Erdoğan'ın, Kobanê düşmanlığı tam gaz devam ediyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Estonya dönüşü uçakta kendisine yakın gazetecilerle konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Estonya dönüşü uçakta kendisine yakın gazetecilerle konuştu. Erdoğan, “PYD terörist” söylemini sürdürürken, “Kobani Kürt mü Arap mı? Adı üstünde Ayn el Arap” ifadesini kullandı.
Hürriyet’ten Akif Beki’nin aktardığına göre Erdoğan’ın “Son PKK eylemleri ve barış sürecine yönelik saldırılar bu büyük oyunun içinde mi?” şeklindeki soruya yanıtı şöyle oldu:
‘PKK VE UZANTISI BARIŞI İSTEMİYOR’
“Tabii, PKK bir defa Türkiye’de barışı istemiyor. PKK’nın uzantısı olan siyasi parti (HDP) de barışı istemiyor. İki kere iki dört. Bunlar sadece, meydanlara çıktıkları zaman, barış, özgürlük derler ama işte yapılanları görüyorsunuz. Daha yeni Kağızman’da gittiler, ciddi bir baraj inşaatında iş makinelerini yaktılar. Sen Kürt’e hizmet gitmesini istemiyorsun yahu. Bunların Kürtleri düşünmek diye bir derdi yok. Bunların derdi başka. Bunların derdi, bu ülkeyi kendi içinde karıştırmak, barış ortamından bu ülkeyi bir kere tamamen, gerilim, kavga ortamına, kaos ortamına sürüklemek. Tabii 11 yıldır bunu başaramadı. Bunu başaramadıkları için çok rahatsızlar. Sizi rahatsız eden ne? Yapılan yollar mı, yapılan okullar mı, o yaktığınız okullar mı, yapılan hastaneler mi? Sizi rahatsız eden ne?”
“Bu süreçtir, süreç devam eder. Ne zamana kadar? Çözüme kadar devam eder. Burada bu işin sosyolojik analizini yaparak bir yere geldik. Bundan Güneydoğu’daki vatandaşların hepsi memnun ama terör örgütü bu işten memnun değil ve onu pazara çıkarıyorlar. Uzantısı (HDP), o da memnun değildi çünkü onun üzerinden pazarlıklarını yapıyorlardı. Fakat İmralı gördüğüm kadarıyla rahatsız oldu ve ‘Çözüm sürecini bozmayın.’ açıklamasını yaptı. ‘Engellemeyin vesaire’ dedi. Yani burada da, 2015 final yılı olacak gibi yaklaşımları çok çok yanlış buluyorum. Bu noktada bizim için her an finaldir, her an başlangıçtır. Bunun böyle bilinmesi lazım. Yol haritası zaten yayınlandı.”
‘PYD, PKK İLE EŞ BİR TERÖR ÖRGÜTÜDÜR’
Obama ile yaptığı görüşmeye değinen Erdoğan,
“Görüşmeler esnasında benim Obama’ya söylediğim şuydu: ‘PYD’ye yapılacak olan bu yardımları tasvip etmemiz mümkün değil. Çünkü PYD, PKK ile eş bir terör örgütüdür. Bunu PYD kendisi kabul eder veya etmez, ama biz PYD’nin uygulamalarını biliyoruz, görüyoruz ve PKK’nın içerisindeki Suriyeli lider kadrolarının, PYD içerisinde savaştığını da bilenlerdeniz.’ Sayın Obama’nın görüşmeden sonra kalkıp hemen 3 tane C130’la, silah ve mühimmatı Kobani’ye indirmiş olmaları gerçekten tasvip edilmez. Ne oldu? Bu indirilen silahların bir kısmı PYD’nin eline düşerken, bir kısmı da IŞİD’in eline düştü. Şimdi bunun Musul’da olandan bir farkı var mı? Yok. Musul’da da Maliki ordusu kaçtı, Amerika’nın Ordu’ya vermiş olduğu bütün o ağır silahlar tank, top, diğer uzun menzilli o silahların hepsi kimin elinde kaldı? IŞİD’in elinde kaldı\" dedi.
