Salim, şair Nali ve amcası oğlu olan Kurdî lakaplı şair Mustafa Beyle birlikte Güney Kürdistan'ın Sorani edebiyatının öncüleri arasındadır. İran ve Irak Kürdistanı’nda yaptığı seyahatler onun dilsel, düşünsel ve edebi gelişimine büyük katkılarda bulunur. Kürdistan'ın yoksul, çaresiz ve zavallı hali onu derinden etkiler.
Occo Mahabad
Baban emirliği döneminin Nali ve Mustafa Bey ile birlikte en önemli şairlerinden biridir Salim. Baban emirliği döneminde yaşayan Kürt edebiyatçıları Mirler tarafından korunmuş ve desteklenmiştir. 1550-1850 yılları arasında hüküm süren Baban emirliği sembolik olarak Osmanlı Devletine bağlıydı ve İran’a karşı çeşitli seferlere katılmıştı.[1]
Osmanlı öncesinde, bölgede kurulmuş olan ve Osmanlılar döneminde varlığını sürdüren önemli Kürt emirlikleri şunlardır: Hakkâri Emirliği, Cizre Emirliği, Bitlis Emirliği, İmadiye (Behdinan) Emirliği, Soran Emirliği, Baban Emirliği. Bu emirlikler varlıklarını 19. yüzyılın ortalarına kadar sürdürebilmiştir.[2]
Baban emirliği döneminde yaşamış, Kürtlerin egemenlik mücedelelerine, halkın yoksulluğuna şahit olmuş Kürtler tarafından yeterince tanınmamış, aile kökleri İran Kürdistanı’na dayanan en önemli klasik Kürt şairlerinden biride Salim’dir. İran Kürdistanı’nın bilinen ailelerinden Sahıbqıranlara mensup Salime, iyi bir doktor olması ve maddi durumu yetersiz birçok hastayı ücretsiz tedavi etmesi nedeniyle halk tarafından Salim yani ‘’sağlam, iyileştiren’’ lakabı takılmıştır.[3]
19. yüzyıl klasik Kürt şairlerinden olan Salim kimi kaynaklara göre 1800/1866[4] kimi kaynaklara göre de 1805/1869[5] yılları arasında yaşamıştır. Gerçek adı Ewrehman Begê Sahıbqıran olan şair Güney Kürdistan'ın Süleymaniye şehrinde dünyaya gelir. Doğduğu zamanlarda Süleymaniye Kürt Baban Beyliğinin başkentidir. 1806 yılında cereyan eden Babanlı Abdurrahman Paşa isyanı onun çocukluk ve gençlik yıllarına damgasını vurarak ileriki dönemlerde edebi, siyasi ve toplumsal kişiliğinin şekillenmesine neden olur. Baban Emirliğinin ateşli ve inançlı bir savunucu olması nedeniyle Baban Emirliği döneminde Salim Baban adıyla anılmıştır.
Halfin 1806'daki isyan ile ilgili olarak şöyle yazıyor.
"....Bu bağımsızlık savaşı Kürdistan'ın Güneyindeki aşiretlerin Baban aşiretinden Abdurrahman Paşa'nın yönetiminde Süleymaniye'de birleşmesi ile başladı. Osmanlıların sürekli hücumları geri püskürtüldü ve Osmanlılara bir hayli kayıp verildi. Ama araya sokulan fesat, fitne ve reisler arasındaki kişisel rekabet bu hareketin başarıya ulaşmasına engel oldu."[6]
Salim, şair Nali ve amcası oğlu olan Kurdî lakaplı şair Mustafa Beyle birlikte Güney Kürdistan'ın Sorani edebiyatının öncüleri arasındadır. İran ve Irak Kürdistanı’nda yaptığı seyahatler onun dilsel, düşünsel ve edebi gelişimine büyük katkılarda bulunur. Kürdistan'ın yoksul, çaresiz ve zavallı hali onu derinden etkiler. Bu etki vatensever duyguların yoğun olduğu şiirler yazmasına neden olur. Salim'in Kürtçe, Farsça ve Arapça yazılmış şiirlerinin içeriği ağırlıklı olarak aşk, felsefe, tasavvuf, vatanseverlik ve tarihi konulardan oluşmaktadır. Salim'in dört dizeden oluşan aşk ve sevda üzerine yazılmış rubaileri, sayıları beş veya beş beyitten fazla farklı konularda yazılmış gazelleri incelendiğinde onun engin duygu ve ruh dünyasının zenginliği daha iyi anlaşılmaktadır.
