Babacan Diyarbakıda: 'İnsanların anadiliyle kavga edemezsiniz'

Diyarbakır'da konuşan DEVA lideri Ali Babacan, 6 dilin kullanıldığı KADES uygulamasında Kürtçe'nin olmamasına tepki göstererek Kürtçe, bu milletin parasıyla taraflı cumhurbaşkanına sevgi göstermeye gelince akıllarına geliyor ama konu kadına şiddetse bilinmeyen dil oluyor" dedi.

15.03.2021, Pts - 13:39

Babacan Diyarbakıda: 'İnsanların anadiliyle kavga edemezsiniz'
Haberi Paylaş

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Diyarbakır’da partisinin 1. Olağan Bağlar İlçe Kongresi’nde konuştu. Kürt sorununa ilişkin mesajlar veren Babacan, açıklanan ekonomi paketini de “Reform diye sayfalarca doküman hazırlayacağınıza, kapatsanıza şu Varlık Fonu’nu. Liyakatli kişileri göreve getirin. Kamu ihalelerini 3-5 kişinin zenginleşmesine alet etmeyin” sözleriyle eleştirdi. Babacan şu ifadeleri kullandı.

Babacan açıklamaları şu şekilde:

Biz Diyarbakır’a gelince başka, Diyarbakır’dan dönünce başka konuşanlardan değiliz. Şöyle bir görünüp gidenlerden değiliz. Bizim özümüz, sözümüz bir. Ülkemizin her bir yanında başımız dik yürüyoruz. Sayın Erdoğan ‘ne Kürt sorunu ya’ dedi. Biliyoruz ki, iktidar ortakları halktan kopuk, ayrımcı, baskıcı, hukuksuz uygulamalarıyla ülkemizdeki her sorunu tek tek diriltti.

Beş ay önce Diyarbakır’a geldiğimde, gözleriyle hafızalarımıza kazınan Ceylan Önkol’dan bahsetmiştim. İdare Mahkemesi, Ceylan’ın ölümünde bakanlığı yüzde 90 kusurlu buldu. Kusurun yüzde 10’unu da evinden ot toplamaya çıkmış, Diyarbakırlı yoksul bir kızımızın üzerine bıraktılar. Peki o yüzde 90 kusur var da onun sorumlusu açıklandı mı? Kusur var ama suçlu yok. Daha da acısı Ceylan’ın ailesinin on iki sene boyunca adliyelerde mücadele etmesiydi. Bu mudur adalet? On iki sene sürüncemede bırakılır mı? İlla hatırlatmamız mı gerekiyor?

'Kadın Destek Uygulaması’nda (KADES) Türkçe dışında tam beş dil var ama bu ülkede en çok konuşulan ikinci dil yok. Konu kadına şiddete gelince neden Kürtçe ‘bilinmeyen bir dil’ oluyor? Şiddete uğrayan kadının konuştuğu dille kavga edilir mi? Sokak ortasında kendi kendilerine ilan-ı aşk ediyorlar, sağa sola ‘Erdoğan’ı seviyorum’ yazıyorlar. Diyarbakır surlarına da Kürtçesini yazdırdılar. Kürtçe, bu milletin parasıyla taraflı cumhurbaşkanına sevgi göstermeye gelince akıllarına geliyor ama konu kadına şiddetse bilinmeyen dil oluyor. Beş ay önce ‘Kürtçe öğretmen atanmıyor’ demiştim, sesimizi duymuşlar. Yüzde 200’lük artışla 1’den 3’e çıktı… Koskoca Türkiye’de üç Kürtçe öğretmeni var. Komik olmayın. İnsanların anadiliyle kavga edip, kimliklerini yok sayamazsınız.

Mevcut seçim yasalarıyla artık bir daha iktidara gelemeyeceklerini görüyorlar. Bu nedenle ‘oyunun kurallarını değiştirelim de öyle kazanalım’ diyorlar ama beyhude. Hangi iktidar olursa olsun, artık seçim kurallarıyla oynamaya başladıysa bilin ki gitme zamanı gelmiştir. İstedikleri kadar zihni sinir projeleri hazırlasınlar, gülüp geçeceğiz. Demokrasimizi en yüksek seviyeye taşıyacağız.

Ekonomik reform paketinde, çözmeleri gereken asıl sorunları ıskalıyorlar. Görmezden geliyorlar, sorunları inkâr ediyorlar. Konuşurken de iktidara sanki daha dün gelmiş gibi konuşuyorlar. Sayın Erdoğan’a göre korona dönemini başarıyla atlatmışız, bunu da partili cumhurbaşkanlığı sistemine borçluymuşuz. Sayın Erdoğan; ekonomide, salgın yokken de salgın döneminde de başarısızsınız. Türkiye daha salgın yokken yüzde 1 büyüdü. Bu başarısızlığınızın sebebi de o çok övündüğünüz taraflı cumhurbaşkanlığı sisteminiz ve zihniyetiniz. Şimdiye kadar yaptıkları ‘reformlarla’; adil rekabet yerini müdahaleye, fırsat eşitliği yerini kayırmacılığa, verimlilik yerini ranta bıraktı. Kurumlarımız çökertildi, yerine tek bir kişinin keyfi konuldu.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 3937 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:00:01:01
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x