Ağrı\'ya bağlı Eleşkirt ilçesi müftüsü Alaattin Türkoğlu, haç görevini ifa etmek için bulunduğu Mekke\'de sosyal medya hesabından faşizane bir paylaşımda bulunmuştu.
Müftü, beddua ve hakaretler içeren paylaşımı, gelen yoğun tepkiler üzerine bir müddet sonra sosyal paylaşım sayfasından kaldırmış, ancak dikkatli sosyal medya kullanıcıları tarafından mesajın kopyasının alınmasına engel olamamıştı. Müftünün paylaştığı mesaj:
\"Yarabbi acil kabul et yarabbi,
Dağlıca\'da 16 askerimiz, Iğdır\'da ise 14 polisimiz rahmana yürüdü. Ey devlet 10 katı leş öldürüp TV\'de göstermezseniz bu milletin yüreği rahatlamaz. Ya rab hem dağdakilere, şehirdekilere hem de onlara oy vererek TBMM\'ye sokan şerefsizlere ve kanı bozuklara dünya ve ahirette gün yüzünü gösterme. Şu mübarek mekanda Mekke\'de beddua ediyorum. Yarabbi acil kabul et yarabbi.\"
Vekili olduğu ilin atanmış bir memurunun paylaştığı bu ayrımcı açıklamalar nedeniyle soruşturma açılıp açılmayacağı konusunda bilgi almak üzere üç kez Ağrı İl Müftülüğü ile görüşen HDP Ağrı milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, Müftülüğün bu konuda herhangi bir işlem başlatılmayacağını ifade etmesi üzerine Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM\'ne soru önergesi verdi.
Taşdemir\'in TBMM\'ne verdiği soru önergesinin metni:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Aşağıdaki sorularımın Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından Anayasa’nın 98. ve İçtüzük ’ün 99. maddesi gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Dirayet TAŞDEMİR Ağrı Milletvekili
Seçim sonrası dönemde yaratılan çatışma ortamı nedeniyle gerginliğin arttığı Agîri’de (Ağrı), son olarak Zêtka (Eleşkirt ) Müftüsü Alaattin Türkoğlu’nun, polis ve asker ölümleri üzerine sosyal medya hesabından 8 Eylül 2015 Salı günü 10.57’de paylaştığı sözleri nedeniyle ciddi bir rahatsızlık duyulmuş, sözlere tepki gösterilmiştir.
Türkoğlu “Ey devlet 10 katı leş öldürüp TV’de göstermezseniz bu milletin yüreği rahatlamaz.” cümlesiyle halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmiş, kamu barışısına karşı suç kapsamında değerlendirilebilecek bir eylemde bulunmuştur. Mesajının devamında ise Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) oy veren seçmeni kasetederek “Ya rab hem dağdakilere, şehirdekilere hem de onlara oy vererek TBMM’ye sokan şerefsizlere ve kanı bozuklara dünya ve ahrette gün yüzünü gösterme. Şu mübarek mekanda Mekke’de beddua ediyorum. Yarabbi acil kabul et yarabbi” diyerek beddua etmiş, din görevlisi konumundan gelen gücü kullanarak dini, yaptığı ayrımcı propagandaya alet etmiştir.
Bu bağlamda;
Sayın Ahmet Davutoğlu; İslam’ın barış dini olduğunu ifade eden, Nisan 2015’de Papa Francesco\'nun Ermeni soykırımı ile ilgili sözleri üzerine \"Dini liderlerden beklentimiz barış çağrısı” açıklamasında bulunan, son olarak Ağustos 2015’de katılmış olduğu 31. İl Müftüleri İstişare Toplantısı\'nda “Müftülerimizin ilim adamlarımızın, dini öncülerimizin, İslam dünyasının her yerinde ve ülkemizin her köşesinde... \'Tevhide gel, vahdete gel, insanlık onuruna gel, barışa gel\' diye bütün İslam dünyasının her köşesinde ses vermemizin vakti gelmiştir.\" açıklamasını yapan bir başbakan olarak, Başbakanlığa bağlı olarak faaliyet gösteren Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) personeli Zêtka (Eleşkirt) Müftüsü Alaattin Türkoğlu’nun sözleriyle ilgili bir açıklamada bulunacak mıdır? Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a göre İl ve ilçe müftüleri, bölgelerinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nı temsil eder. Eleşkirt Müftüsü’nün sözleriyle, Diyanet İşleri Başkanlığı Ağrı’da İslam’ı
bir beddua dini olarak yayan, dini değil siyasi faaliyet yürüten bir kurum olarak temsil edilmiştir. DİB’in Ağrı’da bu biçimde temsiline yönelik algıyı değiştirici bir faaliyet planlamakta mısınız? Türkoğlu’nun bu kadar rahat bir biçimde HDP seçmenine yönelik ayrımcılık yapabilmiş olması, intikam ve beddua gibi araçlara başvurmakta beis görmemiş olması, DİB personelinin ayrımcılığın önlenmesi konusundaki açığına bir örnek oluşturmuştur. Kurum personeline yönelik bu doğrultuda bir çalışma başlatılması ihtiyacı duyulmakta mıdır? Devlet Memurları Kanunu m.125 görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmayı ceza uygulanacak fiil ve haller arasında saymıştır. Türkoğlu, açıkça HDP’li seçmeni hedef haline getiren, ilgili yönetmelikte kamu görevlileri için bir yükümlülük olarak tanımlanan “dürüstlük ve tarafsızlık” ilkesiyle çelişen bir açıklamada bulunmuştur. Ayrıca, Türkoğlu’nun bir din görevlisi sıfatıyla, o sırada Mekke’de olduğunun altını çizerek beddua etmiş olması da 5237 Sayılı Kanun m. 219’a göre Görev Sırasında Din Hizmetlerini Kötüye Kullanma suçu kapsamında ele alınması gereken bir davranışta bulunduğunu göstermiştir. Bu düzenlemelerin gereği yerine getirilerek, devlet memuru Alaattin Türkoğlu hakkında herhangi bir idari işlem talimatı verilmiş midir? Benzer şekilde, gelen tepkiler üzerine sosyal paylaşım sayfasındaki yazıyı kaldıran Türkoğlu’nun Ağrı kamuoyu ve HDP’li seçmene sözleri ile ilgili bir açıklamada bulunması için bir talimat verilmiş midir?