Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani, Kalkınma Yolu projesinin “Irak ve Türkiye toprakları üzerinden Doğu ile Avrupa'yı birbirine bağlamak” anlamına geldiği değerlendirmesinde bulunurken, “PKK'ye bağlı tüm yapıları yasaklı olarak ilan ettik.” dedi.
Muhammed Şiya Sudani, Türkiye-Irak ilişkilerinde son dönemde ön plana çıkan Kalkınma Yolu projesi ve bölgesel etkileri, PKK ile mücadelede iki ülke arasındaki ortak vizyon, Irak'ın gereken ilgiyi görmeyen ancak büyük bir potansiyel vadeden doğal gaz zenginlikleriyle ilgili planları ve Türk şirketlerinin rolü, ikili ticaretin artırılması çabaları ve Irak petrolünün Türkiye üzerinden dünya pazarlarına ulaşması gibi konularda AA ve HaberTürk’e değerlendirmede bulundu.
-PKK’ye ilişkin değerlendirme
PKK'nin 80'li yıllardan beri bölgede varlık gösterdiğini belirten Sudani, “PKK unsurlarının varlığı, bireysel mülteciler adı altında ortaya çıkmaya başladı. Bizim anayasamız, Irak topraklarının komşu ülkeleri hedef alacak her bir silahlı gruba alan olmasını yasaklıyor. Bu yüzden de milli güvenlik açısından Irak Ulusal Güvenlik Konseyinde çıkardığımız kararla PKK'ye bağlı tüm yapıları yasaklı olarak ilan ettik. Bunun yanında Mahmur Kampı konusunda düzenleyici önlemler aldık, kamp sakinleri ile ilgili isim, kayıt ve tüm bilgileri yeniden güncelledik. Bu tutumu, bir tek Türkiye'ye yönelik değil herhangi bir komşu ülkeyi hedef alacak tüm örgütlere uygulayacağız.” dedi.
“Bölgenin güvenliğini tehdit eden silahlı grupların faaliyetlerine izin vermenin kimsenin çıkarına olmadığını” savunan Sudani, bölgenin siyasi, ekonomik ve diğer sorunları aşması için istikrara ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi.
-Türkiye ile ikili ticaret
Türkiye ile ikili ticaretin hacmini arttırmanın yolunun dikey genişleme ile mümkün olduğunu ancak hedeflerinin Kalkınma Yolu projesiyle gerçekleştirile bilinecek ticaretin yatay olarak gelişmesi olduğunu kaydeden Irak Başbakanı, “Bu yüzden iki ülke arasındaki ticari hacmin artırılmasına odaklanıyoruz. Böylece Türk kardeşlerimizle uzun vadeli istikrara dayalı ortak çıkarlar gelişir. Ayrıca yardımlaşma ve geleceğe yönelik en önemli yatırımlardan biri olan tarım sektörüne odaklandık. Yakın zamanda bu alanda, Türk şirketlerinin katılımıyla önemli mesafeler kat edeceğimizi göreceğiz.” diye konuştu.
-Kalkınma Yolu
Kalkınma Yolunun, yolun her bir tarafında yol üzerindeki ticareti güçlendirecek yeni sanayi kentleri kurulmasına olanak sağlayacağına işaret eden Sudani, “Bu yılın sonlarında Faw Limanının ilk rıhtımlarının açılışını yapacağız ve Kalkınma Yolu koridoru üzerinden ilk ürün akışı başlayacak.” ifadesini kullandı.
“Tüm ekonomik göstergeler ve fizibilite çalışmaları bu koridorun mevcut rotalar arasında en uygun maliyetli ve en hızlı koridor olduğuna işaret ediyor.” diyen Sudani, açıklamasında şu sözlere yer verdi:
“Mezopotamya, çeşitli ticari kafilelerce ticaret yapmak için tercih edilen bir güzergah olmuştur. Kafileler Mezopotamya'nın kent ve kasabalarından geçerek bu güzergahı kullanmıştır. Kalkınma Yolu, temelde bu tarihi misyonun restorasyonu olup, (Basra'daki) Faw Limanı'nı Türkiye sınırına bağlamaktır. Bu proje, mevcut piyasa dengeleri ve uluslararası ticaret hareketlerine göre, Irak ve Türkiye toprakları üzerinden Doğu ile Avrupa'ya birbirine bağlıyor.”