‘KOBANİ NİYE STRATEJİK, KOBANİ BOŞ BİR ŞEHİR’
“Bütün bunlar ortada iken Kobani ABD için niçin bu kadar stratejik? Eğer stratejik ise bizim için öyle olması lazım. Çünkü burası bizim sınırımızda, buranın ABD ile hiçbir alâkası yok. Bu konuda bana verilebilen bir cevap da yok. Bana söylenen (Obama tarafından) tek bir şey var: “Eğer Kobani düşerse IŞİD ‘Bak ben Amerika’ya karşı koalisyon güçlerine karşı büyük bir zafer kazandım’ edasıyla dolaşacak.” Dediği bu. Ben de Obama’ya ısrarla şunu söyledim; Bakın şu anda Kobani boş bir şehir, 200 bin insan benim ülkemde. Onlara ev sahipliğini şu anda biz yapıyoruz… Biz, Suriye’den ülkemize geçenlere şu ana kadar 4.5 milyar dolar destek vermiş bir ülkeyiz. Buna rağmen, ‘Siz ne yapıyorsunuz? Ne yediriyorsunuz, ne giydiriyorsunuz, bunun kaynakları nereden geliyor?’ diye kimse bize sormuyor. Amerika, Koalisyon Güçleri şu anda havadan bombalıyorlar. Kısmen faydası yok değil, var ama karadan operasyonlar olmadığı sürece buradan netice almak mümkün değil.”
‘PYD’NİN DESTEKÇİSİ REJİMDİ’
Erdoğan, “Salih Müslim’in bir demeci var. Diyor ki kimse bizi Suriye’deki rejimle savaştıramaz. Bunu açıkça söylüyor...” şeklinde soruya ise şu yanıtı verdi:
“Zaten PYD’nin önceki destekçisi kimdi, rejimdi. Rejim daha sonra PYD ile arayı açtı. Ondan sonra da belli bir süre de, aynı zamanda IŞİD’i de destekledi. IŞİD’e her türlü desteği verdi. Bu arada Obama ile yaptığım görüşmede, ‘Ben bu gece hemen Barzani ile gerekirse görüşürüm, kendilerinden Peşmergeleri gönderme işinin hızlandırılmasını isterim’ dedim. Gece 02.00, kendisiyle bu görüşmeyi yaptık. Obama’nın verdiği cevap şuydu: ‘Kobani’dekiler 2-3 gün bile dayanamazlar. Ellerinde herhangi bir silah mühimmat kalmadı.’ Dedim ki Obama’ya: ‘Biz kendi üzerimizden oraya peşmergelerin geçişini sağlayacağız.’
‘TEZGAH BOZULACAK’
Tabii oradakilerin hesapları bana göre farklı. Neydi hadise? PYD peşmergenin gelmesini istemiyor. Peşmerge oraya gelirse, Kobani’ye peşmerge hakim olur diye peşmergeyi istemiyor. Yani, Kürt’müş, Arap’mış, Türk’müş o mesele değil. PYD, oraya peşmergenin gelmesi durumunda oyununun bozulacağını düşünüyor. Tezgah bozulacak. Bundan dolayı peşmergeyi istemiyor. Sayın Obama’ya şunu da söyledim: ‘Birinci derecede tercihimiz, Hür Suriye Ordusu’dur’ dedim. Ve biz, Hür Suriye Ordusu ile de görüşürüz’ dedim. Ve nitekim her iki tarafla yapılan görüşmelerde, Kuzey Irak yerel yönetimi Barzani onlar kabul ettiler.
