Ömer Şeyhmus ve Agneta Kling

13.06.2025, Cum - 18:09 [ Güncellenme: 13.06.2025, Cum - 18:58 ]

Ömer Şeyhmus ve Agneta Kling
Haberi Paylaş

Bu yazıda, Kürdlerin yakın geçmişi ile ilgili iki kitaptan söz etmek istiyorum. Kitaplar şunlar:

  1. Bir Kürd Devrimcisi Ömer Şehmus’un Kayatından Kesitler, Hazırlayan Newzad Elî Ehmed, Çeviri: Bernas Qerejdaxî,  Doz Yayınları, Nisan 2025, 368 s.
  2. Agneta Klıng, Peşmerge Saflarında İsveçli Bir Kadın, Hazırlayan: Newzad Elî Ejmed, Çeviri: Bernas Qerejdaxî, Nisan 2025, 93 s.

Ömer Şeyhmus’la ilgili kitap üç bölümdür. Birinci bölüm,  Ömer Şeyhmus’la yapılan uzun bir söyleşiyi içermektedir. İkinci bölüm  belgelere ayrılmıştır. Bu geniş bir bölümdür. Üçüncü bölümde ise geniş bir fotoğraf albümü yer almaktadır.

Ömer Şeyhmus 16 yaşındayken Suriye Kürdistan Demokrat Partisi’ne üye olur. Sonra Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne katılır. Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin Dış ilişkiler sorumlusu olur. (s.33)

                                                           ***

Ömer Şeyhmus (1942, Amude/ Rojava)  Amude % 95-99 oranında Kürdlerin yaşadığı bir şehirdir. Amude’de çok küçük bir oranda Araplar yaşamaktadır.

Rojava’da yaşayan Kürdlerin üçte ikisi yerlidir. Üçte biri, Şeyh Said, Zilan, Sason Dersim olaylarından sonra Türkiye’den Rojava’ya  sığınan Kürdler oluşturmaktadır. (s. 20)

Bu söyleside,  Celal Talabani, Hêro Xan, Nureddin Zaza, Qedrî Can, Cegerxwin, Sami Abdurahman,  Nuri Şawes,  Osman Sabri, Cemal Nebez, Dr. Mahmud Osman,  Dr. Fuad Masum, Dr. Kemal Fuad,  El Eskerî, Newşirwan Mustafa, Kosret Resul, İsmet Şerif Vanlı , Abdurrahman Quasımlo, Şeyh İzzeddin Hüseyni, Amir Hassanpour, Neco (Necmettin Büyükkaya), Medet Serhat, Ömer Çetin, İzzettin Mustafa Resul, İbrahim Ahmed, Mela Mustafa Barzani, Ömer Debabe, Süleyman Mu’ini, Mela Eware,  Saddam Hüseyin … gibi isimler çok geçmektedir. Bedirxaniler, Cemilpaşazadeler, Suriye, Libya, İran, Xoybûn,  Kürdistan Demokrat Partisi, Halkın Mücahitleri, Halkın Fedaileri gibi isimler de çok geçmektedir. Kitapta Zele Vadisi’nden, Nawzeng’den sık sık söz ediliyor.

                                                       ***

Suriye Komunist Partisi’nin lideri  Xalid Bektaş adında bir Kürd’dür. Ama Xalid Bektaş kendisini hiçbir zaman Kürd hissetmemiştir. Xalid Bektaş kendisini her zaman, her yerde Suriyeli Arap olarak tanıtıyordu. Kendisini Arap milliyetçisi olarak görüyordu.  (s. 40-41)

Salah Sadullah, 1958’de, ‘Ortadoğu’da Parçalanmış Bir Vatan:  Kürdistan’ adında bir kitap yayımladı. Kürd öğrenciler Derneği bu kitabı dağıttı.  Bir kopyasını da Suriye’deki Dr. Nurettin Zaza’ya gönderdi.

