İklim krizinin ciddi boyutlarda buzulların erimesine yol açtığına dikkat çeken yeni bir araştırmaya göre, yaklaşık 14 bin yıl önce Avrasya buz tabakasının erimesi okyanus seviyesini sekiz metreye kadar yükseltti.
Nature Geoscience'da yayınlanan çalışmaya göre, günümüz Grönland buz tabakasının içerdiği su miktarının yaklaşık üç katını barındıran devasa Avrasya buz tabakası, hızlı bölgesel ısınma sonucu sadece 500 yıllık bir süre zarfında eridi.
Norveç Bergen Üniversitesi'ne bağlı araştırmacı ve çalışmanın başındaki isimlerden Jo Brendryen, Avrasya buz tabakasının erimesinin geniş bölgesel sıcaklık dalgalanmalarıyla çakıştığını söyledi.
Brendryen, analiz edilen buz tabakasındaki örneklerin, o dönemdeki Grönland'ın üzerindeki atmosferin birkaç on yıl içinde 14 dereceye kadar ısındığını ortaya çıkardığını ifade etti.
Araştırmacı, "Bu sıcaklık artışının, buz tabakasının erimesi ve çöküşünün ana itici gücü olduğunu düşünüyoruz" dedi.
O dönemde de küresel ısınma yaşanırken, kutuplardaki kısımlar diğer bölgelere göre çok daha hızlı ısınıyordu.
4.6 milyar senelik Dünya tarihinde beş büyük buzul çağı yaşandı. İskandinavya bölgesinin büyük bir bölümünü kaplayan Avrasya buz örtüsü yaklaşık 33 bin yıl öncesine dayanan son buzul çağında bulunuyordu.
Bugün ise Grönland buz tabakası rekor hızda eriyor. Sadece 2019 yılında 560 milyar tondan fazla buz kütlesi kayboldu. Okyanus seviyelerini altı metreden fazla yükseltebilecek kadar donmuş su içeren Grönland, 1990'lara kıyasla altı kat daha hızlı eriyor.
Bilim insanları, kuzey kutuplardaki ve Batı Antarktika'daki buz tabakalarının, CO2 emisyonlarının azaltılmasına rağmen erimeye devam edeceğinden endişe duyuyor.
Brendryen, "Avrasya buz tabakasının deniz bazlı bölgeleri aniden ortadan kaybolduğu ve geri dönmediği için, araştırmamız bu fikri destekliyor" diye konuştu.
Geçtiğimiz yıl Nature Communications'da yayınlanan bir araştırmaya göre, gerekli önlemler alınmazsa küresel düzeyde su seviyesi 2100 yılına gelindiğinde toplam 2 metre yükselmiş olacak.
Araştırmaya göre bu senaryoda 187 milyon kişi yaşadığı bölgeleri terk etmek zorunda kalacak. Küresel ölçekte ABD'nin Kaliforniya eyaletinin üç misli büyüklüğünde bir toprak kaybı yaşanacak ve hayati önemde olan bazı tarımsal araziler su altında kalacak.