Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu unsurlarından olan Kurd Milleti'nin dili yok olmaya mahkum edilmiştir. Yasal güvencesi olmadığı gibi, bazı dönemlerde yasaklara uğraması ve eğitim alanından koparılması, Kürd Dili'ni yok olma tehlikesiyle karşı karşıya getirmiştir.
Bizler bu hukuksuzluk ve haksızlıktan rahatsızlık duyan sivil bireyler olarak, bu duruma dur demek ve hem ilahi hem de doğuştan gelen insani hakkımız olan anadilimiz için, birlikte çalışmak için kararı aldık.
Yıllarca siyasi zeminde istismara tabi tutulan ve siyasetin dönemsel malzemesi yapılan dilimizi, bu kısır zeminden çekip, sivil ve meşru zeminde savunmakta kararlıyız. Dilimizi yasal güvenceye alıp, yaşamın her alanında görünür kılana dek sivil ve meşru mücadelemiz devam edecektir.
Bizler siyaset üstü bir disiplin ile, şiddetin her türlüsünden uzak, ulusal ve uluslararası hukuku esas alan, sivil bir hak hareketiyiz. Özellikle belirtmek istiyoruz ki, son 40 yıllık çatışma ortamından dolayı, bir çok meşru ve insani hakkımız görmezden gelindi. Bunlardan en önemlisi ise anadilimiz olan Kürdçe'dir. Özellikle darbeci zihniyetler döneminde yasaklarla yok edilmeye çalışılan dilimiz, eğitim ve öğretim sahasından da uzaklaştırılarak unutulmaya terkedildi. Ağır ve bilinçli asimilasyon politikaları sonucunda, aladilinden kopan Kurdler'in sayısı her geçen gün artıyor. Buna rağmen diline sahip çıkan, her fırsatta konuşmaktan çekinmeyen şerefli Kurd Milleti'nin gayretleri sonucu, dilimiz bu güne kadar varlığını koruyabildi.
Ancak gelinen süreçte, sadece konuşma dili olarak varlığını sürdüremeyeceği de anlaşıldı. Bu gerçeğe binaen, toplumumuzun her kesimden sivil insanların katılımıyla, Kurd Dili'ne yasal bir zemin ve statü kazandırma çabasında olan Hereketa Zimanê Kurdî yani HezKurd'ü kurma kararı aldık.
Bilinmelidir ki, HezKurd hukuku esas alan, şiddetin her türlüsüne amasız şartsız karşı olan, siyaset üstü bir sivil toplum hareketidir. Siyaset ve partiler üstü bir anlayışa sahip olan HezKurd, dil konusunda vaadi, projesi ve çalışması olan her parti, örgüt, dernek, vakıf ile istişare etmeye de açıktır. Hareketimizin politik bir amacı ve ajandası asla yoktur. Tek gayesi ve kaygısı, başta Kürdçe olmak üzere, yok olmayla yüz yüze olan tüm dillerdir. Bu prensip ve bilinç ile, HezKurd üç temel hedefi olduğunu açıkça dile getirmektedir.
1- Kürdçe'nin anayasal güvenceye alınarak, ikinci resmi dil olması.
2- Kürdçe'nin ilkokuldan üniversiteye kadar eğitim dili olması.
3- Kürd Dili'ne yönelik yasaklamalar sonucu değiştirilen köy, kasaba, şehir, coğrafya isimlerinin iadesi ve kültürel talanın önünü geçilmesi.
Belirtmek isteriz ki bizler, herhangi bir ideolojiye, partiye, inanca, fikre, görüşe karşı olan veya bu mantık üzerine vücut bulan bir hareket değiliz. HezKurd'ün tek hassasiyeti, ilahi ve beşeri hukukta yeri olan dil hakkını savunmaktır.
Tüm çalışmalarımız, demokratik zeminde, sivil ve meşru bir şekilde yürütülecek, hukuk esas alınarak, yasal kazanımlar elde edilene kadar sürecektir. Tek hassas noktamız, HezKurd yönetiminde yer alacak kadroların, Kürdçe'nin en az bir lehçesini iyi düzeyde yazıp, okuyup, konuşabilmesi. Bu şartları karşılamayanlar, HezKurd'ün tüm çalışmalarında ve yerel kadrolarında yer alabilirer ancak, yönetimde yer bulmaları söz konusu olmayacaktır.
Milletimizin diline olan sevgisini en büyük güç kaynağı olarak görüyoruz. Dilimizi her alanda görünür kılana kadar, pes etmeden mücedele edeceğimizin sözünü veriyor ve HezKurd'ün kurulduğunu,
Değerli ve emektar basının aracılığıyla, tüm ulusal ve uluslararası kamuoyuna duyuruyoruz.
