İngiliz İndependent Türkçe'de yayınlanan, “Kasım Süleymani, Hasan Nasrallah'ın sonunun geldiğini mi kast ediyor?” başlıklı makalede, Sülaymani'nin Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı küçük düşürmekle eleştiriliyor.
Muhammed Zahid Gül tarafından kaleme alınan makalenin tam metni şöyle:
İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, birkaç gün önce İran devlet televizyonunda yayınlanan röportajında, 2006 yılında Lübnan ve İsrail arasında gerçekleştirilen savaşta Lübnan'ın rolünü ele aldı.
Söz konusu röportajda Süleymani, Lübnan'daki Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı küçük düşürmeye çalışıyor.
Süleymani, kendini ve İmad Muğniye'yi, Nasrallah'ı “operasyondan” sağ salim çıkaran kişi olarak gösterdi.
2006 yılının Temmuz ayında gerçekleştirilen savaşın sonuna kadar gidişatı kendilerinin takip ettiğini söyleyen Süleymani, 2006 yılında elde edilen “zaferin”, Nasrallah'ın değil kendisi ve Muğniye'ye ait olduğunu belirtti.
Muğniye'nin ölmesinin ardından Temmuz 2006'da gerçekleştirilen savaşın “tek kahramanı” yalnızca Kasım Süleymani kaldı.
Kasım Süleymani, kendisini sözde zaferin kahramanı ilan etmekle kalmayıp, Hasan Nasrallah'ı Lübnan'daki Hizbullah örgütünün Genel Sekreterliğinden alınabileceğine, Lübnan Hizbullahı'nın onsuz daha güçlü olacağına işaret etti.
Birkaç gün önce devlet televizyonuna verdiği röportajda ifade ettiğine göre, Lübnan Hizbullahı'nın fiili lideri Kasım Süleymani'nin kendisi.
Hasan Nasrallah, öncelikle İran'ın Lübnan'daki nüfuzunu ikinci olarak da partinin Lübnan'daki konumunu etkilemeden görevden alınabilir ya da ‘kahramanlık' operasyonundan tasfiye edilebilir. Hatta Hizbullah, siyasi bir partiye dönüşebilir.
Askeri gücü de İran'a karşı uluslararası yaptırımları kaldırmayı amaçlayan ABD ve Fransa'yla yapılan anlaşmanın bir parçası olarak belirlenebilir.
İran Devrim Muhafızları'nın, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı önemsiz gösterme ya da ABD'nin Lübnan'a uyguladığı yaptırımları hafifletmek için başka bir kişiyle değiştirme gerekliliği hissetmelerinin nedenini bilmek önemlidir.
Kasım Süleymani'nin Nasrallah'ı bombardımandan kurtarma ve 2006 yılında “operasyon odasından” güvenli bir yere taşıma iddiası, Hizbullah Genel Sekreteri'ni Lübnan, İran ve diğer ülkelerdeki destekçileri önünde küçük düşürdü.
Hasan Nasrallah 2006 yılından bu yana 13 yıldır İran, Devrim Muhafızları ve yurtdışındaki destekçileri tarafından bir kahraman olarak anılıyor.
Bunu önemsizleştirme girişimi, yalnızca politik amaçlar doğrultusunda öncelikle de İran ve Lübnan'ı bazı Körfez Arap ülkelerinin ABD ile yakınlaşmadan kaynaklanan baskısından kurtarmak için gerçekleştiriliyor.
Öyle ki geçtiğimiz yıllarda Hasan Nasrallah, Birleşmiş Milletler (BM) gözetimindeki Suriye'nin geleceği konusunun yanısıra bu ülkelere duyduğu nefretini tümüyle açığa vurmuş ve sert açıklamalarda bulunmuştu.
Nasrallah büyük olasılıkla, bu uzlaşmayı başarılı kılmak, bölgedeki krizlerden kurtulmaya çalışmak ve özellikle de ABD yaptırımlarının kurbanının İranlılar değil de Araplar olması için Tahran tarafından feda edildi.
Hasan Nasrallah'a ait popüler gazeteler, Suriye, Yemen, Lübnan ve Irak'ta gerçekleştirdiği katliamların ardından Arap ve Müslüman ülkelere karşı nefretle doldu taştı.
Hasan Nasrallah, Arap-İran uzlaşısının kurbanı mı olacak?