Celadet Ali Bedirxan’ın 1932'de çıkardığı Kürtçe Hawar dergisinin yayına başladığı gün olan 15 Mayıs, Kürt Dil Bayramı olarak kutlanıyor.
Kürtçede Latin alfabesinin ilk kez kullanıldığı Hawar (Çığlık) dergisi 15 Mayıs 1932'de yayın hayatına başladı. Hawar Kürtçenin çığlığı, Kürt aydınlanmasının feneri oldu. Sözlü edebiyattan yazılı edebiyata geçişte ise bir köprü. "Kürtlük Kürtçesiz yapılmaz" fikriyle Celadet Bedirxan'ın çıkardığı Hawar modern Kürt edebiyatı için önemli bir hazine.
Kürdistan coğrafyası 20. yüzyıla direniş, trajedi ve hayal kırıklıklarıyla girmişti. Bir avuç Kürt aydını ise sürgüne çıkmış, oradan Kürdistan mücadelesine tutunmaya çalışıyordu. Ağrı'daki serhildan ateşinin bastırıldığı günlerde Celadet Bedirxan, Şam'ın Kürt mahallesinde hummalı bir çalışma içindeydi.
Hayatı sürgünlerde (İstanbul, Münih, Kahire) geçen Bedirxan beyin torunu 35 yaşındaki Celadet Bedirxan, heyecanlıdır. Zira yıllardır hayalini kurduğu rüyasını gerçekleştirmesine ramak kalmıştır. 15 Mayıs 1932 günü başında durduğu matbaada dönen bir dergi onun deyimiyle; çocuğu dünyaya gelecek kadar onu sevince boğacaktır. 19 sayfalık dergide Kürtçe'nin Kurmancî lehçesini ilk kez Latin harfleriyle deneyen Bedirxan başyazısında şu çağrıyı yapıyordu:
"Hawar dengê zanînê ye. Zanîn xwe nasîn e. Xwe nasîn ji me re rêya felat û xweşîyê vedike. Her kesê ko xwe nas dike, dikare xwe bide nas kirin. Hawara me berî her tiştî heyina zimanê me dê bide nas kirin. Lewma ziman şerta heyinê ya pêşîn e. Hawar zarokekî nûza ye. Zaroka me ye; zaroka Kurdan e."
(Hawar bilimin sesidir. Bilim insanın kendini tanımasıdır. Kendini tanımak güzelliğin yolunu açar. Kendini tanıyan herkes, kendisini de tanıtabilir. Hawar'ımız her şeyden önce dilimizin varlığını tanıtacak. Çünkü dil bizim başlıca var olma şartımızdır. Hawar yeni doğan bir çocuktur; bizim, Kürtlerin çocuğudur.)
Kurmancî'nin 31 Harfle Tanışması
İlk sayısında sadece 7 sayfa Latin Alfabesi ile Kurmancî'ye yer veren Hawar, Arapçanın yanı sıra Fransızca yazılara da sayfalarında yer verdi. Kurmancî lehçesini Latince 31 harfle tanıştıran dergi 24. sayısından sonra tamamen Latin Alfabesi’ni kullandı. Temel amacı zaten Kürtçe dilbilgisini ve kurallarını okuyuculara öğretmekti. Bedirxan, daha sonra dergide yayınladığı Kürtçe dersleri "Kurmancî gramerinin temelleri" isimli eserinde bir araya getirecekti.
Bedirxan'ın Kurmancî'de yaptığı bu devrim hep tartışma konusu oldu. Kimileri Latin Alfabesi’ne geçişle birlikte daha önce Arap Alfabesi ile yazılmış Kürtçe edebi eserlerle bağın koptuğunu savundu. Kimileri ise Mustafa Kemal'in 1928 "Harf devrimini" kopya ettiğini öne sürdü. Ancak Celadet Bedirxan 1919 yılındaki anılarında mutlaka bir gün Kürtçe Latin alfabesini hayata geçireceğini zaten söylemişti. 1922'de kardeşi Kamuran Bedirxan ile okumak için gittiği Münih'te Avrupa dilleri ve edebiyatıyla tanışması Kürtçe’de Latin Alfabesi’nin kullanılmasını hayalini vazgeçilmez hale getirdi.