Kitapta, Mele Mustafa Barzani’nin peşmergelerle birlikte 1958’de Sovyetler Birliği’nden Irak’a Kürdistan’a dönüşünü anlatan bir bölüm var. (s. 46-47)

Suriye’de Kürd bölgelerinin Araplaştırma, Arap Kuşağı yaratma 1962’de başlayan bir uygulamadır. Burası Suriye’nin kuzeyi, Türkiye-Suriye sınırının güney bölgeleridir. Bu Nazım el Kudsi’nin Cumhurbaşkanı olduğu bir dönemdir. (s.50

Kürd meselesi, ilk kez, 1963 yılında, Sovyetler Birliği’nin istemi üzerine Moğolistan Halk Cumhuriyeti aracılıyla, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda görüşmelere dahil edilmiştir. Baas hükümeti Kürdlere karşı soykırım yapmakla suçlanıyordu.  Ancak genel kurul toplantılarının öncesinde, Arap ve bağlantısız ülkelerin baskısı karşısında Moğolistan başvurusunu geri çekti. (s. 63)

Kitapta, s.63-68 arasında Kürd-İsrail ilişkileri değerlendiriliyor. Mele Mustafa Barzani’nin 1968 ve 1973 yıllarında İsrail’i ziyaret ettiği  belirtiliyor.

Ömer Şeyhmus’la ilgili kitapta,  1963 Türkiye’de , Ankara’da görülen 23 Davası hakkında da bilgi var. Bu bölümde Cemal Alemdar’la beraber 23 aktivistin tutuklandığı vurgulanıyor. (s. 45)

1975’de gerçekleşen Cezayir Antlaşması düşünüldüğünde,  Baas Partisi’nin 1974’de sunduğu özerkliğin kabul edilmesinin daha doğu olacağı dile getiriliyor. (s. 106)

Celal Talabani, Kürdistan Yurtseverler Birliği tarafından Arapça yazılmış  bir bildiriden söz ediliyor. Bu bildirinin Arapça yazılmış olmasından dolayı, Kürdistan Yurtseverler Birliği ve Celal Talabani eleştiriliyor. (s. 113)

Kitapta İrlanda Cumhuriyet Ordusu (İRA), Ermeni Örgütü ASALA),  İspanya’daki BASK Örgütü (ETA) sık sık anılıyor. (s. 153)

                                                                   ***

Ömer Şeyhmus’un Hayatından Kesitler kitabı sadece Rojava’da cereyan eden olaylar konusunda değil, Başur, Rojhilat, Bakur bölgeleri için de önemli bir kaynaktır. Ömer Şeyhmus’la yapılan söyleşi, adeta,  son 70 yılda, Kürdistan’da cereyan eden olayların kısa bir özetinin sunuyor.

                                                                ***

Agneta Klıng, Peşmerge Saflarında İsveçli Bir Kadın kitabı konusunda da şunları söyleyebiliriz: Ömer Şeymus, Agneta Klıng ile Temmuz 1968’de, Stockholm Üniversitesi’ne  kayıt yaptırırken tanışmış, 1974’ de  evlenmişler. Agneta Klıng 1943 doğumlu. İsveç’te zengin, asil bir ailenin kızı. Ömer Şehmus’la birlikte Kürdistan’a geliyor. Mücadeleyi yakından izliyor ve peşmergeye katılıyor.

‘Ömer ve Agneta’nın dağa geldiği günler, karın yoğun bir şekilde yağdığı, çok zor, çok çetin günlerdi. Ancak moraller yüksekti. Ve İsveçli Tara, Kürdistan’ın dağlarını ve mağaralarını evi yaptı. Sahi, yabancı ve medeni bir kadının böyle bir hayatı seçmesi ne kadar zor?

