Demirtaş: Öcalan'ın yazısını bize bakan getirdi

HDP'nin önceki dönem Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu olduğu davada ilk kez duruşma salonunda. Demirtaş savunmasını yaptı.

14.02.2018, Çar - 15:39

Demirtaş: Öcalan'ın yazısını bize bakan getirdi
Haberi Paylaş

Selahattin Demirtaş, tutuklu bulunduğu davada 460 gün sonra savunma yaptı. Demirtaş savunmasında, 2010 referandumu öncesinde Abdullah Öcalan'ın el yazısı ile yazılmış 'Evet oyu verin' talimatının kendilerine bir Bakan tarafından getirildiğini, Cumhurbaşkanlığı adaylığının ise İmralı üzerinden engellenmeye çalışıldığını söyledi.

HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu olduğu davanın ikinci duruşması Sincan Cezaevi’nde kampüsünde bulunan duruşma salonunda başladı. HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli’nin de izlediği davaya, 20 kişilik izleyici sınırlaması getirildi.

Davayı izlemek için yurt dışından gelen heyetler de duruşma salonuna alınmadı. Salona alınmayan yabancı heyetlerin içinde Almanya, Norveç, Danimarka, Kanada, İsveç, Birleşik Krallık, Hollanda, Fransa, İrlanda büyükelçiliklerinin temsilcileri de var.

Uluslararası Heyet Duruşmaya Alınmadı

Yine Fransa Komünist Partisi temsilcileri Sylvie Jan ve Michel Laurent, Norveç’ten insan hakları Savucuları Bente Knagenhjelm ve Kari Torsteinson, Londra Barosu’ndan avukatlar Margaret Owen, Ali Has, Stephen Knight, Almanya Sol Parti Berlin Eyalet Parlamentosu Üyesi Hakan Taş, Danimarka Kırmızı-Yeşil Birlik Milletvekili Søren Søndergaard, İtalya’dan avukat Giacomo Gianolla da duruşma salonuna alınmayanlar arasında.

Leyla Halid De Duruşmaya Alınmadı

HDP kongresine katılmak için Türkiye’ye gelen Filistin özgürlük mücadelesinin simge ismi Leyla Halid de duruşma salonuna alınmadı. İçeriye alınmaması üzerine salon önünde kısa bir açıklama yapan Leyla Halid, “Selahattin Demirtaş'ın duruşmasını izlemek için geldik, ancak polis bizim içeriye girmemize izin vermiyor. Korkunç bir şey. Çünkü demokrasilerde böyle bir şey olmaz. Bu durum yargının bağımsız olmadığını gösteriyor” dedi.

Davanın ilk duruşmasına kelepçe takılmasına karşı çıktığı için getirilmeyen Demirtaş’ın ilk kez getirildiği duruşma, kimlik tespiti ile başladı. Tam 460 gün sonra tutuklu bulunduğu ana davadan duruşma salonuna gelen Demirtaş, savunma yaptı.

Demirtaş Gazete Manşetlerini Gösterdi

Savunmasında hakkındaki iddianamenin kabulüne ilişkin itirazlarını sıralayan Demirtaş, dokunulmazlıkların kaldırılması öncesindeki gazete manşetlerini tek tek mahkeme heyetinin dikkatine sundu. Demirtaş, "Şu kadar yayını Demirtaş uzaylıdır diye yazsalardı, herkes benim uzaylı olduğuma inanırdı. Dokunulmazlıkların kaldırılmasından önce medyaya taşınan manşetlerle bir algı operasyonu oluşturulmuştur" dedi.

'Hukuk Rezaletine Ses Çıkarmadınız!'

Anayasa 83/2. maddesine atıfta bulunan Demirtaş, "Meclis kararı olmadıkça tutuklanamayacağını, ancak buna rağmen 15 aydır tutuklu olduğunu belirtiyor. Mahkeme bu denetimi de 15 ay boyunca yapmadı. Milletin iradesini korumanız lazım, Selahattin Demirtaş’ın değil! Parlamento korkuyor, yargının cesur olması lazım. Denetim ancak böyle sağlanır. Her gün kanunlar çıkarılıyor, Anayasa değişikliği yapılmaya çalışılıyor, milletin iradesi olan bizler de bu olanları bir hücrede izlemek durumunda bırakılıyoruz. Biz de izliyoruz, yargı da izliyor. AKP Parti Sözcüsü; Meclis’te tutuklamadık, uzun süre tutuklamadık diyor, yargı yerine karar verdiklerini alenen beyan etmiş oldular. Tarihin tekerrürden ibaret olduğu düşünülebilir ama öyle değildir. Demokrasi güçleri bugüne dek büyüyerek geldi. 1,5 yıl içerisinde 3000’ne aşkın HDP’li tutuklandı. HDP bir anda suç işleme kararı mı aldı? Yargı bir anda HDP hakkında karar mı aldı? Anayasa değişikliğini yapmak için HDP’yi kriminalize etmeleri gerekiyordu, o nedenle usule uygun olmayan şekilde bizleri tutukladılar. 31 fezlekeden 1 fezleke tarafıma tebliğ edildi. Geri kalan 30 fezlekeden gizlilik kararı sebebiyle haberdar olamadık ama 31 fezleken savunmam isteniyor. Soruşturmadan bu yana dosya önünüze siyasi saiklerle geldi. Ancak siz usule aykırılıkları gidermek yerine, heyet olarak emniyet müdürlüklerine yazı yazarak başka deliller elde etmeye çalıştınız. Şu ana kadar adil yargılanacağıma dair en ufak bir izlenim edinmedim. Lehime olan delillere dair tek işlem yapılmadı. Heyet olarak bugüne kadar olan hukuk rezaletine ses çıkarmadınız. İçeride de olsak dışarıda da olsak bu ülkenin demokratikleşmesi için çalışmaya devam edeceğiz..."

