Kırmanckî ile Mem û Zîn
<i><b>Yazar Roşan Lezgîn, Mem û Zîn’in Kürt edebiyatının tacı, Kürt uluslaşmasının mayası, hamuru olduğunu belirterek eserin Kırmanckî olarak yazılmış olmasını dilin saygınlığına önemli bir katkı olarak değerlendiriyor.</b></i>.
Yazar Roşan Lezgîn, Mem û Zîn’in Kürt edebiyatının tacı, Kürt uluslaşmasının mayası, hamuru olduğunu belirterek eserin Kırmanckî olarak yazılmış olmasını dilin saygınlığına önemli bir katkı olarak değerlendiriyor.
Kürt dilinin en önemli edebiyat eseri olan Ehmedê Xanî’nin Mem û Zîn’i Kırmanckî lehçesiyle yayımlandı. Edebiyat ve sanat dergisi Şewçila’nın son sayısında (11.sayı) ilk kez Kırmanckî lehçesi ile yayımlanan Mehdî Özsoy’un yazdığı Kırmanckî Mem û Zîn’in gün ışığına çıkarılması ise, ayrı bir öykü. Çünkü eseri Kırmanckî lehçesi ile yazan Mehdî Özsoy, eserinin yayımlanmış halini göremeden Ocak 2009’da 65 yaşındayken hayata gözlerini yumar. Mem û Zîn’i anadili olan Kırmanckî lehçesiyle yazan Mehdî Özsoy’un çocuklarının anlatımına göre 1976 yılında kaleme almış ve okurla buluşması için yaklaşık 37 yıl süre geçmiş. Kürt kimliğinin yaşadığı baskılar düşünüldüğünde edebiyat eserinin gün ışığına çıkmasındaki zorlu koşulları daha iyi anlamak mümkün olabiliyor. Mehdî Özsoy sağlığında, eline geçen kağıtlara yazmış ve bunları bir yerlerde saklamış. İşte bu karalamalardan oluşan eseri bu kez oğlu Felat Özsoy, babasının ölümünden 3-4 yıl sonra ilgi ve sorumlulukla toparlayarak Kürt dili ve edebiyatını tanıyan, Kürtçe’nin Kırmanckî ve Kurmancî lehçelerini iyi derecede kullanan yayıncı Roşan Lezgîn’e teslim ediyor. Eser üzerinde yoğun olarak çalışan Roşan Lezgîn, edebiyat ve sanat dergisi Şewçila’da ilk kez Mehdî Özsoy’un Kürtçe’nin Kırmanckî lehçesi ile yazdığı Ehmedê Xanî’nin Mem û Zîn’ini yayımlıyor. Roşan Lezgîn’le bu öyküyü, Mehdî Özsoy’u, Mem û Zîn’in Kırmanckî lehçesiyle yayımlanmasının önemini, anlamını ve Kırmanckî lehçesi ile yayınlanan kitapları konuştuk.
Şimdiye kadar Ehmedê Xanî’nin Mem û Zîn’i Kurmancî olarak biliniyordu. Ama Şewçila dergisinin son sayısında ilk kez Kırmanckî lehçesi ile yayımlandı. Bunu anlatır mısınız?
Ocak 2009’da 65 yaşındayken vefat etmiş olan Mehdî Özsoy tarafından 1976 yılında kaleme alınmış ama otuz-kırk yıl sonra ortaya çıkıyor, duyuluyor. Bunca zaman ortaya çıkmayışı, gecikmesi, Kürtlerin yaşadığı şartlarla açıklanabilir. Sadece Mem û Zîn manzumesi değil, Mehdî Özsoy’un birçok şiiri daha mevcuttur. Eline geçen her kâğıda karalayıp bir yerlerde saklamış. Ölümünden üç dört yıl sonra, yani geçen sonbaharda, oğlu, sararmış, eskimiş kâğıt tomarlarından oluşan karalamalarını bana verdi. Yoğun bir şekilde üzerinde çalıştım. Bunlardan Mem û Zîn’î Şewçila’da yayımladık. Tüm şiirlerinden oluşan divanını, hayat hikâyesiyle birlikte yakın bir zamanda Kürt edebiyatına katacağız inşallah.
