Girişimin öncülüğünü yapan Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Reform Girişimi (DİERG) direktörü Prof. Dr. Aziz Yağan, kampanyayı şu şekilde anlattı.
Kurmancca ve Zazaca yazan, şarkılar söyleyen Kürtler, bunları çocuklarının, kuşaklarının anlamalarını ve kendilerinden sonra da devam ettirmelerini istemektedir. Yerel yönetimler yasasının tanıdığı imkanlar dahilinde, isteyen vatandaşlar için “Kürtçe temelli Türkçe kreşler” açılacağına dair İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adaylarınca açıklama yapılmasını rica ediyoruz. Kürt olsun olmasın, seçmen olsun olmasın İstanbul’da yaşayanların, adaylardan bu kreşleri talep etmesi önerimizi sahiplenmeye ve yaygınlaştırmaya davet ediyoruz. Kreş açma hazırlığında ve açıldıktan sonra DİERG olarak elimizden gelen katkıyı sağlayacağımızı belirtiyoruz. Kürtçe temelli Türkçe kreşler sayesinde Kürt dilindeki her çeşit üretiyi Kürtlerin İstanbullu çocuklarının çocukları da devam ettirebileceğinin umudunu istemekteyiz..
Bölgemizdeki birçok üniversitede Kürt dilinde bölümler mevcuttur, lisans ve lisansüstü mezunlar verilmeye devam edilmektedir. Doçentliğini Kürt dilinde alan öğretim üyelerimiz araştırmalarına devam etmektedir. Devlet ve özel ortaokullarımızda seçmeli Kürtçe dersleri sürmektedir. TRT bir TV kanalı ve radyo ile Kürtçe yayınını devam ettirmektedir. Akademi dışında da Kürt dilinde çalışmalar yapan çok sayıda kişi ve kurum vardır. Kürt dilinin öğretimi için ders kitapları ve yardımcı materyaller mevcuttur, geliştirilebilir.
Anadili politik çekişmenin bir aracı değildir, anadili gibi masum bir gereksinim canavarlaştırılarak kurban edilmemelidir; anadili doğal ve bireysel bir devretmedir, gereksinimdir.
Bölgesi dışında yaşayan her toplum, atalarından devraldığı her tür mirası sonraki kuşaklarına devredebilmelidir. Kurmancca ve Zazaca’yı da içeren Kürt dili, mirasın en önemli parçalarından biridir. Bölgede yaşasın, yaşamasın her Kürdün görevi bu mirası geliştirmek ve güçlendirmektir.
Ekonomi, eğitim ve güvenlik nedeniyle milyonlarca Kürt doğduğu toprakları terk etmek zorunda kalmıştır. Sadece İstanbul’da en az 2 milyon seçmenin Kürt olduğu ifade edilmektedir. Bölge dışında ikamet eden Kürtlerin önemli bir kısmının bölgeye temelli geri dönmesi mümkün görünmemektedir. İlk kuşaktan sonraki kuşaklar da benliğini kaybetmemiştir, ancak onların da ata topraklarına geri dönme olasılığı bulunmamaktadır.
Özellikle Kürt olmayan seçmenlerin Kürt dilinde kreşler yoluyla bu dilin güçlenmesine destek vermesi; empati, dayanışma ve birlikte yaşam adına çok kıymetlidir. Anadili farklılığını kabullenme ve bu farklılıkları koruması için olanakların sağlanması; anadili farklı toplumlar arasındaki tanışmanın, hoşgörünün ve dayanışmanın güçlenmesini sağlayacağı gibi, diğer ya da oluşabilecek sorunların çözümünde de ılımlı, yapıcı yöntemlerin egemen olmasının önünü açabilecektir.
DİERG’in İstanbul’da Kürtçe kreş açılması çağrısınının hayata geçirilmesini seçmenler sağlayabilir. Kürt olmayan seçmenlerin Kürtçe kreş önerimize sahip çıkması anadili farklı her topluma güven verecektir. Bunu mümkün kılmak da adayların inisiyatifindedir. Adaylar, talep eden seçmenlerin çocukları için anadilinde kreş açacaklarını ilan ederlerse toplumu ve siyaseti rahatlatmış olacaklar, anadilinde kreşlerin seçim malzemesi yapılmasının önüne geçebileceklerdir.
Çağrımız tüm seçmenlere, adaylara ve ayrıca, İstanbul dışındaki diğer tüm yerel yönetim başkanlarınadır. Bölgede “anadili temelli anadil’de kreşler” zaten devam etmektedir. İstanbul ve bölge dışındaki yerel yönetimler de “Kürtçe temelli Türkçe kreş” açma hazırlığı yaptıklarını ilan ederlerse, bu açıklama katalizör görevi görebilecek, her anadili için olduğu gibi Kürtçenin de tartışma konusu olmaktan kurtarılmasını sağlayacaktır.
Bu kampanya ile seçmenlerden sosyal medya hesaplarında #KurtceTemelliTurkceKres talebi ile adayları etiketlemelerini, adaylarla karşılaştıklarında dile getirmelerini ve bunu seçim sona erene dek sürdürmelerini rica ediyoruz.