O şiirlerinde daha çok aruz veznini kullanmıştır. Rahat kullanılabilmesi için bol miktarda uzun heceye ihtiyaç olan bu ölçü, aslında Kürtçe dil yapısına pek uygun olmasada Arap ve Fars şiirinin etkisiyle klasik Kürt edebiyatına geçmiştir.[7]
Bu dönemde Kürt coğrafyası, Osmanlılar ve Safeviler tarafından yönetilmiştir. Devletlerin çizdiği sınır, uzun süre doğal sınır olmamıştır. Bu siyasi paylaşıma rağmen iki imparatorluk arasında ardı arkası kesilmeyen savaşlar olmuş ve özerk yaşayan Kürt aşiretleri nedeniyle sınırlar kesin olarak çizilememiştir. [8]
Osmanlı Devleti’ndeki sorunların ancak merkezileşme politikası ile çözüleceğine inanan padişah II. Mahmut, imparatorluk içindeki emir, derebey ve valileri birer birer ortadan kaldırmış ve Kürdistan’da devlet otoritesini yeniden tesis etmeye çalışmıştır. Osmanlı Devleti Irak Kürdistanı’ndaki Kürt emirliklerine yönelerek; Revanduz’da Soran Emirliğini, İmâdiye’de Behdinan Emirliğini ve Süleymaniye’de Baban Emirliğini ortadan kaldırarak bölgeyi merkezi hükümete bağlamıştır.”[9] Kürt emirlerinin boşalttığı yerleri ise Halidi şeyhleri doldurmuştur.
Osmanlı ve Safeviler arasındaki egemenlik mücadeleleri arasında gidip gelen Baban Mirleri hem idareleri altında yaşayan Kürtlerin sosyal, siyasal ve kültürel şekillenişlerinde hem de o dönemin yaşayan Kürt edebiyatçıları üzerinde büyük etkilerde bulunmuştur.
Savaşların, iç iktidar mücadelelerinin, ardı arkası kesilmeyen bölgesel sorunların ve büyük yoksunlukların içinde yaşayan Salim, eserlerinde Fars şairleri Hafız Şirazi, Kalim Hamedani ve Kürt şair Nali'den etkilenmiştir.[10]
Ağırlıklı olarak aşk ve yurtseverlik temaları içerikli şiirlerini kapsayan divanı, ilk defa 1945 yılında Irak'ın Bağdat şehrinde yayınlanır. Yazar Refik Hilmi, 1960 yılında Bağdat’da yayınladığı Kürt Edebiyatı adlı kitabında Salim’in birçok şiirine yer vermiştir.[11]
Salim, kesin olarak bilinmemekle birlikte 1866[12] yada 1869[13] yılında vefat eder. Mezarı şair olan amcasıoğlu Mustafa Bey’in yanındadır[14]. Sorani edebiyatının öncü isimlerinden Salim'in kabri bugün Süleymaniye'nin Gardi Saywan mezarlığındadır.
Klasik Kürt edebiyatının önemli merkezleri arasında bulunan Cizre, Süleymaniye, Senendec, Hemedan, Kirmanşah, Bitlis, Meyafarkin, İmadiye ve Beyazıd gibi şehirlerde yetişen yüzlerce yazar, Kürt kültür ve edebiyat yaşamının gelişimine büyük katkılarda bulunmuştur. Salim’de hem kişisel, duygusal hemde Baban Emirliği üzerine yazdığı toplumsal ve siyasal şiirleriyle bir döneme adını vuran önemli edebiyatçılardan biri olarak tarihi hafızamızda unutulmayan bir yere sahip olmuştur.
Email: [email protected]
Site: https://occomahabad.wordpress.com/
[1] Martin Van Breinessen, Ağa, Şeyh Devlet, s. 261.
[2] Cabir Doğan, XVI. Yüzyıl Osmanlı İdari Yapısı Altında Kürt Emirlikleri ve Statüleri, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi, Sosyal Bilimler Dergisi Mayıs 2011, S. 23, s. 32, 39.
[3] Tarixa Edebyata Kurdî, Qanatê Kurdo, s. 277
[4] ihsan Fuad, Şêrên Hacî Qadir Koy, Moskova, 1966.
[5] Tarixa Edebyata Kurdî, Qanatê Kurdo, s. 277
[6] Halfin 19. yüzyılda Kürdistan Üzerine mücadele, s. 28-29
[7] Philipe G. Kreyenbroek, https://iranicaonline.org/articles/kurdish-written-literaturee.
[8] Ali Rıza Şeyh Attar, Kürtler, s. 67; Bekir Kütükoğlu, Osmanlı – İran Siyasi Münâsebetleri, İstanbul 1993, s. 224; Melike Sarıkçıoğlu, Osmanlı- İran Hudut Sorunları, Ankara 2013, 33- 55.
[9] Sinan Marufoğlu, Osmanlı Döneminde Kuzey Irak, İstanbul 1998, s. 66.
[10] Aladdin Seccadi, Kürt Edebiyat Tarihi, Ma'aref Press, Bağdat, (ilk baskı) 1951.
[11] Refiq Hilmî, Edebî kurd. Bexdad, 1960.
[12] İhsan Fuad, Şêrên Hacî Qadir Koy, Moskova, 1966.
[13] Tarixa Edebyata Kurdî, Qanatê Kurdo, s. 277.
[14] Tarixa Edebyata Kurdî, Qanatê Kurdo, s. 277