Rojava Özerk Yönetimi'ndeki siyasi partilerden olan Suriye Sol Demokrat Partisi’nin Genel Sekreteri Salih Gedo, Rojava’da ve Suriye’deki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Rûdaw’a konuşan Gedo, Rojava Özerk Yönetimi’nde çıkan af kararı sonrası serbest bırakılan kişilere ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
“Son iki gündür Demokratik Suriye Güçleri ve Özerk Yönetim’in diğer kurumlarının onayıyla birlikte yaklaşık 1200 kişi serbest bırakıldı. Bunların savaşa sahil olmadıkları belirtildi. Arap aşiretlerinin liderlerinin araya girmesiyle onlar serbest bırakıldı.
Serbest bırakılanların tamamı Rakka, Deyrezzor ve Menbic’teki Arap aşiretlere mensuplar. Rojava’daki ve kamplardaki IŞİD ile bağlantılı binlerce kişi açıkçası büyük bir sorun olmuş durumda. Artık Özerk Yönetim’in kapasitesini aşıyorlar.
Ülkeler de bu meseleye fazla kulak asmıyorlar ve göz ardı ediyorlar. Bu yüzden de Özerk Yönetim için büyük sorun olmuş durumdalar.
Arap aşiretlerinin araya girmesiyle, Amerika, Uluslararası Koalisyon’un da bilgisi dahilinde bu süreç gerçekleşti. Özerk Yönetim kendi başına böyle bir adım atmamıştır.”
Rojava’daki siyasi taraflar arası diyalog
Rojava’daki Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile Demokratik Birlik Partisi (PYD) arasında yaşanan anlaşmazlıklara dair değerlendirmelerde bulunan Gedo, Kürt birliği için elinden geleni yapmakta hazır olduğunu kaydetti.
Partisi, PYD’nin de içinde yer aldığı ittifakta bulunan Gedo, ENKS’lilerle bir araya geldiklerini, sosyal olarak ilişkilerinin sürdüğünü ancak siyasi olarak bulunmadığını söyledi.
Gedo, “Ben diyalog ve Kürt birliği konusunda PYD’nin engel olduğunu düşünmüyorum. Hatta son toplantımızda yüzde 40-50 oranında diyalogdan yana tavır konuldu” dedi.
“Amerika yeniden devreye girecek”
Konuya dair konuşan Gedo, şunları kaydetti:
“Biz anlaşmıştık. Bir aracıları da hazırlamıştık ve bu çok önemli bir adımdı. Aracılar her iki taraftan ve bağımsız kişilerden oluşuyordu. Belli aşamaya da gelmiştik ancak sonra durdu. Dışarıdan müdahalenin olduğunu düşünüyorum, dışarıdan bir el yaptı. Ne PYD idi ne de ENKS.
Bence İtilaf’tı (Türkiye destekli Suriye muhalefeti). İstanbul’da bulunan ve Türklerin rolünün ağırlıkta olduğu İtilaf bu sorunun çözülmesine izin vermedi. Ancak dedikleri gibi PYD değildi.
Şimdi de Amerika heyeti yeniden süreci yenileyeceklerini belirtti. Tekrar devreye girecekler ancak bu sefer dışarıdan bir el olmayacak.
Bu sefer taraflar arası görüşmeler başlarsa ve başarılı olmazsa Suriye’deki Kürt hareketi için büyük felaket olur diye düşünüyorum.
Amerikan heyetiyle konuştuk ve ciddi olduklarını umduğumuzu söyledik. Birkaç gün içinde görüşmelerin yeniden başlayacağına inanıyorum.”
ENKS bürolarının yakılması
ENKS bürolarının yakılması ve Kürdistan bayrağının yakılmasına ilişkin sık sık adı geçen Devrimci Gençlik'e ilişkin soruyu yanıtlayan Gedo, “Yakılma olaylarını kınıyoruz. Devrimci Gençlik’in Özerk Yönetim’le herhangi bir ilişkisi yok. Onlar başkalarına bağlı. Özerk Yönetim de onların üzerinde herhangi bir hükmümüz yok diyor. Onların durdurulması lazım. PYD de bizim gibi. O da Devrimci Gençlik üzerinde herhangi bir denetime sahip değil. Onlarla herhangi bir ilişkimiz yok diyorlar. Onlar özel bir güç diyebiliriz” dedi.
Rojava’daki belediye seçimleri
Rojava’da yapılması beklenen belediye seçimleri ile ilgili soruyu da yanıtlayan Gedo, “Seçimler olmayacak. Amerika’dan önce başını PYD’nin çektiği partiler de bir araya geldi ve seçim sürecinin durdurulması gerektiğini, bölgede özel bir durum olduğunu ve tehdit altında olduğunu belirtti. Kürt partilerin büyük çoğunluğu böyle düşünüyordu” dedi.
Türkiye ile Suriye arasında ilişkilerin yeniden başlaması
Türkiye ile Suriye arasında normalleşme adımlarına ilişkin konuşan Gedo, şunları ifade etti:
“İki yıldır istihbarat düzeyinde zaten görüşmeler vardı. Son dönemde ise iyice çoğaldı. Erdoğan ile Esad arasında bir görüşme olabileceğinden bahsediliyor.
Bana göre oldukça karışık bir mesele. Göçmen sorunu, Türkiye’nin Suriye topraklarında olması ve çekilmesi… Çok karışık bir dosya.
Özerk Yönetim bu meseleyi iyice takip ediyor. Suriye şu ana kadar Esad ve Erdoğan arasındaki görüşmeyi kabul etmedi. Onların şartı var ve şartlarından biri de Türkiye’nin işgal ettiği yerlerden çekilmesi.”