Latin Alfabesi devrimi kadar Hawar, Kürt aydınlanmasında da bir çığır açtı. Kürtçenin sözel edebiyattan yazılı edebiyata geçişinin de kapısını açtı. Hawar şiir, öykü, makale ve araştırmalara yer veriyordu. Dönemin edebiyat ustaları ise Hawar'ın sayfalarında buluşmuştu; Cigerxwîn, Qedrî Cemîl Paşa, Dr. Nûredîn Zaza, Osman Sebrî, Qedrîcan, Hesen Hişyar, Reşîdê Kurd, Mistefa E. Botî, Goran, Tewfîq Wehbî, Hevindê Sorî, Şakir Fetah, Lawikê Kurd ve Dr. Kamiran Bedirxan.
Hawar'dan Notlar...
Celadet Bedirxan "Kürtlük Kürtçesiz yapılmaz" fikriyle Hawar'ı yayın dünyasına kazandırmıştı. Ancak bazen 15 günde bir, bazen de aylık çıkan dergi, binbir zahmetle okuyucunun eline ulaşıyordu. 18 Ağustos 1935'te yayın hayatına ara vermek zorunda kalan Hawar, 15 Nisan 1941'de yeniden okuyucularıyla buluştu. Öfkeli olan Celadet Bedirxan 27. sayısında Kürtlere "Ya Kürtçe konuşun, okuyun ya da 'ben Kürdüm demeyin' ayıptır" diyordu.
Celadet Bedirxan’ın bu çığlığı fayda etmedi ve dergi 1943 yılında 57. sayısıyla yayın hayatına veda etti. Ardından da 1946 yılına kadar 28 sayısı çıkan "Ronahî"nin başına geçti, fakat bu dergi Hawar'dan farklı olarak 2. Dünya Savaşı'nın etkisi altında kaldı.
İlk sayısının çıktığı 15 Mayıs’ın, 2007’den bu yana "Kürt Dil Bayramı" olarak kutlandığı Hawar'ın sayfaları ilginç anekdotlara dolu.
Derginin ilk sayısında Qedrîcan diğer şair arkadaşı Osman Sebrî'ye hitaben "Hawar hebe gazî li dû ye" (Eğer çığlık varsa yardım çağrısı peşinden gelir" başlığıyla şu mektubu yazar: "Şevke tarî ye, çav çavan nabine. Keşa erdê wek gizanan lingên min ên xwas dibire. Bayê reş carnan dikeve guhekî min û di yê din re derdikeve. Qet nizanim ku li ku me? Heyina xwe bi leyistina gopal li erdê dizanim." (Karanlık bir gece, göz gözü görmüyor. Yerdeki buz ayaklarımı kesiyor. Sert rüzgar bazen bir kulağımdan girip diğerinden çıkıyor. Nerede olduğumu bilmiyorum. Varlığımı bastonumu yere vurarak çıkartıyorum.)
Şair Qedrîcan'a Osman Sebrî ikinci sayıda şu şiirle yanıt verir; "Jiyîn xweş e bi xurtî / Li Kurdistan bi Kurdan, / Bav û biran çi bikim? / Hemû min tê bi derdan / Hawarê xwe awa kir / Dilê kurdan pê şa kir / Zar û ziman ava kir/ Jîn û xweşî bela kir"
15 Nisan 1941'de çıkan 27. sayıda yer alan şu küçük duyuru ise Kürt medyası için 'nereden nereye?' dedirtecek cinstendir;
"Me çend caran ji stasyonekî Qefqasê stranên Kurmancî bihîstine. Lê heta niho me nizanî ew kîjan stasyon e, kengê û li ser kîjan pêlan diweşîne. Me gumana Rawanê kiriye. Me hêvî ji xwendevanên xwe heye ku pê dizanin, bila bi me bidin zanîn da ku em pronivîsa wê stasyonê jî di Hawarê de belav bikin."
(Birkaç kez Kafkasya'daki bir istasyondan Kurmancî şarkılar dinledik. Fakat şimdiye kadar bunun hangi radyo istasyonu olduğunu, ne zaman, hangi frekansta yayın yaptığını bilmiyoruz. Rawan radyosu olduğunu tahmin ediyoruz. Okuyucularımızdan eğer bu istasyon hakkında bilgileri varsa lütfen bize yazmalarını rica ediyoruz, biz de bunu Hawar'da duyuralım.)