Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Merkez Yürütme Kurulu, toplantısı öncesinde güncel gelişmelere ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından HDP\'li milletvekillerinin son süreçte yoğun bir şekilde ifadeye çağrılması ve en son 7 HDP\'li vekil hakkında \"zorla getirilme\" kararı verilmesiyle tartışmalarıyla birlikte Demirtaş\'a, Başbakan Binalı Yıldırım\'ın kullandığı \"Tıpış tıpış gelip ifadesini verecek, yağma yok\" ifadeleri yöneltildi.
\'Ne Şekilde Gideceğimiz Başbakan\'ın İşi Değil\'
Demirtaş, bu sözleri sarf eden Başbakan\'a şu cümlelerle yanıt verdi:
\"Hakkımızda 550\'den fazla dosya var. Sadece benim hakkımda 102 dosya var. Mahkemeler tebligat yaparlar, bizim tutumumuz bellidir. Zorla getirme çıkartılarsa bunu uygulayıp, uygulamamak da kolluk gücünün takdirine bağlıdır. Yetki mahkemenindir, Başbakan\'ın değil. Her şeyden önce mahkemeye intikal etmiş bir konuda Başbakan\'ın halen konuşuyor olması zaten mahkemelerin yargının bağımsızlığı kalmadığı, yargıda bir hukuk düzeninin kalmadığını en açık itirafıdır.
“Tıpış tıpış mı gideriz başka şekilde mi gideriz bu Başbakan\'ın işi değildir. Başbakan\'ın görevi de değildir. Biz mevcut durumda dokunulmazlıkların kaldırılmasının zaten Anayasa\'ya aykırı olduğunu her ortamda ifade ettik. Bizim yargıya karşı saygımız sonsuzdur, ama bağımsız ve adil bir yargıya karşı son derece saygılı olacağımızı ifade ettik. Doğrudan savcıların ve yargıçların siyasetten emir aldığı bir düzende hiç kimsenin yargılama konusunda güvenliği yoktur. Bizim de karşı karşıya olduğumuz durum budur. Biz her hâlükârda kendi bildiğimiz siyasi tutumu savunmaya devam edeceğiz. HDP, bu ülkenin barışı çok önemli bir partidir. Yargı eli ile HDP\'yi tasfiye etmek doğru bir tutum değildir.\"
İçişleri Bakanı\'na Yanıt
Demirtaş\'a basın mensuplarınca yöneltilen bir diğer soru DBP\'li belediyelere kayyum atanması tartışmalarıyla bağlantılı olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu\'nun Kürt siyasetçilere yönelik \"Ya herro ya merro devletin gücünü anlamayanlara gerekli cevabı vereceğiz\" şeklindeki ifadeleri oldu.
Demirtaş, Soylu\'nun bu sözlerine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
\"Darbe girişimi sonrası Türkiye önemli bir fırsat yakalamıştı. Bu iç barışın sağlanması fırsatıydı. Hükümet bunu değerlendirmek istemedi, tam tersine şovenizm dalgası yaratmak istedi ve bunun etrafında birlik beraberliği sağlamak hükümetin daha fazla hesabına geldi. HDP\'ye saldırının bu kadar yoğun olmasının nedeni budur. Türk ırkçılığını bize saldırtarak köpürtmek istiyorlar ve buradan oy devşirmek istiyorlar. Belediyelere kayyım meselesi de budur, dokunulmazlıkların kaldırılması meselesi de budur. Bize yönelik devam eden bu ithamların da nedeni budur.
\'Herro Olmazsa Merro Olur\'
“Yeni atanan İçişleri Bakanı\'na da şunu söylemek istiyorum; \'Ya herro ya merrro\' iki seçeneklidir. Herro olmazsa merro olur, kendisi bilir.\"