Mahkemeye Taleplerini Anlattı

Şu ana kadar adil yargılandıkları yönünde bir izlenim edinmediklerini belirten Demirtaş, mahkemeden talepleri olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: "Öncelikle bu aşamada durma kararı verilsin ve Anayasa Mahkemesine, Anayasa'nın 20. ek maddesini, her ne kadar Anayasa değişikliği olsa da, bir meclis kararı olması gözetilerek, somut denetimin yapılabilmesi için başvurulmasını istiyorum. İkinci talebim; sizler dokunulmazlığın kaldırılmasıyla ilgili iddiaları ciddi görüyorsanız, Anayasa Mahkemesine götürmeyip, dosyayı parlamentoya iade ederek dokunulmazlığın usulüne uygun bir şekilde kaldırılarak, tarafınıza iadesini isteyip durma kararı verebilirsiniz. Üçüncü talebim de yargılamanın bu şekilde yapılamayacağına karar verip düşme kararı alabilirsiniz. 'Ben bu iddianameyle bu yargılamayı yapamam. Çünkü dokunulmazlık denetimi yapılmamış. Bir milletvekilinin parlamentoda yaptığı konuşmaya yönelik ben bir soru soramam. Ben bu iddianameyi sanığın yüzüne okuyup suçlayamam' diyorsanız ki öyle demeniz lazım. Düşme kararı verip bütün fezlekeleri ilgili savcılıklara iade edip, 'sen bunu bir de sorumsuzluk açısından incele, dokunulmazlıklar nisbi dokunulmazlığa mı, mutlak dokunulmazlığa mı giriyor bu yönde soruşturmayı derinleştir' diyerek iddianameyi parçalara ayırarak düşme kararı verebilirsiniz. Son talebim de sizler bizzat sorumsuzluğu tespit edebilirsiniz. Savcılara bırakmadan Ağır Ceza heyeti olarak durma kararı verip, parlamentodan isteyeceğiniz belgelerle 31 fezlekeden sorumsuzluk kapsamına girenleri çıkarıp, diğerleriyle ilgili yargılamaya durduğu yerden devam edebilirsiniz" diye konuştu.

Jandarma Etten Duvar Ördü

Mahkeme, taleplerin ardından duruşmaya ara verdi. Bu sırada salondan çıkarılmak üzere ayağa kalkan Demirtaş, izleyiciler bölümündekilere el salladı. Bunun üzerine jandarma Demirtaş'ın gözükmemesi için etrafında etten duvar ördü. Avukatların itirazları üzerine Demirtaş, salonda bulanan milletvekilleri ile bir süre selamlaştıktan sonra salondan çıkartıldı.

Davanın öğleden sonraki bölümünde mahkeme, Demirtaş'ın tüm taleplerinin reddine karar verdi.
Mahkeme, anayasanın 148. maddesinin birinci fıkrasında anayasa değişikliklerinin sadece şekil bakımından denetlenebileceği, somut norm denetimi yapılamayacağını öne sürdü.

‘Sen’, ‘Siz’ Tartışması

Bu sırada mahkeme başkanının Demirtaş’a “Fezleke fezleke mi savunma yapacaksın?” diye sormasına avukatlar “siz” “siz” diye seslenerek karşı çıktı. Söz alan bir avukat da “sen” diye seslenmenin yargılamanın tarafsızlığına gölge düşüreceğini ifade etti. Mahkeme başkanı, “Tamam, benden kaynaklandı” diyerek itirazı kabul etti. Dosya kapsamında yargılama yaklaşık 500 sayfalık iddianamenin 20 sayfalık özetinin okunmasıyla başlandı.

