Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrekte yüzde 9.9 oranında küçülmesinin neden olacağı sorunlar tartışılmaya devam ediyor.
Son iki yıldır giderek artan hızla bozulan ekonomik göstergelerin, koronavirüsün etkisiyle daha da kötüye gittiğine dikkat çekilirken, 2021 yılında da ekonomide bir rahatlamanın gelmeyeceği yorumları yapılıyor.
Yeniçağ Gazetesi yazarı ve ekonomist Evren Devrim Zelyut, ekonomideki 9.9'luk küçülmeye dikkat çektiği 2 Eylül tarihli yazısında, mevcut durumu 'ekonomik çakılma' olarak nitelendirdi.
"Detaylara baktığımızda, ekonomik çakılmada etkili olan başlıca unsurlar şunlar: Mal ve hizmet ihracatının yüzde 35, ithalatın yüzde 6, yatırımların yüzde 6, hane halkı tüketimin yüzde 8 düştüğü görüldü" bilgisini paylayan Zelyut, bu durumun neden olacağı ekonomik sorunları şu satırlarla sıraladı:
"1-2018'de hissetmeye başladığımız ekonomik krizin kökleri, 2013 yılında Amerikan Merkez Bankası FED'in dolar arzını kısma kararı aldığı günlere dayanıyor.
Türkiye 2013 yılında FED sinyaline rağmen, ucuz dolara dayalı, dış girdiye bağlı üretim sistemini değiştirme yolunu seçmedi.
FED kararı ile azalan dolar miktarına bağlı olarak yükselen kurlar ekonomiyi tehdit etmeye başladı. O tarihten başlayarak Türkiye ile ilgili yayınlanan her raporda ekonomi, 'olası dış şoklara' karşı sürekli 'kırılgan' olarak tanımlandı.
Raporlardaki riskler sonunda gerçeğe döndü ve 'Virüs' ile gelen dış şokun Türkiye'yi tamamen hazırlıksız yakaladığını gördük.
2-Türk ekonomisindeki adaletsiz gelir dağılımının yaşanan büyük daralma ile birleşerek geniş halk kitleleri üzerindeki yoksulluk baskısını artırdığı anlaşıldı.
3-Düşen ihracat rakamları Türkiye'yi gelir kaybı anlamında çok daha fazla hırpaladı. Çünkü Türk ihracatındaki mallar yüksek teknoloji içermediği için kolayca vazgeçilebilir oldu.
Bu da kayıpları artıran, gelirleri azaltan bir sonuç doğurdu. 2013'de 12.480 dolar olan kişi başı gelir 2020'de 8.934 dolara geriledi.
4-Yatırım harcamalarının azalmış olması da önümüzdeki dönemde üretim faaliyetlerinin istenilen düzeyde olmayacağını gösteriyor.
2021 Türkiye'si için beklenen büyüme rakamlarına baktığımızda, 2018-2020 arası ekonomide açılan büyük yaranın kolay kolay kapanamayacağını anlıyoruz."