, Rusya ve Türkiye’nin 2019 sonlarında ilan ettiği ateşkes anlaşmasından bu yana yüzüncü ve bu ay içinde yapılan ikinci devriye olarak biliniyor. Nitekim 23 Mayıs’ta da iki taraf benzer şekilde ortak devriye gerçekleştirdi.

Suriyeli araştırmacı Sabri, Türkiye’nin artan tehditlerine rağmen iki tarafın ortak devriye icra etme konusundaki taahhütlerine bağlı kalmasıyla ilgili yorumunda, “İki tarafın taahhütler bağlı kalması, geçmişteki anlaşmanın rutin bir parçası. Fakat son günlerde Rus askeri ivmesinin gözle görülür bir şekilde artmasının sebeplerinden biri güven aşılama, diğeri ise SDG güçlerini kendi eksenine çekme çabasıdır. Rusya bununla sanki şunu söylemek istiyor: ‘Sizi koruyan biziz, Washington ortalıklarda yok’”dedi.

Sabri, Rusya’nın Suriye’de ABD ve Türkiye ile rekabet içinde olduğunu göz ardı etmediğini belirterek, Rusya’nın Suriye’nin kuzeydoğusundaki bu coğrafi bölgede savaşan güçlere gözdağı vermek amacıyla hava filosunu ve çok sayıda askerini bu bölgeye sevk ettiğini kaydetti. Sabri, “Ruslar Suriye’deki ağırlıklarını göstermek ve SDG’yi kendisine katılmaya teşvik etmek için askeri güçlerini sergiliyor. Bu, Rusya’nın Washington’ı ve müttefiklerini zor duruma düşürme ve başarısızlığa uğratma politikalarının bir parçası. SDG ve sivil yönetiminin Şam hükümetiyle nihai bir anlaşmaya varması, ABD ve Rusya’nın uzlaşmasına ve Türk tehdidinin boyutuna bağlıdır. SDG Tahran destekli Şam ile uzlaşıya varmaya çalışıyor. Fakat Şam inatçı ve Suriye içinde bir idari yapıyı kabul etmeyi reddediyor. Bu da iki taraf arasındaki muhtemel bir anlaşmanın nihai şeklinin ve son fotoğrafının ortaya çıkmasını zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 6015 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:02:05:04
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x