CHP'nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 4 Kasım'da yapılan CHP kurultayı ve yerel seçimlerin ardından ilk kez canlı yayın konuğu oldu.
KRT canlı yayınında gündemi değerlendiren Kılıçdaroğlu eleştirilere yanıt verdi.
'Kayyuma Karşı Madde' Var
- Kaldı ki o dönemki anketlerin hepsinde biz öndeyiz. Bunlar ortadayken Zafer Partisi ile protokol imzaladık. O protokolde çok önemli bir şey var. 'Belediye Başkanlarını mahkeme kararı olmadan kayyum atanmasının doğru olmadığı ve önüne geçileceği' yazılı. Zafer Partisi'nin Genel Başkanı buna imza attı. Bunu kimse konuşmuyor.
- Herkes kendi kafasına göre 'Ben Kılıçdaroğlu'nu nasıl eleştireceğim, nereden tutmalıyım ve nasıl eleştirmeliyim' havasına girdiler. İlk kez karşılaşıyorum.
- Protokol eleştirilebilir ama bir okuyun. Bu protokoller altılı masa adına yapılan protokoller değil.
Kılıçdaroğlu 31 Mart seçimlerine ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:
CHP birinci olduğu için son derece mutluyum. Umarım daha sonraki süreçlerde de devam eder. Partinin uzun yıllar emek vermiş birisi olarak çalışmak zorundayız. Bu mücadele bir halk mücadelesidir. CHP'ye yönelik toplumda oluşturulmuş bir algı vardı. CHP halkın değil bir üst grubun partisiydi. Hemen hemen toplumun her kesimine açıkça partiyi anlatınca aramızda sağlıklı bir zemin oluştu. Çünkü halka yaptığınız görüşmelerde -kanaat önderleriyle yaptığım toplantılarda- bütün eleştirileri dinlemek ve samimi yanıt vermek zorundasınız. Bu samimiyet bize çok önemli şeyler kazandırdı. Parti olarak da hatalarımız vardı o nedenle gelin helalleşelim dedim.
Yaptığımız çalışmalarla çok şey başardığımıza inanıyorum. 11 Büyükşehir Belediye Başkanlığı kazandık. Aday belirlemek, kazanmak kolay mıydı? Ben, Bursa'yı, Balıkesir'i, Manisa'yı alabilirdik dedim. Şimdi onların hepsini aldık. Bir öngörünüz olacak.
Deprem oldu, kimse gitmezken deprem bölgesine gittim orada yattım. Bütün acılara tanık oldum. Belediye Başkanlarımız olağanüstü çaba harcadılar. Başkanlarımız koronavirüs döneminde de büyük çaba harcadılar. Biz bu anlayışla ve bu kucaklama ile bu sonucu elde ettik. Halka güven verdik ve halk bize inandı.
Yarın, Demirtaş'ı ziyarete gideceğim
Bir vekilin dokunulmazlıklarının kaldırılması için anayasa değişikliğine gerek yok. AK Parti'nin grubu yetiyor zaten. Neden bir anayasa değişikliği ile dokunulmazlıklar kaldırılmak isteniyor? Çünkü CHP'ye tuzak kuruyorlar. O dönem terör bir hayli yoğunlaşmış vaziyette, dokunulmazlıkları bir anayasa değişiklikleri halinde getirelim buraya, CHP'de buna hayır diyecek o zaman seçimlerde meydanlarda 'Teröristleri koruyan parti bu' diyeceklerdi. Biz de dokunulmazlıkları kaldırın kardeşim dedik. Selahattin beyin bugün içeride olması bir hukuk faciasıdır. Erdoğan özellikle onu içeride tutuyor 'Ben seni başkan yaptırmayacağım' dediği için. Sadece Selahattin bey değil Gezi tutukluları var. Milletvekili var. Osman Kavala var. Siz mahkeme kararı, AYM, AİHM kararı uygulamıyorsunuz... Yarın, Demirtaş'ı ziyarete gideceğim. Demokrasi sadece benim için değil. Bir insanın düşüncesi kısıtlanır mı? Bizim mücadelemiz sıradan bir mücadele değil. Biz otoriter bir yönetime karşı, yargıyı tanımayan bir yönetime karşı mücadele ettik. Bizim mücadelemiz kutsal bir mücadele. Bir milim geri adım atmadık biz. Şimdi suçlanıyoruz. Bütün bunları ben mi yaptım? Onların hakkını, hukukunu savunan benim ama suçlanan da benim. Elinde kalem, yazacak bir şey bulamıyor kimi eleştiririz? Tabii ki Kılıçdaroğlu'nu. Nasılsa bir şey olmayacak. İnsan da bir vicdan, ahlak, erdem olur. Hatam olur, eleştirebilirsin ama bu kadar da olmaz.
Demirtaş çok sevilen birisi, saygı duyulan birisi. Haksız yerde hapiste tutulduğu için milyonlarca Kürt'ün ve Türk'ün vicdanında rahatsızlık duyduğu bir kişi. Bir insan bu kadar hapiste tutulmaz diyorlar. İnsaf ya. Demirtaş CHP'ye oy mu verir? Hayır. Haksızlık karşısında susarsanız en büyük adaletsizliği siz yapıyorsunuz. Gezi'de Taksim meydanını açan benim. Kadıköy'deki mitingi iptal edip, Taksim'i açan benim gel tutukla o zaman kardeşim. Osman Kavala'dan ne istiyorsun sen?