Hurri-Mitanniler, Bit-Zamani Krallığı, Asurlular, Urartular, Persler, Romalılar, Emeviler, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular ve Artuklular\'ın da aralarında yer aldığı birçok medeniyete ev sahipliği yapan Diyarbakır\'ın tarihi Suriçi\'ndeki 9 bin yıllık Amida Höyük\'teki arkeolojik kazılar devam ediyor.
Suriçi\'ndeki 9 bin yıllık Amida Höyük\'teki arkeolojik kazılar devam ediyor.
Amida Höyük\'teki Artuklu Sarayı arkeolojik kazısı onlarca gönüllü arkeologla yapılıyor. Kazı çalışmalarında şu ana kadar sarayın divanesi, kabul salonu, gizli kaçış tüneli ve bazı bölümlerin gün yüzüne çıkarıldığı kaydedildi.
‘İlk yerleşim M.Ö. 7000 yıllarında’
Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü\'nce sürdürülen çalışma kapsamında Amida Höyük\'te bulunan Artuklu Sarayı\'nın ve onlarca medeniyete ait izlerin ortaya çıkarılması için yapılan kazılarda elde edilen bulgular kent tarihinin izlerinin daha da derinlerde olduğuna işaret ediyor.
Amida Höyük\'te ilk yerleşimin M.Ö. 7000 yıllarında Orta Neolitik döneminde başlandığı belirtiliyor.
‘El-Cezeri\'nin su dağıtım sistemini tespit ettik’
Kazılarda Kürt bilim insanı El-Cezeri\'nin su dağıtım sistemini de tespit ettiklerini belirten Yıldız, \"Artuklu Sarayı\'nın diğer bir önemi de El-Cezeri\'nin yaşamış olduğu yer olmasıdır. El-Cezeri burada 25 yıl yaşamış ve El-Hiyel kitabını burada yazmıştır. Sibernetik biliminin, otomasyon biliminin temelleri burada atılmıştır. Şu an yaptığımız kazılarda El-Cezeri\'nin su dağıtım sistemini tespit ettik. Amida Höyük\'ün içerisindeki kaçış tünelinde bir su kaynağı bulunmaktadır\" dedi.
‘Binlerce yıl bölge bu alanda yönetiliyor’
İç Kale Artuklu Sarayı kazısının Diyarbakır’da yapılan ilk kazı olduğunu ifade eden Yıldız “Amida Höyük hem ilin hem bölgenin kalbi ve beyni konumundadır. Binlerce yıl bölge aslında bulunduğumuz bu alanda yönetiliyor. Tabii bizim şuan kazı yaptığımız alan Roma ve devamında Artuklu Sarayı’dır. Artuklular döneminde onarıldığı için Artuklu Sarayı adını veriyoruz. Ama Höyüğün içerisinde bu sarayın dışında erken tarihli 2 saray daha olduğunu biliyoruz. Hurriler dönemine ait bir saray olduğunu biliyoruz. Bir de kaynaklarda Asurlar dönemine ait bir sarayın varlığından bahsediliyor” dedi.
‘M.Ö. 7.OOO’lerden itibaren burada bir yaşam olduğu tespit edildi’
Yıldız, şöyle devam etti:
“Asur kaynaklarına baktığımızda II. Sargon döneminde Amidi şehrinin valisi II. Sargon’a gönderdiği mektupta kendisinin adına burada bir saray inşa ettiğini ve kendisine yakışır bir heykelini de koyduğunu belirtiyor. Dolayısıyla da o da ikinci saray oluyor. Mevcut saray artık üçüncü saray oluyor. Artuklular’daki onarım ve yeniden inşayla beraber ise dördüncü saray oluyor. Şehrin ismine baktığımızda aslında M.Ö. 7.OOO’lerden itibaren burada bir yaşam olduğunu şimdiye kadar devam eden kazılarda tespit edildi. Ama Hurrilere kadar hangi medeniyetlerin yaşadığını ise çok bilmiyoruz. Hurrilerden itibaren hem M.Ö. 2500-3000 şehrin ismine artık yavaş yavaş rastlıyoruz. Şehrin ismi o dönem, Amidi, Amedi veya Amidu olarak geçiyor. Asurlar döneminde şehrin ismi Amidi, bölge ise Amedi eyaleti olarak geçiyor. Romalılar dönemine geldiğimiz zaman şehre Amida ismi veriliyor. İslam döneminde ise bugünkü Diyarbakır şehri Amid şehri olarak geçiyor. Eyalet ise artık Diyarbekir eyaletidir.”
‘Büyük beklentimiz erken tarihli bir çivi yazılı belgedir’
Kazı çalışmalarından beklentilerini anlatan Yıldız, şunları söyledi:
“5 yıldır yapılan kazılarsa şehrin tarihi bilinenden yaklaşık 3000 daha geriye gitti. Daha önce en fazla 3500-4000 olarak biliniyordu ama şuan M.Ö. 7000’lerdeyiz. Günümüzden 9000 yıl gerideyiz. Amida Höyük kazısında çok şey bekliyoruz. Aslında en büyük beklentimiz erken tarihli bir çivi yazılı belgedir. Çünkü Amida Höyük’ün M.Ö. 10.000 itibaren yerleşim gören bir yer olduğunu düşünüyoruz. Her ne kadar şuan M.Ö. 7000’lerde olsak da hem katmanlardan olmadan gelen veriler hem şehrin kuruluşu, jeopolitik konumu, Dicle’nin yakınında olması, Ergani Maden yataklarına yakın olması, Çayönü’ne yakın olması, bütün bu verileri bir araya getirdiğiniz zaman aslında burada çok erken tarihten bir yerleşimin olduğunu söyleyebiliriz. Eğer erken tarihlerden beri burada bir yerleşim varsa muhtemelen Amida Höyük kazılarında önümüzdeki dönemlerde erken tarihli bir yazıt da çıkmasını bekliyoruz.”
‘Sürprizlere ve yeni verilere açık bir kazı’
Planlanan kazı takvimine ilişkin olarak da Prof. Dr. Yıldız, şunları söyledi:
“Tabii biz her zaman bir plan yaparız. Ortalama 5 yıllık planlar yapıyoruz ama gelen buluntular, katmanların özelliği, ödenekler vs. bunların hepsi çalışmalarımızı etkileyen faktörlerdir. Özellikle sarayın bulunduğu kısmı 5 yıl içinde bitirmeyi hedefliyorduk ama şuana kadar çalışma tamamlanamadı, daha devam edecek. Dolayısıyla arkeolojik kazılarda aslında bitirme tarihi, yılı vermek biraz zor ama genel itibariyle baktığımız zaman diğer kazılara göre (50-100 yıl) bizim kazının daha kısa süreceğini (ortalama 15-20 yıl) öngörüyoruz. Ama çok sürprizlere ve yeni verilere açık olan bir kazıdır.”