-Kürdistan petrolünün Türkiye üzerinden durdurulan ihracatına ilişkin değerlendirme
Kürdistan Bölgesi’nden petrol ihracatının yapılmamasının “Irak için zarar” olduğunun altını çizen Sudani, ihracatın durdurulması nedeniyle yaşanan maddi kaybın “Irak Kürdistan Bölgesi'nin kentlerinin kalkınmasını desteklemek ve Irak ekonomisini güçlendirmek için kaçırılmış bir fırsat” olduğunu savundu.
Çözümün yasal prosedürlere bağlı olduğunu bildiren Iraklı lider, değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:
“Bunun çözümü için makbul olan bazı çözümler ve yasal düzenlemeler önerdik. Ancak bunun çözümü yasal prosedürlere bağlıdır. Irak Petrol Bakanlığı'nın bildirisine ve Irak federal genel bütçe yasasına göre, bir varil petrolün çıkarılmasının maliyeti 8 dolardır. Ancak Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Doğal Kaynaklar Bakanlığı, oradaki şirketlerle yaptığı sözleşmede her bir varil petrolün yer altından çıkarılmasının maliyetini 26 dolar olarak belirliyor. Bunun için yeni bir yasa düzenlemesini ya da bu şirketlerle yapılan sözleşmelerde değişiklik yapılmasını önerdik. Şirketlerin çalışmalarını durdurma kararı, federal Irak hükümetinden değil bu şirketlerin bir çözüm beklemesinden kaynaklanmakta. Bu nedenlerde, Irak'ın haklarını ve Irak halkının servetini garanti altına alan yasal bir çözüme ulaşmak için daha fazla çabaya ihtiyaç var. Basra petrolünün, Türkiye limanları üzerinden Akdeniz'e gönderilmesi konusunda ise şu anda çalışılıyor ve ekonomik fizibilite planının oluşturulması büyük önem taşıyor.”
-Su dosyası
Irak’ın geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde yaşadığı kuraklık nedeniyle güney illerde vatandaşlara içme suyu bile temin edilemediğini söyleyen Sudani, Türkiye ile su alanında imzalanan anlaşmanın 10 yıl geçerli olduğunu aktardı.
İki ülke arasındaki anlaşmanın “su yönetiminin iyileştirmesi, yeni su projeleri başlatmak ve yeni sulama teknolojileri alanında deneyimleri paylaşmayı” kapsadığını kaydeden Sudani, “Bu yeni projeler arasında barajlar da var.” dedi.
Sudani, “Irak'ın Dicle ve Fırat nehirlerindeki payı konusunda ortaya çıkabilecek herhangi bir sorunun ne Türkiye ne de bölgenin çıkarına olduğunu daha önce de ifade ettik.” diye konuştu.
Sudani, "İbrahim Reisi'nin ölümünden sonra İran’la ilişkileriniz nasıl olacak, ilişkilerde bir şey değişecek mi?" sorusuna, “Şüphesiz İran İslam Cumhuriyeti ile olan ilişkilerimiz çok stratejik ilişkilerdir ve bu hadiseden çok etkilenmez. Evet Reisi büyük bir kayıptı ancak İran'da devamlılığı sağlayacak kurumlar var. Biz şu an Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Sayın Muhbir'le de görüştük ve kendisi de bize her alanda siyasi stratejik ve ekonomik ilişkilerin devam edeceğini teyit etti." yanıtını verdi.
"Irak olarak iki devletli çözümden mi yanasınız yoksa sadece Filistin Devleti'ni mi destekliyorsunuz?" sorusuna Sudani, "Bizim İsrail oluşumuyla normalleşme ve onu meşrulaştırmak isteyenleri cezalandıran bir kanunumuz var. Biz de hükümet olarak bu çizgideyiz ve bu kanunun uygulanmasından sorumluyuz." karşılığını verdi.