‘TUZAK KURULUYOR’
Hedef neydi? Spekülasyonların ortadan kalkması için bunları söylemek zorundayım: Hedef 2000 kadar peşmergenin gelmesiydi. İlk etapta 500 göndereceklerdi fakat daha sonra PYD bu sayının 155’e inmesini… Hatta onlar 155’i de istemediler. ‘Bize ağır silah gönderin.’ Dediler. Tabii. Kuzey Irak yönetimi dedi ki, ‘Hayır, biz silahı size göndermeyiz. Biz kendi elemanlarımızla bu silahları göndeririz, tekrar onlarla da alırız. ‘ Peki biz ne yaptık? Biz, bunun bizim kontrolümüzde gireceğini esasa bağladık. Bu arada Hür Suriye Ordusu’ndan da olumlu cevap geldi. Onlar da 1300 kişiyi göndermeyi kabul ettiler ve 1300 kişinin gönderilmesiyle ilgili adımı attılar. Çok enterasandır; PYD önce bu 1300 kişiye biraz kabul etmeme noktasındaydı. Fakat sonra bu 1300 kişiyi kabul etme konumunda kaldı. Fakat burada da yine farklı bir adım attı. O da şu: ‘Biz onlara ayrı bir cephe açalım.’ Oyun içerisinde oyun. Hesap bu. Fakat bir hesap karşısında, tabii oyun bozuluyor. Şunun üzerinde bizim iyi düşünmemiz lazım: Tabii, bu tuzağı veya bu tezgahı kuran muhtemelen başka bir mantık var. Yani şu anda PYD’nin mantalitesinin bu kadar güçlü olduğunu ben düşünmüyorum.
‘ADI ÜZERİNDE AYN EL ARAP’
Erdoğan, “Kobani Kürt mü Arap mı” şeklindeki soruya
“Onu artık siz düşüneceksiniz. Muhtemelen daha üst bir akıl var. Kobani ile alakalı olarak, orası aslen, Kürtlerin mi yoksa Arapların mı tartışmasına girmek istemiyorum. Ama işin aslına bakarsanız, adı üzerinde, Ayn’el Arap’tır. Daha sonra bu Kobani’ye dönüşmüştür. Şimdi oradaki bu gelişme bunları rahatsız ederken, olay farklı. ‘Sizin için stratejik mi?’ Söylenmiyor. Ne deniyor? Burada IŞİD burayı düşürdüğü anda, “Bak ben koalisyon güçlerine karşı bir zafer kazanmış olacağım’ diyebilir. Bu çok tehlikeli yaklaşım. Peki aynı şeyi İdlib, Rakka düştüğünde niye düşünmüyorsunuz? IŞİD oraları da işgal etti. Oralarda niye vurmadınız IŞİD’i? Aynı şekilde Irak’ın üçte biri de malum IŞİD’in işgali altında, orada niye bunları vurmadınız? Üstelik sizin silahlarınızla bu işgal devam ediyor. Niye vurmuyorsunuz? Erbil’e 30, 40 kilometre yaklaştıkları zaman Erbil giderse, orada da ağırlıklı Kürtler var. Erbil giderse ne olur bu hal, niye bu soruyu sormuyorsunuz?”
“Kobani’ye koridordan 1300 Özgür Suriye Ordusu mensubunun geçeceği konusu netleşti mi? ÖSO ‘Bizim anlaşmamız yok’ diye açıklama yaptı” sorusuna yanıt olarak:
“Hayır, tam aksine, 1300 rakamını ÖSO yetkilileri ifade etti. En yetkili ağızdan, bizim de yetkili arkadaşlarımıza bunlar bunu bildirdiler. Şu anda ÖSO’nun attığı bu adım birçok tuzağı da bozuyor. Onun için ben bunu çok hayırlı bir adım olarak görüyorum. PYD’nin tezgâhını, tuzağını bozacak. PYD samimi değil.”
VALİDEBAĞ’DA MESCİTTEN RAHATSIZLIK DUYULMUŞ!
Validebağ konusunun, cami ile inşaatla yakından uzaktan alakası yok. Validebağ Korusu mezbelelikti, berbattı, rezillikti. Üsküdar Belediye Başkanı benden rica etti, Başbakanlık dönemimde. Ben de Üsküdar’da oturuyorum. ‘Burayı bize veya İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edin’ dedi. Biz burayı, bir ele alalım, temizleyelim. Çünkü insanlar biraz da korkuyor, gelsinler yürüyüşlerini rahatlıkla yapabilsinler, çay vesaire içebilecekleri mekanlar olsun. Yoksa içerisinde apartman, şu bu, böyle bir şey asla yok. Üsküdar Belediye Başkanımız, korunun yan tarafındaki bir yere de şöyle bir mescid yapma planı içindeydi. Zaten İmar Planı’nda da önceden varmış bu. Ama bu Validebağ korusunun sınırları içinde değil. Orada mescid var ya. Kimileri bundan rahatsızlık duymuş olabilir.
Nerina Azad
Bu haber toplam: 28261 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:17:03:40