Şêx Alî Palewî ailesinden olan Mehdî Özsoy’un Latin alfabesiyle yazdığı Kırmanckî şiirleri, klasik edebiyatımız açısından önemli bir yer tutacaktır. Ehmedê Xanî’nin Mem û Zîn’i gibi her mısrası on hece üzerine kurulu çok sağlam kafiye düzenine sahip bir metin olan Kırmanckî Mem û Zîn manzumesi, 195 beyitten yani 390 mısradan oluşuyor. Xanî’nin Mem û Zîn’i, farklı bölümleriyle tam bir mesnevidir; ama Mehdî Özsoy’un Mem û Zîni sadece hikâyeden oluşuyor.
Mem û Zîn’in Kırmanckî lehçesi ile günümüzde yayımlanmasının anlamı nedir?
Bir kere Mem û Zîn Kürt edebiyatının tacıdır. Kürt uluslaşmasının mayasıdır, hamurudur. Mem û Zîn, sözlü Kürt edebiyatının çok önemli bir eseri olan “Memê Alan” destanına dayanılarak yazılmıştır. Ehmedê Xanî’de de, Mehdî Özsoy’da da bu böyledir. Memê Alan destanı, Kurmancî lehçesinde olduğu gibi Kırmanckî (Zazakî) lehçesinde de farklı versiyonları olan yaygın bir destandır. Kırmanckî’de Mem û Zîn’in olması, Kırmanckî’nin saygınlığına önemli bir katkıdır. Farklı nedenler, faktörler sayılabilir; ama çoğu dilin yok olmasında belki de asıl neden dilin saygınlığıdır. Edebi eserler, her zaman dile prestij sağlamıştır. Bu açıdan Kırmanckî’de önemli edebi eserlerin olması, dilin saygınlığı ve yaşaması açısından çok önemlidir.
Kürt uluslaşması açısından, Kürt edebiyatı ve kimliğinin oluşması açısından, Ehmedê Xanî’nin Mem û Zîn’i elbette bir şaheserdir, rakibi yoktur. Mehdî Özsoy’un Mem û Zîn’i mütevazidir, Xanî’ninki ile karşılaştırılamaz. Ama Kürtlerin milli birliği açısından baktığımızda, Kırmanckî’de Mem û Zîn’in olması çok değerlidir. Örneğin, Kürtlerin resmi lehçesi olan Soranîce’ye Kurmancî’den çevrilmiş ama Kırmanckî’de farklı olarak yazılmış. Bu bile tek başına Kırmanckî’ye çok önemli bir katkıdır. Kürt edebiyatı üzerinde çalışanlar, akademisyenler daha şimdiden ilgi göstermeye başladılar. Mem û Zîn üzerinde çalışan herkes bundan sonra Kırmanckî Mem û Zîn’den de bahsedecektir. Bu, Kırmanckî’nin popülerleşmesi açısından önemli bir durumdur, diye düşünüyorum.
Kırmanckî lehçesinde her geçen gün yayınlar artıyor. Bu iyiye mi işaret?
Evet. Umut veriyor en azından. Kuzey Kürdistan’da Kürtlerin dilinin, kültürünün, sanat ve edebiyatının genel durumu biliniyor. Bir taraftan çok ağır yasaklar, baskılar; diğer taraftan muazzam bir şekilde işleyen asimilasyon çarkı. Tabi “Kürtçe” derken, homojen bir dilden değil birkaç lehçeden oluşan bir dilden söz ediyoruz. Örneğin, Kuzey Kürdistan’da Kurmancî Kürtçesi ağır baskı altındayken, hiç olmazsa Kafkasya bölgesinde, Ermenistan’da, yine Batı Kürdistan’da Kurmancî edebiyatı kimi gelişmeler kaydetti. Her ne kadar dil ve edebiyattaki bu gelişmeler senkronik bir şekilde Kuzey’e ulaşmasa da duyulması bile çok önemli bir etki yapıyordu. Ama sadece Kuzey Kürdistan’ın bir bölümünde konuşulan Kırmanckî (Zazakî) lehçesi için durum çok vahimdir. Son yıllarda yazılı edebiyat açısından önemli adımların atıldığı görülüyor. Eğer buna paralel bir şekilde dil bilinci gelişirse, bu yayınlar gerçekten anlam bulur.
