Kasım 2016’dan beri tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi’nden avukatları aracılığıyla Artı Gerçek’e yazan Demirtaş, önümüzdeki ilk seçimlerin sonucunda HDP seçmeninin davranışının belirleyici olacağını ifade etti.
“Sanırım bu görüşe katılmayan yoktur” diyen Demirtaş şöyle devam etti: “Elbette bu durum, HDP seçmenlerinin oyunu diğer seçmenlerin oylarından daha değerli kılmaz. Bununla birlikte, HDP’nin ittifaklar dışı konumlanması onun stratejik önemini artırmıştır. AKP-MHP blokunun HDP’ye ve HDP üzerinden diğer muhalefete bunca ölçüsüz, ahlaksız, sınırsız saldırmasının nedeni de budur.”
Demirtaş, HDP’nin 2019 yerel seçimlerindeki stratejisini şöyle hatırlattı: “Yerel seçimlerde HDP, millet ittifakının içinde değildi, halen de değil. Dolayısıyla millet ittifakının hiçbir belediye başkanı adayı HDP’li değildi ya CHP’liydiler ya da İYİ Partili. HDP o dönemde ne yaptı? CHP’li adayları dışarıdan destekleme kararı aldı ve o adaylara kazandırdı. İYİ Partili adaylara karşı da kendi adayını çıkardı.”
“Aynı denklem cumhurbaşkanlığı seçimi için de geçerli” diyen Demirtaş’ın bunu şöyle anlattı:
“Meclis seçimlerine HDP zaten parti olarak tek başına gireceğini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise HDP’liler muhalefetin ortak adayına oy versinler diye Erdoğan, Bahçeli ve şürekaları her gün HDP’li seçmenleri motive etmeyi sürdürüyor. Ve evet, bu basit denklemi bile çözebilecek kadar akıldan ve ferasetten yoksunlar. Cumhur ittifakı, HDP’ye bu kadar hukuksuz, ahlaksız saldırıları sürdürerek kazanacağını sanıyorsa fena halde yanılıyor.
Sonuç olarak HDP de seçmenleri de Türkiye’de gerçek bir huzur, uzlaşı, demokrasi ortamı istiyorlar. Eşitçe ve özgürce, bir arada yaşayalım diyorlar. Seçimlerde partilerinin yanında çelikten bir irade gibi durmaya devam edeceklerinden kuşkum yok. Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ise ne yapacaklarını şimdilik bilemiyoruz ama ne yapmayacaklarını çok iyi biliyoruz, aptallık etmeyecekler. Her zamanki gibi akılla ve vicdanla hareket edecekler.”
Demirtaş yazısının sonuna şu notu düştü: “Tüm Bilal’lerden özür dileyerek tane tane anlattım, daha ne yapayım?”