‘İddianame Değil İftiraname’

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; daha sonra tekrar söz alan ve iddianame için “iftiraname” diyen Demirtaş savunmasında, “Benim suçlu olduğuma benim söylediklerime bakarak karar vermeyeceksiniz. Benim hakkımda söylenenlere bakarak karar vereceksiniz. Bu nedenle ben benimle ilgili söylenenler hakkında konuşacağım” dedi.

‘Erdoğan ‘Vekil Tutuklu Yargılanmaz’ Dese İçeride Vekil Kalmaz’

“Ailelerin, çocukları için avukatlara değil AKP başkanlıklarına gittiği” bir dönem yaşandığını söyleyen Demirtaş şöyle devam etti, “Halkın iradesine inanmayan liderin kalıcılığı yoktur ama onlar kendi dönemlerinin majesteleridir bu da gerçektir. Örneğin Recep Tayyip Erdoğan, ‘milletin vekili tutuklu yargılanamaz bu milletin iradesine aykırıdır’ desin içeride milletvekili kalmaz. Böyle tahliye olacaksam hiç olmayayım. Benim dosyam üzerimde yargılamaya kim boyun eğer bilmiyorum ama ben boyun eğmeyeceğim. Bu bir kumpas davasıdır. Zorba iktidarların rüyası halkın kabusudur. Her imparatorun rüyasının arkasından koşulmaz.”

‘Bakan Eliyle Öcalan Talimatı Getirdiler’

“Ben neden tutukluyum. Kaçtım mı? Delilleri karartma durumum mu vardı. Hayır, referandum vardı” diyen Demirtaş 2010 referandumuyla ilgili şunları söyledi, “Şahsımla ilgili özel hassasiyetleri var hazretlerinin. 2010 referandumunda boykot kararı aldık. Ama ‘Evet’ denilmesi için baskı yapıldı. Oslo çözüm süreci olarak bilinen partimin içinde olmadığı, PKK ile devletin yaptığı görüşmeler vardı. Biz ‘referanduma sunulan anayasa değişikliğinde dil-kültür ile bir düzenleme olmalı. HSYK, Yüksek Yargı düzenlemesi tehlikeli, olmaz’ dedik. Boykot kararı aldık. ‘Kandil’den talimat alıyor’ diyenler, Öcalan’ın el yazısıyla bir bakan aracılığıyla İmralı’dan yazı getirdiler. Referandumda ‘evet’ oyu vermemiz için yapıldı bu. İnkar edilirse burada tanık dinletiriz. Yazıda ne vardı? Yazıda, Öcalan, ‘Anayasa değişikliği yeni bir çözüm süreci diyaloğun önünü açar mı. Değerlendirmenizi rica ederim’ diyordu. Bunu bize Öcalan’ın talimatı olarak hükümet getirdi…. ‘Öcalan’ın talimatı’ diye bunu getirdiler. Ama biz son dakikaya kadar boykot tavrını sürdürdük. Majesteleri kabul etmedi, ‘hani Öcalan’dan talimat alıyordu bunlar’ demiş. Sen misin Oslo da çözüm süreci yürütülürken anayasa değişikliğini desteklemeyen.”

‘Cumhurbaşkanı Adaylığım Çekilmeye Çalışıldı’

“Majestelerinin kendisi, partisiyle ilgili husumeti anlattığını” söyleyen Demirtaş, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde ‘İmralı üzerinden’ adaylığını geri çekmesi için baskı yapıldığını da söyledi. Demirtaş, “Kampanyanın son 10 günü bir gazeteci geldi. ‘Hem çözüm süreci hem de aday mı oluyor?’ diyor’ dedi. Benim yanıtım ‘kendisinin kölesi miyim’ oldu. Bir aracı ile ‘Beyefendi rahatsız. Çözüm sürecini hiç mi düşünmüyor diyor’ haberi geldi. Biz kendisinin kölesi olmadığımızı söyledik. Bunun tanığını da dinletebilirim” dedi.

Demirtaş sözlerine şöyle davam etti: "Kanıtın yokluğunda, ağır cezanın kendisi kanıt haline gelir. Benim suçlu olup olmadığıma bakıp karar vermeyeceksiniz, benimle ilgili söylenen, rivayetler ile ilgili yargılama yapacaksınız. Belgenin başına iddianame yazmakla hukuken bir belgeden söz etmek mümkün değildir. Recep Tayyip Erdoğan bugün milletvekillerinin yargılanması mümkün değildir dese ertesi gün tutuklu milletvekili kalmaz. Böyle tahliye olacaksam hiç olmayayım daha iyi."

Nerina Azad
Bu haber toplam: 15403 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:06:15:38
Bu gönderiye hiç yorum yapılmamış! İlk yorum yapan kişi olmak ister misin?
Nerina Azad
x