O sıralarda peşmergenin hayatı, en temel ihtiyaçları karşılamaktan yoksundu. İnsanların, kerpiç evlerde, ve çadırlarda hayatlarını geçirdikleri taş devlerindeki hayata benziyordu. Katır ve eşeklerle yolculuk ediyorlar, çoğu zaman o dağlarda ve vadilerde, on kilometrelerce yürüyerek ne ısınma ne de yemek olmadan yol alıyorlardı. Bulaşıkları çömelerek yıkıyorlardı. Tuvaletler ve su yerleri kerpiç duvarlardan yapılmış, tavanlar plastik torbalarla örtülmüştü. Yere eski-püskü kumaşlar, hasırlar seriyorlardı. Yemeklerini ağaç dalları ile pişiriyorlar, bulaşıkları dut, ceviz ve nar ağaçlarını yaprakları ile kurutuyorlardı. Sarışın ve zengin bir İsveçli kız için bu hayat ne kadar zor ve acımasızdı. Tüm bu zorluklarla karşılaşması ne kadar zordu.  İsveçli Tara (Agneta), partisi ve Kürd halkı için tüm samimiyeti ile hastane ve matbaada, çalışarak hizmet ediyordu.  “silahını yaşıyor, Peşmerge üniformasını giyiyor, nöbet görevlerinin diğer görevlerinin yerine getirip top ve uçak bombardımanlarının dehşetine katlanıyordu. ‘’

‘’Daha önce Kürdlerin adını hiç duymamıştı. Ancak kocası aracılığıyla bunları tanıdı. Ve dağlarda bir Peşmerge oldu.  Siyasi ve diplomatik çalışmalara katıldı.  Kürdlerin yurt dışında gerçekleştirdiği örgütsel  toplantılara ve faaliyetlere katıldı.  KYB’de kıdemli bir kadro olarak ve Kürd halkının davasına  sadık bir şekilde,  gazetecilik yapıyordu. Kocasyla birlikte KYB’nin yurt dışındaki ayın organı olan The Spark Gazetesinin çıkarıyordu. (s. 69-70)

Agneta Klıng’ın peşmergeye katılması, sadece Ömer Şeyhmus’a duyduğu sevgi, aşk değildir. Kürdistan davasının, Kürdlerin haklı mücadelelerinin  bilincine varmış, bu mücadelede yer almak gerektiğini hissetmiştir. Agneta Klıng’in peşmergeye katılmasını bu şekilde açıklamak kanımca daha doğrudur.

 

Not: 3 Haziran 2025’de yayımlanan, İsveç-Norveç Seyahati başlıklı yazının Not kısmında,  ‘Köpeklerin havlamaları bulutları etkilemez’ şeklinde bir cümle vardı. O cümleden dolayı, bazı arkadaşlardan, dostlardan eleştiriler geldi. Bu eleştirilerden dolayı, Halid Yalçın’a ve İbrahim Gürbüz’e de haber vererek  o cümleyi, ‘Her türlü eleştiriye rağmen, incelemelerimiz, yazılarımız sürecektir’  cümlesiyle değiştirdim.

Bu ilişkilerle ilgili düşüncem şudur: İsmail Beşikci’yi korumaktan, İsmail Beşikci’yi tehlikelerden uzak tutmaktan söz ediliyor. Burada esas niyet İsmail Beşikci’yi korumak değildir. Başta İbrahim Gürbüz, arkadaşlara laf atmaktır. Kanımca İBV bugün olumlu bir noktadadır. İBV’nin bu aşamaya kadar gelmesinde, arkadaşların, İbrahim Gürbüz’ün çok büyük payı vardır. Herhangi bir nedenle ben yaşayamaz hale gelirsem, başta İbrahim Gürbüz, arkadaşlar İBV çalışmalarını sürdürebilirler. Ama herhangi bir nedenle İbrahim Gürbüz yaşayamaz duruma gelirse, ben arkadaşların yardımlarına rağmen, İBV’yi devam ettirmekte çok çok zorlanırım.

İsmail Beşikci iyi, çevresi kötüdür’ deniyor.  Burada da esas niyet İsmail Beşikci’nin iyiliğini vurgulamak değildir. Başta İbrahim Gürbüz, arkadaşlara laf etmektir.  Bütün bunlara rağmen, yukarıda sözünü ettiğim cümleyi yenisiyle değiştirdim.

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam: 3780 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:10:51:54
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x