Kırmanckî yayınları dilin kullanımı ve gelişimi açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dili düzgün, doğru kullanmak dilin gelişimine olumlu etki yaptığı gibi dilin yanlış kullanımının da olumsuz etki yaptığı bilinmelidir. Bu konuda şunu açıkça söyleyeyim: Vate ve Şewçila dergilerinde, Newepel gazetesinde, Kırmanckî, doğal yapısı korunarak işleniyor. İnternet üzerinden yayın yapan Zazakî.Net sitesinde ve yine Vate Yayınevi ile Roşna Yayınevi’nden çıkan kitaplarda kullanılan dil, aynı şekilde düzgün kullanılmaktadır. Kırmanckî’nin gelişimi, Kırmanckî edebiyatının ortaya çıkışı zaten bu çalışmalar çevresindedir. Bunlar sivil, bireysel gayretlerdir.
Bunların dışında da kimi gazete ve internet siteleri elbette Kırmanckî’ye yer veriyorlar. Ama dilin kullanımı açısından sorunludurlar. Dili düzgün kullanmak çok önemlidir. Burada Konfüçyüs’ün dile yönelik düşüncelerini hatırlayalım. Dili bozarak, başkalaştırarak, deforme ederek, dolayısıyla anlaşılmaz bir şekilde işlemek dile zarar veriyor. Kürtçe eğitimin olmaması ve ağır asimilasyon koşulları elbette Kürtlerde, bireylerin düşünme sisteminde büyük tahribatlar yapmıştır. Örneğin, Türkçe konuşurken Kürtçe düşünmek nasıl ki konuşma biçimini bozuyorsa, Kürtçe konuşup yazarken de Türkçe düşünmek dili yaralıyor, anlaşılmaz kılıyor. Sözüm ona milliyetçilik yaparak, bir zamanlar öz Türkçecilerin yaptığı gibi, boyuna köksüz saçma sözcükler üretmenin dile bir faydası yoktur. Dilin cümle yapısıyla, sentaks ve semantiğiyle dil olduğu unutulmamalı.
Kırmanckî lehçesi ile yayınlanan kitapların sayısı ve türleri nedir?
İlk yayımlanan Kırmanckî kitap olan Ehmedê Xasî’nin Mewludê Kırdî adlı eseri, 1899’da Diyarbekîr’de yayımlandı. O günden bu yana iki yüze yakın kitap yayımlanmış sanırım. Bunların büyük çoğunluğu son on, on beş yılda yayımlandı. Bunlardan 19’u şiir, 22’si öykü, sekizi roman olmak üzere, 50 kadarı edebi türdür. Diğerleri ise sözlük, gramer, folklor, çocuk kitapları, dini kitaplar ve çeşitli dallarda çevirilerdir. Özellikle üniversitelerde Kürtçe bölümlerinin açılması, hatırı sayılır bir okur kitlesini de oluşturdu diyebilirim. Eğer Kürtçenin gelişmesini, resmi dil olmasını, Kürtçe eğitim-öğretimin olmasını istiyorsak, tüm Kürtler, kurumlarıyla birlikte Kürtçenin önünü açacak en ufak bir imkandan dahi sonuna kadar yararlanmalıdır. Ama maalesef, herhangi bir dil politikasına sahip olmadığımızdan, Kürtçenin gelişimine neyin nasıl faydalı olacağı konusunda sağlıklı bir düşünceye sahip değiliz. Bu durumdan, dezavantajlı bir konumda olan Kırmanckî lehçesi daha olumsuz etkilenmektedir.
Nerina Azad
Bu haber toplam: 1951 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:13:50:00