İnsan Hakları Derneği (İHD), Kürt meselesinde kalıcı ve onurlu bir barışın inşası için Diyarbakır’da gerçekleştirdiği “Barışa Giden Yol: Hafıza ve Adalet” başlıklı iki gün sürecek olan konferans başladı.
Bir Otelde gerçekleşen konferansa siyasetçi, akademisyen, gazeteci, insan hakları savunucusu, çatışmada yara almış Kürt ve Türk aileleri.
İlk olarak konferansın açılışını İHD Eş Genel Başkanları Hüseyin Küçükbalaban ve Eren Keskin yaptı.
Ardından Eş Genel Başkan Eren Keskin, Eren Keskin, 2004’te Mardin’in Kızıltepe Ilçesi’nde öldürülen Uğur Kaymaz’ın annesi Makbule Kaymaz ve 11 Ağustos 2017 yılında yaşanan bir çatışmada yaşamın yitiren Eren Bülbül’ün annesi Ayşe Bülbül’ün mesajları okundu.
EREN BÜLBÜLÜN ANNESİ: BAŞKA ANNELER EVLATLARINI KAYBETMESİN
Eren Bülbül’ün annesi Ayşe Bülbül’ün konferansa gönderdiği mesaj şöyle:
“Bütün katılımcıları selamlıyorum. Sağlık sorunları yaşadığım için doktorum seyahate izin vermiyor. Bu nedenle aranızda olamadım. Ben barışı destekliyorum. Benim evladım şehit oldu. Başka annelerin yüreği yanmasın diye devletimizin ve milletimizin gittiği yoldan gidiyorum. Benim evladımın bedeninden 17 kurşun çıktı. Kaç bayramdır Erensiz geçiriyorum. Başka hiçbir annenin bayramlarını evlatsız geçirmesini istemiyorum. Toplantıya katılan herkese bu duygularımı iletmek istiyorum. Ben hala Eren'imden kalan tuşlu telefonu kullanıyorum. Yapmış olduğunuz bu çalışmayı çok kıymetli buluyorum. Başka annelerin evlatlarını kaybetmesine rıza gösteremem. Barışı savunmayayım da ne yapayım!”
UĞUR KAYMAZIN ANNESİ: BARIŞ HEPİMİZE İYİ GELECEK
Uğur Kaymaz’ın annesi Makbule Kaymaz ise şu mesajı gönderdi:
“Bu anlamlı konferansı düzenleyen, emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum. Burada bulunan herkesi, acısını yüreğinde taşıyan tüm şehit ailelerini sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hayatını kaybeden tüm evlatlarımızı rahmetle, özlemle anıyorum.
Ben bir Kürt annesiyim. Oğlumu daha 12 yaşındayken, babasıyla birlikte 13 kurşunla kaybettim. İkisinin mezarına sarılarak büyüttüm acımı. Bir annenin yaşayabileceği en ağır yükü taşıyorum yıllardır. Ama bu acının başka anaların yüreğine düşmemesi için buradayım. Barış için, birlikte yaşamanın yollarını aramak için buradayım.
Artık ne Kürdistan’a ne de Türkiye'nin başka bir yerinde çocuklar öldürülmesin istiyoruz. Ne bir annenin daha yüreği yansın, ne bir çocuk mezarda büyüsün.
Evlatlarımızı kaybettik, ama umutlarımızı kaybetmek istemiyoruz. Bizler artık gözyaşı değil, adalet, eşitlik ve barış istiyoruz. Çünkü barış, hepimize iyi gelecek.” (Güneydoğu Ekspres)