Türk, HDP Demokratik Yerel Yönetimler Konferansı’nda konuştu. Burada gündemdeki Kürt meselesi tartışmalarına ilişkin açıklamada bulunan Türk şunları söyledi: “Biliyoruz ki 90’lardan bugüne baskı sindirme siyasi soykırım politikalarının devam ediyor. Bugün de on binlerce yoldaşımız zindanlarda, onları da buradan selamlıyorum. Bütün sindirme politikalarına rağmen, ödenen ağır bedellere rağmen halklarımızın umudu haline gelmiş bir siyasi partiyiz ve inanıyoruz ki demokratik siyasette geleceğin mimarı olacak bir kadroya sahibiz. Elbette ki yürütülen kayyım politikası Kürtlerle, halkımızla bizi ayırmaya çalışmaktı.
“Ağır bedellerle bugünlere geldik”
Türkiye belki de yeni bir döneme giriyor. Kürt sorununun çözüme dair tartışmalar yürütülüyor. Kürt sorunun barış ve adil bir şekilde çözümü konusunda, biz her zaman kapıyı araladık adım atılmasını bekledik ve her zaman destek sunduk. Bugün de böyle bir gelişme olursa arkadaşlarımız bunu en iyi şekilde değerlendireceklerdir. Türkiye’de parlamenter sisteme dönüş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş diyorlar. 5-6 parti bu sistemin tekrar Türkiye gündemine gelmesi ve sağlanması konusunda mutabakat sağlamış. Bir partinin Kürt sorunu konusunda yaptığı çabaların yeterli olmayacağını görüyorum. Eğer bütün partiler bir araya geliyorsa, Kürt sorunu konusunda da aynı yaklaşımı göstermeleri sorunun çözümünü kolaylaştırır. Türk’ün Kürt’ün ikna edilmesi konusunda önemli bir gelişme olur. Bizler bu mücadelede gerçekten ağır bedellerle bugünlere geldik.
“Kürt sorununu çözmek için kimliğini, statüsünü içselleştirmek lazım”
Bugün Türkiye’de HDP’siz bir siyasetin asla Türkiye de iktidar olamayacağını herkes görüyor. Demokratik değişim isteniyorsa, halklarımızın ortak demokratik değerlerde buluşması isteniyor, bütün Kürtler aktörlerin sesini dinlemek düşüncelerini almak zorundadır. Bunun dışındaki yaklaşımlar asla ve asla başarılı olamaz. Kürt sorununu çözmek için önce Kürt halkının varlığını, kimliğini, geleceğini, statüsünü içselleştirmek lazım. Eğer bir siyasetçi Kürt halkının haklarını içselleştirilmezse o sorunu asla çözemez.
“Muhatap halkımız ve halkımızın mücadelesini yürüten tüm aktörlerdir”
Aslında bugün yeni bir dönemin kapısının aralanması için bu fırsatın iyi değerlendirilmesi lazım. Zaman zaman muhataplık tartışması oluyor. Muhatap kim? Muhatap halkımız ve halkımızın mücadelesini yürüten tüm aktörlerdir. Bu şekilde biz noktayı koyuyoruz. Ebetteki bugüne kadar mücadeleyi veren hiç kimsenin düşüncesi alınmadan sadece bir taraflı bir kesimle yürütülecek bir çalışmanın verimli olmayacağını herkesin bilmesi lazım.”