Koronavirüs salgınına karşı aşı geliştirme çalışmaları birçok ülkede devam ederken İngiltere\'de Pazar günü yayımlanan Observer gazetesi, başarılı olduğu tespit edilen aşının dünya genelinde nasıl \'adil bir şekilde\' paylaştırılacağını sorguluyor.
\"\'Aşı milliyetçiliği\'nin yeni ilaç için çatışmayı tetikleyebileceği kaygıları var\" başlıklı, Michael Savage imzalı haberde, uzmanların aşı dağıtımının ülkeler arası adil yapılmayacağına ilişkin endişeleri aktarılıyor.
Endonezyalı yetkililer, 2006 yılı Aralık ayında, kuş gribi numunelerini teslim etmeleri talep edildiğinde \'üretilecek aşıdan faydalanacaklarının garantisi verilmeden\' numuneleri de teslim etmeyi reddetmişti.
Avustralya hükümeti, 2009 yılındaki domuz gribi salgınında, bir aşı üreticisine ülke dışına tedarikleri başlatmadan önce ülke içindeki talebin karşılanması talimatını vermişti.
Kasım 2009\'da domuz gribi için aşılama süreci başladığında zengin ülkeleri önce kendi ihtiyaçlarını güvenceye almasından sonra Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yetkilileri aşı tedarikiyle ilgili ileride \'felaket yaşanabileceği\' kaygısını dile getirmişti.
Ama küresel işbirliğinin merkezi bir yerden idare edilebileceğine dair kuşkuları olanlar da var.
Observer\'a konuşan İngiltere Sağlık Bakanlığı\'nın bağışıklık birimi eski başkanı David Salisbury şu yorumu yapıyor:
\"Dünya Sağlık Örgütü\'nün (WHO), Donald Trump\'a, istediği aşılardan yalnızca onda birini alabileceğini söylediğini düşünebiliyor musunuz? Tabi ki, kimin Amerika\'nın ihtiyacı olan miktarlarda aşı üretebileceğine bakacak ve hiçbir aşının ülkenin dışına gönderilmesine izin vermeyecek. Bu yaşanacak.\"
Ebola aşısını geliştiren ekibin Kanadalı üyesi Jones da kötümser:
\"WHO, liderlik rolü üstlenmeye çalışabilir ama çok zor bir durumdalar. Ahlaki ve etik yönetmelikler uygulamaya çalışabilirler.\"
\'Önceden satın alma anlaşmaları\'
İngiliz bakanlar da, İngiltere\'de geliştirilebilecek aşıdan öncelikli olarak İngiltere\'nin faydalanması gerektiği konusunda baskı görüyor.
İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock, \"İngiltere\'nin dünya genelinde yürütülen çabalara hem katkıda bulunduğundan, hem de bu çabalardan faydalandığından emin olmak için uğraştıklarını\' söyledi.
Observer gazetesi ülkelerin nasıl bir pozisyonda olabileceklerine ilişki şunları yazıyor:
\"Bazı devletlerin tedariki sağlamak için \'önceden satın alma anlaşmaları\' yapmaya çalışmaları, muhtemel aşı üreticilerine, ürünlerinin başarılı olma ihtimaline karşı ödeme yapmaları kaçınılmaz.
\"Bu tip anlaşmalar araştırma fonlarına yarıyor. Ama bu fonların, ortaya çıkan ürünlerin adil dağıtımına nasıl bir etki yarattığını denetleme sistemi ise yok.
\"Maalesef aşı için sıraya girmek de kaçınılmaz. Milyonlar yerine milyarlarca doz üretim yapmak da başka bir zorluk yaratıyor.
\"Welcome Trust\'ın aşı birimi başkanı Weller geçen haftaki brifinginde \'Covid-19 aşısının erişime açılmasından en az bir yıl sonra, küresel çaptaki milyarlarca doz talebin karşılanması için yeterli tedarik sağlanamayacak\' diyor.\"
\'Dünya nüfusunun talebini tek şirket karşılayamaz\'
Gazeteye konuşan GSK (GlaxoSmithKline) ilaç şirketinin aşı biriminin baş tıbbi yetkilisi Thomas Breuer de karamsar.
Şirketi, büyük miktarlarda üretim sağlayabilmek için Sanofi eczacılık firmasıyla çalışıyor.
Breuer\'in tedarikle ilgili yorumu şöyle:
\"Farz edin GSK-Sanofi yaklaşımı başarılı oldu, bu bile dünya nüfusunun bir yılda ihtiyacı olacak miktarın \'sini karşılamaya yetmeyecek. Bir ya da iki yıl içinde dünya nüfusunun taleplerini karşılamak istiyorsak çok daha geniş kapsamlı çözümler bulunmalı. Tek başına bir şirket yeterli olamaz.\"
Diğer yandan ülkelerin siyasi bir çekişmeye girebileceği endişeleri de var.
İngiltere Sağlık Bakanlığı\'nın bağışıklık biriminin eski başkanı Salisbury aşı üretecek şirketler ile ülkeler arasındaki ilişkilere dair, \"Çok olağanüstü sayıda müşterileri olacak ve çoğu da milyonlarca dolar, euro ve pound akıtacak\" diyor.
İhracat yasağı
Bazı uzmanlar da aşının adil dağılımına ilişkin uluslararası anlaşmaların önemine dikkat çekiyor.
Britanya Eczacılık Endüstrisi Derneği Başkanı Richard Torbett, \"Hükümet, dağılımla ilgili prensipleri şimdi konuşmalı. Kavgasını edeceğimiz şeyin ortaya çıkmasını beklemeyelim\" çağrısında bulunuyor.
Torbett ayrıca, kimin neyi ne kadar elde edeceğine ilişkin kararın da üreticilere bırakılmayacağını söylüyor ve \"Onlar, \'biz küresel erişimi maksimize etmek istiyoruz\' noktasından işe başlayacaklar\" diyor.
Aşılarla ilgili ihracat yasakları da bir kaygı konusu. Observer\'a konuşan Torbett \"Küresel liderlerin bu tarz bir tavrı benimsemelerinin gerçekten çok büyük bir hata olacağı\" görüşünde.
Birçok farklı küresel kaynaktan elde edilebilecek farklı aşı ihtiyaçlarının uluslararası işbirliğini de güçlendireceğini savunan Torbett, \"Her ülke kendisi için adil bir pay isteyecektir\" diyor.
Bazı ülkelerin bireysel hareket etmeye ve kendilerini düşünmeye meyilli olabileceğini ifade eden Weller ise bunun nihai olarak tehlikesinin herkesin üzerinde gölge oluşturacağını şu sözlerle dile getiriyor:
\"Covid kontrol edilemediği sürece herkes için her yerde bir tehdit oluşturacak.\"