Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Kürtçenin resmi olarak kullanılmasını doğru bulmadığına dair açıklamaları Diyarbakır Barosu tarafından protesto edildi.
Diyarbakır’da Metina ve Badigan aşiretinin katkısıyla barış için buluşturulan Yurtçu ve Duran ailesinin barış törenine katılan Feyzioğlu, AMED Radyo ve TV'de 'Soruyorum' adlı programda soruları yanıtladı. Feyzioğlu, "Kürtçe eğitimle ilgili veya Kürtlerin ana dil talebiyle ilgili neler söylemek istersiniz?" sorusu üzerine şöyle konuştu:
'Bu Konuda Epey Yol Alindiğini Düşünüyorum'
"Bu konuda epey yol alındığını düşünüyorum. Çarşıda, pazarda, sokakta konuşulduğunda 'cezalandırılacaktır' diye genelgelerden, kanunlarla cezalandırmalardan geldiğimiz süreci bir hatırlayalım. Süreçte hiçbir ilerleme yok, hiçbir şey yapılmadı şeklinde yaklaşıldığında, emek harcayanlara, bedel ödeyenlere haksızlık etmiş oluruz diye düşünüyorum. Geçtiğimiz günlerde bir kitap hediye ettiler bana. Sinan Sabri diye bir şairimiz var. 'Dili dağlanmış şairler' diye bir kitap. Kitabın özü şu. Türkçe yazan Kürt şairler ve dili dağlanmış şairler. Neden Türkçe yazdıları irdeliyor. Yazmak zorunda mı kaldılar, kendilerini daha mı rahat ifade ettiler vs... Bir anadil tartışmasına hiç kuşkusuz giriyor. Ben bu konuda net bir şekilde düşüncelerimi uzun yıllardır dile getiren bir insanım. İnsanın anadilin seçme hakkı yok. E adı üstünde anadili. Siz bununla doğuyorsunuz."
'ABD, Faransa, Almanya Çift Dilliliği Bölünme Tehlikesini Düşünerek Kabul Etmemiş'
"İhtiyari anlamda bunda bir serbestlik var. Yani isteyenin dilini öğrenme imkanı var. Dolayısıyla, ha bir de yanılıyorsam düzeltiniz, bir takım Kürtçe bölümler de açıldı üniversitelerde. Fakat galiba öğrenci de bulamadı. (Sunucu araya girerek kontenjan sorunu olduğunu anlattı) Öğrenmeye hepimizin açık olması lazım. İhtiyarı anlamda, anadili öğrenebilmesinden yanayım ama kamuda çift dillilik, resmi anlamda çift dillilik dediğiniz zaman, örneğin bir ABD'yi alıyorum, bir Fransa'yı alıyorum, bir Almanya'yı alıyorum, bu ülkede resim anlamda çift dilliliği bölünme tehlikesini düşünerek kabul etmemiş durumdalar. O itibarla, Diyarbakır'dayım diye farklı, Ankara'ya gidince farklı konuşmam... Ben net bir şekilde söylüyorum. Resmi dil anlamında çok dilliliği dünyadaki pek çok üniter devlet gibi ben doğru bulmuyorum. Ama bir insanın anadilini konuşması ve öğrenebilmesi onun çok temel bir hakkıdır. Onun duygusal ihtiyacıdır zaten."
'Bu Biraz Devletin Başarisiyla İlgilidir'
Feyzioğlu, "Son zamanlarda görüyoruz ki, Türkiye'nin çeşitli illerinde tabelalar değiştiriliyor, Kürtçeler indiriliyor. Hukuksal açıdan buna nasıl bakarsınız" sorusu üzerine, "Bir yasal dayanağı varsa birisinin bana göstermesi lazım. Ben yasal dayanağı olduğunu bilmiyorum. Belediye mevzuatının uzmanı değilim. Ama İngilizce tabelalar var, veya Rusça var Arapça var vesaire" dedi.
İstanbul'un Kürtlerin en çok yaşadığı şehir olarak bilindiğini söyleyen sunucunun, "Neden herhangi bir tabela yapılmadı. Hiç Kürtçe tabela asılmadı da birden bire son birkaç yılda Suriye ile ilgili, hem resmi hem vatandaşın kendi tabelalarında çok sayıda Arapça olması..." demesi üzerine ise Feyzioğlu şu ifadeleri kullandı:
"Bu biraz devletin başarısıyla da ilgilidir. Biz resmi dilin Türkçe olması sayesinde... 1930'ları çok aştığımızı kabul edelim. Artık Türkçe konuşuyoruz: Birbirimizle Türkçe anlaşıyoruz. Türkçe resmi dilimiz olduğu için... Ortak dilimiz aynı zamanda. Ben ABD'de çok çeşitli vesilelerle bulundum. Tecrübemi aktarayım. Herkes İngilizce konuşuyor fakat İspanyolca bilmeyen ABD7iller de İspanyol kökenli ABD'lilerle daha duygudaş olmak için İspanyolca öğrenmeye gayret ediyor. İstanbul'da Kürtçe tabelaya ihtiyaç var mı? Ama Türkçe biliyor. Buradan bir yere varır mıyız bilmiyorum ama, Suriyeliler veya gelen Araplar anlamıyor. Anlaması için... Tabela nedir? Anlaması için..."
Diyarbakır Barosu, Feyzioğlu'nu protesto etti. Açıklamada, "'Resmi anlamda çift dillilik bölünme tehlikesidir. Resmi anlamda çok dilliliği doğru bulmuyorum. Türkçe tabelalar için yasal dayanak varsa gösterin. Kürtçe tabelaların olmamasına ilişkin, 'Kürtler Türkçe biliyor fakat Suriyeliler Türkçe bilmiyor' şeklindeki cevaplarıyla aleni bir şekilde ayrımcılık yasağına aykırı söylemlerde bulunmuştur" denildi.