Rojava’nın Kamışlo kentinde sıcak gelişmeler yaşanıyor. Suriye hükümeti yanlısı Difa El Wetani (Ulusal Savunma Kuvvetleri) milislerinin Rojava Özerk Yönetimi asayiş güçlerine ait kontrol noktasına saldırması sonucu çatışmalar yaşandı. Rojava Özerk Yönetimi’nin bu saldırılara tepkisi ise büyük oldu. Bölgede halen çatışmaların devam ettiği bilgileri geliyor.
PYD’nin eski eş genel başkanı Salih Müslim’in Kamışlo’daki çatışmalara ilişkin Rusya vurgusu dikkat çekiyor. Bir yandan Suriye’de başkanlık seçimleri yaklaşırken, bölgeyi yakından takip eden gazeteci Fehim Işık, Kamışlo’da yaşanan çatışmaların ne anlama geldiğini, bölgede neler yaşandığını Ahval'e değerlendirdi.
Fehim Işık, Rusya’nın Kamışlo üzerinden bir planı olduğuna dikkat çekiyor ve “Türkiye’ye yönelik Ukrayna ile ortaya çıkan krizden sonra, Ankara’nın NATO yanlısı bir tutum alması ve Ukrayna’nın yanında durması aslında Rusya’nın istemediği bir tablo. Rusya’nın bu anlamda Türkiye’ye yönelik kullandığı kozlardan biri de Suriye. Rusya’nın Suriye’de Türkiye’ye karşı kullandığı en büyük koz İdlib. Ama Kürtleri de bu tabloda yanında tutmak için bunu Türkiye’ye karşı bir koz olarak kullanıyor” diyor.
Rusya’nın burada ikili bir siyaset güttüğüne dikkat çeken Işık, “Bir yandan Türkiye’ye eğer sen karşımda yer alırsan ben senin buradaki çıkarlarına karşı gelecek güce sahibim diyor, diğer taraftan Türkiye’ye sen Ukrayna konusunda benim yanımda yer alırsan, en azından nötr bir tutum geliştirirsen ben sana destek veririm diyor. Yani Afrin’de yaptığını Şehba’da, Ayn İsa’da ve diğer bölgelerde de yaptırabilirim diyor. Senin bu bölgelere girmeni sağlayabilirim diyor” ifadelerini kullanıyor.
Fehim Işık’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"2011’den sonra Suriye’de birkaç kez seçim girişimi oldu. Bir kere seçim yaptı Esad. Ama hiçbir zaman Rojava Özek Yönetimi’nin olduğu bölgeler seçime katılım göstermedi. Bu da seçimlerin aynı zamanda etkisiz bir şekilde geçmesine neden oldu. Esad, 26 Mayıs’taki seçimlerde geçmiş tabloyu görmek istemiyor. Onun çin Kürtlere yönelik baskı ve dayatmalarını sürdürüyor. Bunu yaparken de en büyük desteği Rusya’dan alıyor. Rusya’dan bağımsız düşünülemez bunlar. Salih Müslim’in de TEV-DEM Eşbaşkanı Herib Hiso da bu yönde açıklamaları var. Bir şekliyle Rusya, Esad yönetiminin hükümdarlığını sağlamak için tehdit politikaları sürdürüyor. Tehdit politikalarını daha önce Afrin’de yaşama geçirdi ve Afrin’i bir şekilde altın tepside Türkiye’ye sundu. Son günlerde de benzer bir oyunu Şehba’da denedi. Afrin’den göç edenlerin yerleştiği Halep ile Afrin arasındaki bir bölge. O bölgede denedi, oradaki askeri güçlerini çekti, çektikten 24 saat sonra tekrar geldi.
Benzer bir tutumu Kamışlo’da sergiliyor. Daha önce de çatışmalar oldu ama daha uzun soluklu bir plan var. Difa el Wetani, Esad yanlısı bir milis grup. Suriye ordusuyla bütünleşik bir yapı. Ama son bir aydır bu yapının dışında ikinci bir güç de kuruyorlar. Rojava Asayiş Güçleri, orada Arap mahalleleri olduğu için Esad yanlısı da olsa kendilerini korumak için savunma güçleri oluşturmaları anlayışına sahipler. Ama burada yeni bir güç oluşturarak, bin 500 kişiden fazla kişinin katıldığı biliniyor, onlarla Arap mahallelerinin dışında Kamışlo’da Rojava Asayiş Güçleri’nin denetiminde olan bölgelerde yayılmaya ve etkinliklerini artırmak gibi bir çaba içerisine girdiler.
Burada hem seçimlere yönelik bir plan var hem de Rusya’nın bir şekliyle fırsat vermesiyle Suriye hükümetinin Kamışlo’da hakimiyet kurma eğilimi var.
Rojava Asayiş Yönetimi, bölgede karmaşa ortamının oluşmaması için görüşme ve diyalog yolunu kapatmıyor, ancak diğer taraftan Suriye ve Rusya’nın iki yüzlü tutumuna da net ifadelerle karşı çıkıyor.
Suriye hükümeti ile diyalogdan kaçan bir yönetim değiliz, sorunların çözümü için birçok kez adım attık ama bu adımlarımızın hiçbiri karşılık bulmadı. 'Şimdi bizi local boyutlarla zorlamaya yönelik bir davranış gösterirlerse bizim tutumumuz da sert olur' diyorlar. Bu son saldırılara böyle sert tepki vermelerinin nedeni de bu. Biz oyuna gelmek istemiyoruz diyor.
Yani Rusya’nın da Suriye hükümetinin de planlı bir girişimini Rojava Özerk Yönetimi somut bir şekilde ortadan kaldırmaya yönelik adımlar atıyorlar. Ama halen Rusya’nın tehditleri sürüyor.
Türkiye’ye yönelik Ukrayna ile ortaya çıkan krizden sonra, Ankara’nın NATO yanlısı bir tutum alması ve Ukrayna’nın yanında durması aslında Rusya’nın istemediği bir tablo. Rusya’nın bu anlamda Türkiye’ye yönelik kullandığı kozlardan biri de Suriye. Rusya’nın Suriye’de Türkiye’ye karşı kullandığı en büyük koz İdlib. Ama Kürtleri de bu tabloda yanında tutmak için bunu Türkiye’ye karşı bir koz olarak kullanıyor. Yani Rusya burada ikili bir siyaset güdüyor. Bir yandan Türkiye’ye 'eğer sen karşımda yer alırsan ben senin buradaki çıkarlarına karşı gelecek güce sahibim' diyor, diğer taraftan 'Türkiye’ye sen Ukrayna konusunda benim yanımda yer alırsan, en azından nötr bir tutum geliştirirsen ben sana destek veririm' diyor. Yani 'Afrin’de yaptığını Şehba’da, Ayn İsa’da ve diğer bölgelerde de yaptırabilirim. Senin bu bölgelere girmeni sağlayabilirim' diyor. Ama Rusya bu siyasetiyle çok açık bir şekilde dibe vurdu. Bugün yine aynı siyasetle aynı sonucu elde edebilir mi ben o kanaatte değilim.”