Demirtaş, Kürtler olmadan demokrasiyi inşa etmenin mümkün olmadığını belirterek sol kesimlere ortak tutum belgesi oluşturmaları ve bir araya gelmeleri çağrısında bulundu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, solun ortak tutum belgesi oluşturması ve ilkelerini kabul ettirmesi konusunda çağrıda bulunarak “CHP ve HDP içindeki sol kesimler başta olmak üzere TİP, EMEP, Sol Parti, KSP gibi partilere önemli roller düşüyor” ifadesini kullandı.
T24’ten Murat Sabuncu’ya konuşan Demirtaş, yeni kitabı Efsun’a dair soruları yanıtladı ve güncel tartışmalara ilişkin görüşlerini ifade etti.
Edirne F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan Demirtaş, kendini siyaseten yalnız hissetmediğini belirterek “Siyasal bakımdan kendimi asla yalnız hissetmedim. Beş yıllık hapislik sürecimde de siyaseten hep çok kalabalık hissettim. Bununla birlikte, insan olarak yalnız hissettiğim zamanlar da oldu. Bu çoğu zaman, anlaşılmamaktan kaynaklı öznel bir yalnızlıktı. Halen bu duyguyu zaman zaman hissettiğim anlar oluyor” dedi.
“Amacım spekülasyon değil, insani ilişkilerin önemiydi”
İYİ Parti Lideri Meral Akşener ile kahvaltı yapma yönünde sözleri hatırlatılan Demirtaş, insani ilişkilere dikkat çekmek istediğini belirtti:
“Aslında ben diyaloğun, temas etmenin sorunların çözümünde çok önemli ve belirleyici olduğuna dikkat çekmek için o kahvaltı örneğini vermiştim. Kimileri bunu o kadar aşağılık bir tarzda kullandı ki, bu durum siyasette diyaloğun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ispatlar oldu. Benim amacım spekülasyon yaratmak değil, insani ilişkilerin önemine dikkat çekmekti. Ancak toplumla konuşabilenler, topluma dokunabilenler, tüm farklı kesimlerle aynı sofraya oturabilenler gelecekle ilgili söz sahibi olabilirler. Geri kalanlar siyasetin çöp sepetine yuvarlanıp gidecektir. Ben şahsen elimi de gönlümü de kapımı da herkesle ilkeli diyaloğa açık tutmaya devam edeceğim. Çünkü halkın çektiği eziyeti başka türlü bitiremeyiz, toplumu huzura ve refaha kavuşturamayız.
“Kürtler olmadan demokrasi yumurtasız menemene benzer”
Türkiye’de mevcut muhalefete dair konulşan Demirtaş, Kürtler ve solun olmadığı bir demokrasinin mümkün görünmediğini kaydetti:
“Sol olmadan, emeğin sesi ve temsilcileri olmadan, Kürtler veya diğer ötelenmiş kesimler olmadan demokrasiyi inşa etmeye çalışmak, yumurtasız menemen demeyeceğim, yumurtasız ve domatessiz menemen yapmaya benzer. Kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın, demokrasi dediğimiz şey herkesin eşit mücadele imkanlarına ve araçlarına sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Kürtlere ve solculara devleti, iktidarı, siyaseti, bürokrasiyi veya sivil alanı kapatarak inşa edilecek şey asla demokratik bir sistem olamaz. En fazla, yeni veya yenilenmiş sağ otoriterizmin temelleri atılmış olur.
“Tutum belgelerini açıklamalı, kamuoyuna mal etmeye çalışmalı”
Demirtaş ayrıca sol hareketlerin bir araya gelerek tutum belgesi açıklaması gerektiğini belirterek, “Dolayısıyla demokrasi isteyen herkes, kimsenin dışlanmadığı ortak bir masayı savunmalı ve dayatmalıdır. Bundan kast ettiğim, tüm kesimlerin seçim ittifakı yapması değil. Örneğin sol hareketler yan yana gelerek kendi tutum belgelerini açıklamalı, kamuoyuna mal etmeye çalışmalılar. Sonrasında da ittifaklara ve cumhurbaşkanı adaylarına bu ilkeleri kabul ettirmek için çaba göstermeliler” ifadelerini kullandı.
“CHP ve HDP içindeki sol kesimler başta olmak üzere TİP, EMEP, Sol Parti, KSP gibi partilere önemli roller düşüyor”
Bir araya gelip ortak tutum belgesi açıklamanın tarihi bir sorumluluk olduğuna vurgu yapan Demirtaş, mevcut sol partilere önemli rol düştüğünü aktardı:
“Burada ilk görev, ilk hamle sola düşüyor. Sol, kendi varlığını ve gücünü görünür kılamazsa kimse sola, ‘Hadi gel, senin de taleplerini dinleyelim’ demez. Ne yazık ki, solun da içine düştüğü tarihsel ve trajik parçalanmışlık, fraksiyonel veya partisel tutuculuk solda birliği neredeyse imkansız kılıyor. Buna rağmen ben çağrımı tekrarlıyorum. Bir çalıştayda ya da bir konferansta, nasıl olursa olsun bir araya gelmek ve ortak bir tutum belgesi oluşturup deklare etmek tarihi bir sorumluluktur. Burada, CHP ve HDP içindeki sol kesimler başta olmak üzere TİP, EMEP, Sol Parti, KSP gibi partilere önemli roller düşüyor. Bunu yapmazlarsa Türkiye emekçilerine karşı büyük mahcubiyet duyacaklarını şimdiden söyleyebilirim.”