CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in, HDP’den ‘diğer her parti gibi bakan çıkabileceğini’ söylemesi üzerine başlayan tartışma devam ediyor.
AKP ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Tekin’e çıkışırken İYİ Parti’li vekiller Twitter’dan paylaştıkları art arda mesajlarla CHP’li Tekin’i ‘HDP’yi normalleştirmek’le suçlamıştı. Bazı milletvekilleri Tekin’e “Hadsiz” derken, bu söylemlerini ittifaktan ayrılma gerekçesi olarak saymıştı.
Ankara’da partisinin il başkanlarıyla bir araya gelen Akşener’se Tekin’in açıklamalarına tepki göstererek, HDP için “Bizim olduğumuz masada olamazlar” demişti.
Diken’in CHP’li kaynaklardan edindiği bilgilere göreyse Kılıçdaroğlu, Tekin’in açıklamalarının ‘maksadını aştığını’ düşünüyor. CHP’li bir kurmayın aktardığına göre Kılıçdaroğlu parti politikalarına ilişkin açıklamaların yetkili isimlerden gelmesini istiyor. Bu isteğini partililere de ileten Kılıçdaroğlu, Tekin’in sözlerine bu nedenle tepki duyuyor.
‘Mesele sadece Erdoğan’ın gitmesi veya kalması değil’
HDP Genel Merkezi’ndeki haftalık basın toplantısında konuşan Sözcü Günay, özetle şunları dedi:
Böylesi tehlikeli bir süreçte üzülerek ifade etmek istiyorum ki, seçim hesaplarından başka bir şeyin derdine düşmeyen Millet İttifakı ise makyajcı ve restorasyoncu bir siyasetle günü kurtarmanın derdine düşmüş durumda.
Hep söyledik, bir daha söyleyelim. Mesele sadece Erdoğan’ın gitmesi veya kalması değildir. Mesele yerine gelecek olanın Türkiye’yi demokratik ilkelerle yönetip yönetmeyeceğidir. O yüzden en başından beri kişileri değil, ilkeleri konuşalım diyoruz.
‘Hiçbir partiyle bakanlık pazarlığı yapmadık, yapmayız’
Bunlar üzerinde kafa yormak gerekirken, şimdi son günlerde tartışılan bazı konulara açıklık getirmek istiyorum. Hiçbir partiyle bakanlık pazarlığı yapmadık, yapmayız. Seçimlerde alacağımız oylarla halkımız bizi görmek istediği yerde görecektir.
Hangi masada oturduğumuz biliniyor. Sanki HDP ‘millet ittifakı’nda yer almak istiyormuş gibi algı üretmek bu ülkeye hiçbir şey kazandırmaz. Biz geçen sene açıkladığımız deklarasyonla tutumumuzu ve ilkelerimizi ortaya koyduk. Ne ‘cumhur ittifakı’nın ne ‘millet ittifakı’nın içindeyiz ne de bu ittifakları destekleriz. Bizim böyle bir derdimiz olmadı, olamaz.
‘Tasvip etmeyeceğimiz bir adaya asla destek vermeyeceğiz’
Emek ve Özgürlük İttifakı dahil en geniş Demokrasi İttifakıyla seçimlere gireceğiz. Hiç merak etmeyin bizim ne aday ne de tercih yapma sorunumuz var. Türkiye’nin en geniş kesimlerine hitap edecek isimler üzerinde şimdiden tartışmaya başladık.
Bizim tasvip etmeyeceğimiz bir adaya asla destek vermeyeceğimizi tekrar belirtmek isteriz. Bunun iyi bilinmesi gerekiyor. Bir ülkenin geleceği söz konusuysa, Türkiye’nin üçüncü büyük partisine, alacağı oy yüzde 20’lere yakın olan bir partiye karşı, bir şey söylerken herkes sözünü ölçüp biçmeli. Siyasi istikbali için Saray etrafında tur atanların insafına bırakılamayacak kadar kritik bir süreçten geçiyoruz.
Kimsenin kayyım rolüyle Türkiye’nin geleceğini karartmaya hakkı yok. Herkesin sorumlu davranarak siyaset yapması, haddini hududunu bilmesi gerekir. Tarihe hesap vermeleri gereken onlar olur, bu işin bedeli ağır olur.
Akşener’e: Halk seni Mehmet Ağar ve Tansu Çiller’le çevirdiğin karanlık işlerden tanıyor
Meral Akşener veya onun sözcülerinin işi HDP’ye konum belirlemek değil. Bir kere halk; seni Mehmet Ağar ve Tansu Çiller’le çevirdiğin karanlık işlerden tanıyor. Hiç merak etme, senin bu ülkeye vaat ettiğin tek şey 90’ların karanlığıdır. Hiçbir HDP’li zaten senin olduğun masaya gelmez, hatta oturduğun kıraathanede çay içmez.
Defalarca söyledik, yine söyleyelim. HDP’nin masası ve ittifakı bellidir. Bizim birlikteliğimiz Emek ve Özgürlük İttifakıdır. Bu ittifak gerçekten demokratik değişimi, dönüşümü isteyen gerçek muhaliflerin tek adresidir. Seçimleri önemsiz görmüyoruz ama seçim gününe ve adaylık tartışmalarına odaklanarak değil, mücadele ittifakını büyüterek geliyoruz.